Çıldırma diyaloğu: Halden hale ilk geçişteki bilinç sancısı

Halden hale ilk geçişteki bilinç sancısıdır çıldırmak. Sancılı dönem çıldırma dönemidir. Sancın geçince doğarsın. Ta ki yeni kavrayış, yeni çöküş ve yeni bir ben bulana dek. Çıldırmak bu nedenle iyidir. Bu nedenle iyi olduğundan yasaktır.

Çıldırma diyaloğu: Halden hale ilk geçişteki bilinç sancısı

  • Şimdi söyle bakalım çocuk: Ben nasıl bakıyorum?
  • Çıldırmış gibi efendim.
  • Doğru söyledin çocuk. Neye benzetiyorsun beni?
  • Siz sadece kendinize benziyorsunuz efendim.
  • Hayır! Her insan bir şeye benzer. Beni bir şeye benzet bakalım.
  • Efendim kafanız çok karışık! Siz de her insanda olduğu gibi kendinize hassınız.
  • Her insan kendine has oluşunda birbirine benziyor da ben niye sadece kendime benziyorum ve diğer insanlar gibi has oluşta onlarla ortak değilim?
  • Efendim yanlış anladınız, ben sadece demek istedim ki…
  • Hayır çocuk ben yanlış anlamadım. Sen sözlerinin takipçisi değilsin ve kurnaz kaçışlarınla sorumu yanıtsız bırakıyorsun! Şimdi tekrar soruyorum: Söyle bakalım ben neye benziyorum?
  • Efendim…
  • Çıldırmış gibi mi bakıyorum mesela?
  • Yok efendim, şey aslında…
  • Evet çocuk ben çıldırmış gibi bakıyorum! Ben bu çıldırmış halimle, halimi bilip kendime karşı dürüst olabiliyorum da sen o akıllı kafanla neden bana karşı dürüst olamıyorsun? Gerçekleri, üstelik sorulduğu halde söylemeye niçin çekiniyorsun? Peki; şimdi söyle bakalım çocuk: İnsan niçin çıldırır?
  • Efendim bilemem ki insan niçin çıldırır. Sanırım en azından çıldırabilecek bir potansiyeli vardır. Çıldırabilmek bile yeterlilik ister. Çıldırabilecek bir insan da çıldırtıcı bir şeyi bilmeli ki çıldırabilsin. Böyle düşünüyorum.
  • Çocuk! Şimdi dürüst olmaya başladın ve anlamaya ve anlamış gibi yapmamaya! Çocuk sende de çıldırabilecek bir istidat görüyorum! İleride bir gün seni de çıldırtabilecek bir gerçeği fark ettiğinde kendini zorlama! Çıldırmak biliyor musun çocuk; ‘rahatlamaktır.’ Rahatlatır. Rahatsızlıktan dolayı insan çıldırmaz çocuk! Rahatsız olan isyan eder! Rahatını bulan da tesellisiyle avunur!
  • Peki, ben niçin çıldırmış olabilirim çocuk? Beni hangi bilgi bu hale getirebilir? Hangi bilgidir ki beni bir şeylerle zoru olan bir adam yapabilir? Ve söyle bana çocuk böyle bir bilgi olabilir mi?
  • Efendim zannediyorum ki böyle bir şey olamaz. Bilginin çıldırtmak değil, sakinleştirmek gibi bir işlevi olmalı!
  • Evet, böyle bir şey yok çocuk! Bilgi çıldırtmaz. Bildiğini kavramak çıldırtır. Kavramak çıldırtıcıdır. Kavradığın bilginin yıllardır bin bir emekle oluşturduğun zihin yapını çökertmesi insanı çıldırtır ve asıl çıldırtan ise bu yıkılan yapı karşısında içine düştüğün telaştır. Telaş çıldırtıcıdır çocuk. Bilgi çıldırmana sebep olur sadece. Asıl çıldırtan bilgi değildir. Senin bilgiye karşı olan tavrındır. Onu yaşar ve o olursan çıldırırsın çocuk.
  • Şimdi söyle bakalım çocuk, kavramak nasıl çıldırtır?
  • Efendim o nasıl değil, zaten yaşamanızla sorgulatıcı ve sorguladıkça da bir şeylerle zoru olan bir şey yapıcıdır.
  • Yanıldın çocuk. Onu son zannettin. Her başı son zannettiğin gibi. Bilmediğini öğrendiğinde onu kavramadan aynen tekrar ettiğin gibi. Verileni geliştirmeyip sadece yetindiğin gibi. Sahip olduğunu elden kaçırmak istemeyici tavrı yine gösterdiğin gibi. Çıldırmaya henüz hazır olmadığın gibi.
  • Şimdi dinle çocuk: Kavramak da çıldırtmaz. Çıldırtan, kavradığınla sorguladığın benliğinin çöküşü ve artık ne olduğunu bilememe halidir. İnsanı ‘hal’ çıldırtır çocuk. Halden hale ilk geçişteki bilinç sancısıdır çıldırmak. Sancılı dönem çıldırma dönemidir. Sancın geçince doğarsın. Ta ki yeni kavrayış, yeni çöküş ve yeni bir ben bulana dek. Çıldırmak bu nedenle iyidir.
  • Bu nedenle iyi olduğundan yasaktır. Çünkü çıldırmanın altında bir şeyler vardır. Çıldırmak seni yok eder çocuk. Ve sonra sana bir benlik bağışlar. Eski benliğine tuttuğun yastır çıldırmak. Bensiz oldum zannetmektir çıldırmak. Bensizliğin benini yaşamaya başlamakla da çıkış başlar ve böylece yeni bir kapı aralanır. Aralıktan başını içeri sokup bakarsın ve köşede sana sımsıcak gülümseyen yeni benliğine aşık olup her şeye yeniden başlarsın.
  • Şimdi söyle bakalım çocuk: Ben nasıl bakıyorum?
  • Çıldırmış gibi efendim.
  • Doğru söyledin çocuk.

Parapsikoloji ve Ruhsal Yetilerimiz


 

 

Türker Ercan
Türker Ercan, 1 Haziran 1972 doğumlu. Öğrenciliği hiç bırakmayan bir öğretmen. Uzakdoğu sporları ile uğraştı. Felsefe, psikoloji, parapsikoloji konularında ve mantık alanında uzun yıllar araştırmalar yaptı.