Devri Devran: Kıyamet çığlıkları atanlar pek bir suskun nedense.

Her kafadan bir ses çıktığı günlerdeyiz. Ama kıyamet çığlıkları atan yeniçağ akımcıları pek bir suskun nedense. Yıllardır milleti kıyamet geliyor, uzaylılar işgal edecekler, boyut değiştireceğiz diye kandırıp ilgi odağı olmayı ve hatta maddi çıkar sağlamayı başaranlar deliklerine çekildiler.

Devri Devran: Kıyamet çığlıkları atanlar pek bir suskun nedense.

Gün gelmek üzere ve onlar biliyorlar ki dedikleri gibi felaketler gerçekleşmeyecek. Foton kuşağı yok, Marduk gelmiyor, uzaylı istilası ya da sürüngenlerin istilası yok,  Armagedon da olmayacak, Deccal da inmeyecek yeryüzüne

Ama bir şey olacak; Devri Devran olacak!

Yani devran devir edecek, çağ değişecek..


Mayalar, tarihin en büyük gök bilimcileri idi. Yıllar sonra keşfedilecek uzak yıldızları ve yıldız kümelerini bile takvimlerine almışlardı. Bu durum onların takvimlerini güvenilir hale getiriyor elbette ama daha önemlisi büyük bir sırra vakıf oldukları gerçeğinin yabana atılamamasına neden oluyor. Onlar yeni döngünün insanlık için neler getireceğini biliyorlardı, döngüye verdikleri isim sırrın içeriğini ortaya koyuyor.

Altın Çağ!

Bu isim dünyadaki fiziki değişiklikleri değil, manevi değişiklikleri çağrıştırıyor. Sır, yaşanacak ruhsal ve manevi değişimleri kapsıyor.

Yaşadığımız ve sonuna geldiğimiz yaklaşık 5000 yıllık döngü korkunçtu.

İnsanlar yokluklar, savaşlar ve haksızlıklarla sınandılar, büyük güçlerin ve çıkarların oyuncağı oldular.

Köle oldular, insana kulluk ettiler.

Çalıştılar, üretemediler, üretebildiklerini başkaları sahiplendi, çocukları açlıktan öldü.

Hastalıklardan kırıldılar, şiddet ve işkence gördüler.

Açlık ve soykırım nedeniyle ırkların soyu tükenme noktasına geldi.

Ve sonunda sevgiyi unuttular,


İnsanlıklarını ve varoluş nedenlerini unuttular,

Eşit doğduklarını unuttular,

Tıpkı Tevrat’taki tanrı gibi kıskanç ve kinci oldular!

Ama şimdi “Devri Devran” zamanı

Kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmak, eşit şartlarda yaşamak, çalıştığımız kadar kazanmak,  sağlıklı yaşamak ve en önemlisi mutlu olmak. Ölmemek, öldürmemek, savaşmamak, açlık ve acı çekmemek, kölelik etmemek, baskı görmemek!

Altın Çağ’ın özü budur!

Bu nasıl mümkün olacak derseniz, tek bir yolu var derim.

Tek ve adaletli bir dünya düzeni ile!

Sınırların, çıkarların, savaşların olmadığı, herkesin doyduğu, çalıştığı kadar kazandığı, bireylerin eşit olduğu, insanın insanca yaşadığı, kimsenin kimseye kulluk etmediği bir dünya düzeni!

İlahi güçlerin yeryüzünü hatırladığı bir dünya düzeni!

Bence şimdi o düzenin eşiğindeyiz. Verilen tarihte ise köklü değişim başlayacak. Yeni nesiller, indigolar, kristaller ve ışık işçileri görevlerini yapıp yeni dünya düzenini oturtacaklar.


Ve umarım öyle olacaktır!

Ruhsal bilgiler ve yaşam formülleri


Dilek Ural
1963 yılında İzmir’de doğmuşum. İzmirli olmaktan her zaman gurur duymuşumdur. Uzun yıllar İzmir’den uzak yaşasam da son iki yıldır memleketime kesin dönüş yaptım. Yıllardır Hürriyet Gazetesinin, Hürriyet Aile sayfasında rüya yorumlama işini sürdürüyorum. Ayrıca eborsahaber sitesinin finansal astroloji sayfasını yönetiyorum. İhtiyacı olanlara danışmanlık hizmeti veriyor, rüyalarla ve astroloji ile yollarını aydınlatmaya çalışıyorum.