Kenevir beraat etmeli mi?

Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kağıt çıkar.  Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevir dört ayda… Kenevir 8 kez kağıda dönüştürülebilir, ağaç 3 kere… Dönüşümlü ziraate uygun yaz bitkisidir, dünyanın her yerinde kolaylıkla yetişir. Çok az suya ihtiyaç duyar. Kendisini böceklerden korumak için tarım ilacına ihtiyacı yoktur, dayanıklıdır. Tüm petrokimya ürünleri yenilenebilir olarak kenevirden daha ucuza üretilebilir.

cannabis forest kenevir ormanı

Not: Bu yazı yalnızca bitki olan kenevirin kullanıldığı “yasal sektörler” hakkında genel bilgilendirme yapmakta; doğayı korumaya yönelik çevresel bir bakış açısı sunmaktadır. Yasal uyarı konusunda yazının sonunda bilgilendirme bulunmaktadır.

Dünyanın bizi üzerinden silkelemesine çok az kaldı

Bu nüfus artışıyla, bu tavırda tüketmeye devam edersek tekmeyi yiyeceğiz. Ağaçları yok ettik, dereleri kuruttuk, atmosferi kirlettik, plastik çöplerimiz biz gitsek bile milyon yıl yok olmayacak. Tüm dünyayı beton ve çelik ile ördük. Şehirlerimize gökyüzünden baktığımızda, yaşadığımız beton içinde nasıl nefes alabildiğimize şaşırmamak mümkün değil.


1974 yılında Almanya’da bir yıl yaşamıştım. Bulunduğumuz kasabayı planlayanlar, etrafını çember gibi orman ile örmüşlerdi. Ormanı gördüğümdeki şaşkınlığımı hala unutamam. Bu orman insan eliyle oluşturulmuştu ve inanılmaz büyüktü. Leylak ağaçlarını saymaya kalkmıştım umutsuzca. Lakin sayılmayacak kadar uçsuz bucaksızdı orman. Almanlar bizim yıllardır yok ettiğimiz doğal ormanlarımıza özenip, yapay ormanlar oluşturmuşlardı. Ormanın içinde dağ çileği ve yabani mantar bile vardı. Aileler hafta içi çalışır, hafta sonu bu  ormanın içinde toprakla haşır neşir olur, halk havuzunda yüzer, alışverişini yapıp evine dönerdi. Ve inanılmaz bir şekilde arkalarında tek bir çöp bırakmazlardı. Hafta sonları çilek, mantar toplamanın keyfini hala unutamam ve hatırlarım.

Ormanlarımızı kestik, yaktık, doğayı katlettik

Batı ülkeleri sanayileşmeye ve şehirleşmeye bizden önce başladı. Biz de onları takip edip şehirleştik. Ama onlar şehirlerini ormanla çevrelerken, biz doğamızı bitirdik, ormanımızı kestik, yaktık, tarlalarımızı söktük. Sıra şehir ve doğal parklarımıza, dağlarımıza geldi. Bu arada, dünyanın tahıl ambarı olan Anadolu’muza şimdilerde buğday bile ithal ediyor-muşuz. Ne mutlu bize…

Şimdi, bizim iki-üç kuşaktır uyuduğumuz bu uykudan uyanma saatindeyiz. Yıllardır katlettiğimiz doğa, bizden öcünü almadan bir şeyler yapmalıyız.  Doğa katliamını engellemeliyiz, ağaçları kurtarmalıyız, tekrar doğal besin ve doğal ilaç kullanımına geçmeliyiz. Bu niyetle neler yapabileceğimize göz atmaya çalışırken, bilmediğim bazı şeyler keşfettim. Ben şaşırdım, amacım biraz da sizi şaşırtmak…

Kenevirin kullanıldığı yasal sektörler:

Bu yazı, uyuşturucu sınıfında olan esrar veya THC maddesini değil, bir bitki olan keneviri ele almaktadır.

Kenevir, insanlık tarihinin en eski bitkilerinden biri. Kenevir, dişisi ve erkeği gözle ayırt edilebilen tek bitki.

Kenevirin kullanıldığı sektörleri sıralayalım:

  • İlaç yapımında,
  • Kağıt yapımında,
  • Yakıt yapımında, (bio yakıt)
  • Kumaş yapımında,
  • Otomotiv sektöründe,
  • Petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif,
  • Kozmetik ve sabun yapımında…

Kenevirler bataklık kurutmada çok etkilidir. Radyasyon temizleyicidir. Olağanüstü miktarda Oksijen üretir. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

kenevir

Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kağıt çıkar

Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevir dört ayda… Kenevir 8 kez kağıda dönüştürülebilir, ağaç 3 kere… Dönüşümlü ziraate uygun yaz bitkisidir, dünyanın her yerinde kolaylıkla yetişir. Çok az suya ihtiyaç duyar. Kendisini böceklerden korumak için tarım ilacına ihtiyacı yoktur, dayanıklıdır. Yani kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşsa tarım ilacı sektörüne de gerek kalmaz!

Kanvas kelimesi kenevir ürünlerin adıdır, ilk kot pantolon kenevirden yapılmıştır. Sicim, ip, halat, çuval, çanta, halı, torba, döşeme, ayakkabı, şapka yapımında dayanıklı ve idealdir. Tohumunun besin değeri ideal, protein değeri çok yüksek, içindeki iki yağ asidi doğada başka hiç bir yerde yok ve kolesterol dostu. Omega 3-6-9 yağlarını taşıyor. Soyadan çok daha ucuza üretilebiliyor. Hayvan beslemekte ideal bir besin. Onunla beslenen hayvanlarda hormon takviyesine gerek yok. Şu anda hormonlarla ve kimyasallarla dolu fastfood reklamları serbest ama, kenevir kotunun reklamını yapmak yasak! Yani kimyasal olan yasal, doğal olan yasak… Yararlı olan hapiste, zararlı olan ise özgür ve serbest.

Plastikten elde edilen ürünlerin tümü daha sağlıkla ve kolaylıkla kenevirden üretilebiliyor.


Kenevir plastiği çok kolayca doğaya dönüşebiliyor. Plastik ise doğada bir milyon yılda yok olmayacak kadar zararlı. Gövdesi kenevirden yapılan arabaların dayanıklılığı çelikten on kat fazladır. Kenevir bazlı asfaltlar asırlarca bozulmadan kalabiliyor. Binaların yalıtımında kullanıldığında son derece dayanıklı, ucuz, esnek ve zararsız.

Boya ve vernik üretiminde olağanüstü ucuz ve verimli, dayanıklılık etkileri var. Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetikler doğa dostu ve suları kirletmiyor. Bunları öğrendiğimde, sanayi ve ilaç sektörü, petrol ve suni kimyasallar ile kurulmasaydı dünya bugün hangi durumda olurdu diye hayal ettim ve gözyaşlarıma engel olamadım. Dünya anamız bizi affetsin…

Kenevir ve özellikleri bilinmiyor muydu da biz petrole ve kimyasala dayalı bir medeniyet kurduk?

Elbette biliniyordu ve tüm yan ürünleriyle kenevir, bir zamanlar dünyada önemli bir üretim bitkisiydi, kullanım alanı çok genişti. Ekolojik, çok faydalı ve kullanım alanı saymakla bitmeyen bu bitkiye ne oldu da bugün yasak? Bugün üretimi yasak olan kenevir,18. yüzyılda Amerika’da zorunlu olarak yetiştiriliyordu. Kenevir üretmeyen çiftçi hapse bile atılıyordu. Bugünse üreten hapse atılıyor… Nasıl bu hale geldi, merak ediyorsanız bir bakalım öyküsüne: Bu öyküde tanıdığımız isimler var yine… Rockefeller gibi…

Kenevirin ABD’de yasaklanma hikayesi

* Amerika’da 1900’lü yılların altın madeni sahibi, siyasetçi, yayıncı, film yapımcısı W. R. Hearst, ülke çapında gazete, dergilerin ve medyanın sahibiydi.  Kağıt üreticiliği yapıyordu ve ormanları vardı. Kenevirden yapılan kağıt yüzünden milyonlarca dolar kaybedecekti.

* Rockefeller dünyanın en zengin adamıydı ve petrol şirketi vardı, bio yakıt kenevir yağı onun en büyük rakibiydi. İlaç sektöründeki kenevir bazlı doğal ürünler de düşman edilmişti Rockefeller tarafından.

* Dupont şirketi ana hissedarı Mellon, petrol ürünlerinden plastik üretmek için patentler almıştı. Plastik, selofan, naylon, metanol, rayon, dakron artık petrolden üretilecekti. Ama kenevir endüstrisi Dupont’un pazar payına yüzde seksen engel oluyordu. Derken, birden Andrew Mellon, ABD Başkanı Hoover’in hazine bakanı oluverdi. Yeğenini de Federal Narkotik Bürosunun başına atadı. Hearst, Dupont sahibi Mellon, Rockefeller ve ilaç firmaları, kendi aralarında yaptıkları toplantılarda, kenevirin milyonlarca dolarlık imparatorluklarını tehdit eden düşman olduğuna karar verdiler.

Kenevir ortadan kalkmalıydı. Meksikalıların kullandığı argo bir kelime olan Marihuana sözcüğünü, Hearst’ün gazeteleri aracılığıyla en tehlikeli uyuşturucusu olarak fişlediler. Marihuana ismiyle kenevirin aynı şey olduğunu tüm insanlara unutturmak istiyorlardı ve başardılar. Marihuana’yı yasaklatmayı başardıklarında keneviri yasaklatmış oldular. Karar verildiğinde komitede olan doktor bile keneviri yasakladıklarını bilmiyordu.

kenevir

Doğal rezervlerimiz hızla tükendi; plastik Dünya’yı çöplüğe çevirdi

1930’lu yıllardı ve halk eğitimsizdi, subliminal yöntemler konusunda cahildi. Irkçılık henüz bitmemişti ve bu kişiler aynı zamanda ırkçılık üzerinden de kampanya yapıyorlardı. Kenevir ilaçları yasaklandı, kenevir bitkisi en tehlikeli uyuşturucu olarak fişlendi. Kenevir ilaçları tıp dünyasından çekilerek yerine bugünün öldürücü kimyasal ilaçları geldi. Kağıt, ormandan üretilmeye başlandı ve tüm dünyada ormanlar katledildi. Petrol yakıtı, egzoz gazlarıyla atmosferi geri dönülemez şekilde tahrip etti, zehirledi. Doğal rezervlerimiz hızla tükendi, dünyanın dengesi bozuldu.

Plastik ve naylon ürünler dünyayı ve denizleri çöplüğe çevirdi. Kenevir yerine kullanılan pamuk nedeniyle kullanılan tarım ilaçları ile zehirlenme ve kanser arttı. Bugün kenevir yasaklı olduğu için, yasadışı kenevir üretimi üzerinden kara para kazanan çok sayıda insan var. Bu paranın kullanıldığı yasadışı örgütler var. İnsanların bazen hayatlarına bile mal olan bu ticaret yüzünden kontrol edilemeyen çıkar ilişkileri ile uluslararası kaçakçılıklar var.

Yaşanabilir bir dünya için ormanlar

Varlığının faydaları çok, yasaklanması nedeniyle ise ülke bazında ve global olarak inanılmaz derecede zarar var. Dünyayı petrokimya ve zararlı kimyasallar ile kirletmek yerine, kenevirin üretimini disiplinli bir kontrol ile yapabilseydik, bugün çok daha güzel bir dünyada yaşıyor olacaktık belki de… Hala da geç kalmış değiliz aslında. Dünyayı kurtarmak için neden olmasın? (Kaynak: Focusdergisi.com.tr)


Yasal Uyarı: Bu yazı, bir bitki sınıfından olan kenevir ağacını yalnızca “çevresel” bir bakış açısıyla ele almakta; “kenevir bitkisi kullanılan yasal sektörler” hakkında genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Bu sayfada yer alan içerik ve fotoğraflar yalnızca kamuyu bilgilendirme amacı taşımaktadır. Uyuşturucu sınıfında olan esrar, marihuana veya THC maddesini kullanmak veya bulundurmak Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Uyuşturucu kullanmak tehlikeli ve sağlığa zararlıdır. Madde bağımlılığı konusunda profesyonel destek almak için Sağlık Bakanlığı’nın ALO191 Uyuşturucu ile Mücadele, Danışma ve Destek Hattı‘na başvurabilirsiniz.

Metamfetamin nedir? Türkiye’yi tehdit eden uyuşturucu


Nesrin Dabağlar
İstanbul’da doğdu. İşletme ihtisası yaptı. 12 yıl bir devlet kuruluşunda muhasebe alanında çalıştı ve 1995-2008 yılları arasında özel sektöre ait çeşitli sağlık kuruluşlarında yöneticilik, danışmanlık ve halkla ilişkiler görevlerinde bulundu. 2008’den itibaren çalışma alanlarına eğitim sektörünü de ekleyerek özel bir üniversitede halkla ilişkiler ve organizasyon uzmanı olarak çalıştı. Bilimsel konuların insan ile ilişkileri, inanışlar ve inançlar konusunda araştırmalar yaptı. Özellikle kutsal metinler, tarih, psikoloji, fizik ve bilimdeki yenilikleri konu alan makaleler yazdı. 2006 yılında İndigo Dergisi'nin yazar ve muhabirliğini yapmaya başladı.