Ayurveda Yaşama Dahil Olunca: Doğadan Yayılan Şifa

Bilinçsizce bitki kullanmak da bilinçsizce ilaç kullanmak kadar olumsuz sonuçlar yaratabilir. O nedenle tüm bu tedaviler tıbba alternatif değil, destek ve tamamlayıcı olarak kullanılabilir.

1 ve bitkiler

Uzun zamandır Alternatif Tedavi ile ilgileniyorum. Bitkiler, baharatlar, yaşam enerjisini doğru kullanmaya yönelik merakım beni Ayurveda ile tanıştırdı. 6 yıldır bu konuda çeşitli eğitimler aldım. Burada paylaştığım bilgiler tedavi amaçlı değildir. Tavsiye edilemez. Kendi tecrübelerimizi paylaşma ve bilgilendirme amaçlıdır. Lütfen kendi doktorunuza danışınız.
Bu ay dergi yazımı yazarken 5 yaşına girmek üzere olan oğlumuzun kreşe başladığını düşündüm. Bu yıla kadar hiç antibiyotik kullanmamıştık. Doğal yollarla tedaviyi seçmiştik. Bu sene kreşte elbette biz de hasta olabiliriz. Nasıl geçireceğimizi yaşarken tecrübe edeceğiz. Kreşe başlamasıyla beraber beslenmenin ne kadar önemli olduğunu aslında bir kez daha anladım. Ne tükettiğimiz, ne yiyip içtiğimiz, aslında nasıl hissettiğimizden, yakalandığımız hastalıklar ve iyileşme sürecimize kadar etkileyebiliyordu.
Ben de kendi evimizde oğlum hastalandığı zamanlarda neler uyguluyoruz biraz onlardan bahsetmek istiyorum.


ayurveda-1

Kulak ağrısı yaşadığı ya da kulak enfeksiyonu olduğu zamanlarda birkaç damla lavanta yağını çay ağacı yağı ile karıştırıp kulağın dış çevresini ve kulak memesine masaj yapıyoruz. Tülbent ile sarılmış ısıtılmış pirinci ağrısını hafifletmek için kulağına koyuyoruz.
İki damla çay ağacı yağı bir pamuğa damlatılabilir ve bununla kulak dışına kompres yapılabilir. Kimi zaman bu yöntemi deniyoruz. Evimizde gümüş iyonlu Koloidol su varsa bu süreçlerde tüketiyoruz. Elbette mutlaka doktora gidiyoruz. Henüz hiç orta kulak iltihabı olmadı. Genelde yakalanmadan önlem aldık ama eğer orta kulak iltihabı olsaydı mutlaka doktorumuz hangi tedaviyi önerirse dikkate alır ve harfiyen uygulardık.
Bilinçsizce bitki kullanmak da bilinçsizce ilaç kullanmak kadar olumsuz sonuçlar yaratabilir. O nedenle tüm bu tedaviler tıbba alternatif değil, destek ve tamamlayıcı olarak kullanılabilir.
Büyüme ağrısı yaşar her çocuk, o dönemlerde evimizde ceviz mi var içim rahat eder.
İdrar yolları için yaban mersini suyu tüketiriz. Kişniş çayı yaparız.
Boğaz ağrısı için Karadut Şurubunu eksik etmiyoruz. Ağız yaraları, aft için de iyi gelir. Limon suyu tuz ve karbonatla gargara yapmasını sağlıyoruz.
Japon elması her türlü enfeksiyona iyi geliyor. Bu sene buzluğumuza hiç koymamışım. Eksikliğini hissetmemeyi umuyorum.
Ateşi yükseldiğinde kişniş çayı ya da vişne suyu tüketiyor. Mor yiyeceklere yöneliyoruz.
Soğuk algınlığında tavuk suyuna çorba, domates çorbası, çinko desteği ve propolis evimizden hiç eksik olmuyor. Taze fesleğen yapraklarının öz suyunu çıkarıp, bal ve zerdeçalla sunuyoruz.


Zerdeçal sen ne kadar güzelsin… Her parmağında ayrı marifeti olan biri gibi…ayurveda Bir yeri kanadığında mutlaka kantaron yağı sürüyorum. Kanamayı kesiyor. Burun kanamasında ise birer damla nar suyu kanamayı kesiyor.
Bir yere çarpar ve burkulma morarma olursa, soğanı ikiye kesip burkulan yere süreriz.
Okula gitmeden önce nane çayı zindelik kazanmasını sağlıyor. Papatya çayı sakinleştirirken, Sütle pişmiş hatmi çiçeği veya papatya çayı öksürüğe iyi gelen yöntemlerden bazıları… Öksürük zamanlarında süt, yoğurt, pirinç gibi mukus arttıran yiyecekleri tüketmiyoruz.
Ghee evimizin demirbaşı… Olmadığı zaman eksikliği çok net hissedilir. Her derde devadır. Yanığa birebirdir. Bağışıklığı güçlendirir ve daha pek çok yararı vardır ve Hindistan’ dan getirttiğimiz Amla Tozu mutlaka evimizde bulunur. Ghee ve Amlayı sayfalarca anlatabilirim. O yüzden onları başka bir sayıda özel olarak anlatabilirim.
Sütlaç, badem, fındık, kayısı, maş fasulye , yeşil sebzeler, ceviz, kuru incir evimizde var mı ne mutlu bize…
İyi ki içimde doğanın sunduklarına bir merak uyandı ve bu zamana kadar sağlıkla doğal yöntemlerle yol alabildik. Her bir yiyecek içeceğin karakteri vardır. Sıcak ve soğuk etkileri vardır. Kimileri nemlendirir, kimisi kurutur, kimisi ısıtır, kimisi kurutur. Doğayı iyi tanıdığımızda hastalıklarla baş etmek gerçekten kolaylaşıyor. Biraz olsun ışık tutabilirse ne mutlu bana… Okuyan herkese zihinsel, psikolojik ve ruhsal düzeyde şifa olmasını dilerim.


Şifa yayılsın doğadan üzerinize…


Funda Doğan
11.11.1977 tarihinde dünyaya geldi. Başkent Üniversitesi Turizm İşletme mezunu olan yazar; 1999 yılında tanıştığı Reiki enerjisinin onda açtığı açılımlarla daha sonra pek çok öğretiyi yaşamına geçirmiştir. Ayurveda, EFT, NLP gibi öğretileri ve Dünya adındaki oğluyla yolculuklarının sentezini bir kitap altında toplamaktadır. 2012 yılından beri, daha çok ebeveynleri hedef aldığı 'İçimdeki Ayna' adlı eğitimlerini vermektedir. Müziğe olan tutkusu da yazmaya olan tutkusu kadar güçlüdür.