Musalla taşındaki tek damlalık isyan

Hayallerimiz bile maddi olmuş. Ya çok para, ya da mevcut paramızın yetmeyeceklerine sahip olma hayali; aklımızı, benliğimiz ele geçirmiş. Öyle olduğu için de küçük hırslar, büyük hayallerin sabırsız ve mutsuz durakları olmuş.

Musalla taşındaki tek damlalık isyan!

Musalla taşındaki tek damlalık isyan!

Ya makam mevki peşinde kişiliksizleşmiş, ya da üç kuruş için insanlığımızı zedelemişiz. Üstelik bunu ne yazık ki, daha hayat mücadelesine başlamadan yaşamaya başlıyor ve ömrümüzün son duraklarında hala garip bir şekilde aynı hayallerin ve bitmez tükenmez küçük hırslarının içinde sıkışıp, kalmış oluyoruz.

Ömrümüzü tüketirken yaşamın her durağında yalancı mutlulukları elde etmeye çalışıyor ve onları gerçek sanarak ömrümüzü tüketiyoruz. Ne yazık ki, gerçek mutluluğun farkına bile varmayarak. Ya da fark etsek bile bugünden yarına erteleyerek…


Şu da olsun, sonra bu da olsun hırsı ile yaşamda kaybolarak…

En kötüsü de, gerçek mutluluğu bulduğumuzda, gerçek huzuru yaşadığımızda, yaşadıklarımızı garip bir şekilde sınırlandırmamız. Gerçeğini sahte mutlulukların altında önemsizleştirmemiz. Önemsizleştirerek yavan bir şekilde yaşamamız.

Yani aslına bakarsanız yaptığımız, hayatın bize yaşattığı mecburiyetlerine mücadele etmeden yenilmektir. Elimizdekini, ruhumuzdakini; sahtekâr bir huzura saklanmış sahte mutluluklara ve ne yazık ki geleceği unutup, geçmişimize feda etmektir. Bir anlamda geleceğimizi de, geçmişimize gömdüğümüzü bilmeden kaybettiklerimizi kıymetsizleştiririz.

Ve yaşamımızın son durağına geldiğimizde içimize gömdüğümüz ve hatırlamaya korktuğumuz ne kadar keşkemiz varsa hepsi bir olup bizi ziyaret ederler. Küçük hırslarla kaybettiğimiz huzurumuzu ve mutluluğumuzu bize hatırlatarak…

Bir ömür beslediğimiz küçük hırslarımızın yoldaşı hayallerimizin aslında ne kadar gereksiz olduğunu işte o zaman anlarız. Ve işte o an kaybettiklerimiz bize daha çok koyar. Ve musalla taşında akan kimselerin de görmediği tek damla gözyaşımız bizim geçmişe, geçmişte kaybettiklerimize sessiz özrümüzdür.


Küçük hırslarımıza, sahte mutluluklar uğruna kaybettiklerimize, pişmanlığımızın tek damlalık isyanıdır.

Yolumuzu engelleyen o derin korkular