Nedir ki bu sevgi: Başı ve sonu yoktur bu sevginin

Sinemada filme girmek için beklerken iki kadının konuşmalarına kulak misafiri oldum.
“Bir sevgidir tutturmuş gidiyorlar, bir çok yazıda bunları okuyorum. Uçmuş bu insanlar, sanki biz sevmiyoruz dedi.”

Bende içimden Ah o Sevgi dedim 🙂

Nedir ki bu sevgi: Başı ve sonu yoktur bu sevginin

O yol ki sevgi yoludur,
Aşk’tan yanmak yoludur,
Koşulsuz sevmek yoludur,

Her zerrede O’nu hissetmek yoludur,
Her yanmada daha da çok yanmak yoludur,


Farklıdır bu yol,
Her kim girerse ışık olur çevresine,
Güneş O’lur, Ay O’lur, Dünya O’lur, Kainat O’lur, O O’lur…

Kalpte yaşamaktır artık onun yolu,
Bilmez ki girdiği bu yol onu adım adım sonsuzluğa götürecek,

O sonsuzluktur belki yaşama amacı,
O sonsuzluk içinde “Hiç” olmaktır belki…

mevlana

Sinemada filme girmek için beklerken iki kadının konuşmalarına kulak misafiri oldum.
“Bir sevgidir tutturmuş gidiyorlar, bir çok yazıda bunları okuyorum. Uçmuş bu insanlar, sanki biz sevmiyoruz dedi.”

Bende içimden Ah o Sevgi dedim:)

Sevgi ile kastedilen; İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu;
değildir.

O bahsedilen şey bu tanımda olan sevgi değildir.
Sevgi ile kastedilen şey bir duygu değildir.
Sahip olduğumuz hiçbir duygu ile tanımlayamayız O’nu. Hatta ne kelimeler yeter anlatmaya, ne de tarifler…

İlla ki aktarmamız, tanımlamamız, açıklamaya çalışmamız gerekirse nacizane fikrim ile en yakın tarif sevgi enerjisidir. Herkes ismini ne isterse koyabilir ancak o şey duygu olan sevgi değildir. O bambaşka bir şeydir.
Kadim bilgilerlerde yazan, en eski medeniyetlerde dahi gördügümüz, tüm kutsal kitaplarda, tüm ögretilerde anlatılmak istenen şeydir; Sevgi enerjisi.

Bir akmaya başladı mı o enerji, durduramazsınız artık kendinizi, sonu yoktur bu enerjinin, sonsuzluktur. Adlandırmak, bir kelimeye sığdırmak istemezsin O’nu. Tanımlarken bile her kelimenin yetersiz kalacağını bildiğinden ne zordur anlatmak. Aşk dersin yetmez, Sevgi dersin yetmez, Sevgi enerjisi dersin o da yetmez. Tarifsiz bir şey olduğunu bildiğinden herkes yaşasın, herkes anlasın istersin.
Su’ya attığın taş’ın yaptığı gibi dalga dalga yayılsın istersin.

dalga dalga

Dünyadaki hiçbir canlı, hiçbir şey yoktur ki tam olarak sevgi enerjisinin tamamındaki hisleri bilsin, anlatsın. Çünkü sonu yoktur O’nun, bir tanıma, bir anlatıma sığdırılsın.

Bu enerjiyi almaya başlamak sadece bu yolun başlangıcıdır.
Sevgi içinde kalmayı yaşamak, bambaşka bir yola adım atmaktır.
Yoktur o yolun sonu. İstediğin kadar ileriye gidebilirsin, daha da ileriye gitmek, daha daha da ileriye gitmek için çıldırırsın, gittikçe gidesin, öğrendikçe öğrenesin, yaydıkça yayasın gelir. Budur işte Aşk’tan yanmak.

Aşık Veysel demiş ya,

Sana verebileceğim pek bişey yok aslında;
Çay var içersen,
Ben var seversen,
Yol var gidersen,

love road

O yol ki sevgi yoludur,
Aşktan yanmak yoludur,
Koşulsuz sevmek yoludur,
Her zerrede O’nu hissetmek yoludur,
Her yanmada daha da çok yanmak yoludur

Farklıdır bu yol,
Her kim girerse ışık olur çevresine,
Güneş O’lur, Ay O’lur, Dünya O’lur, Kainat O’lur, O olur…

Kalpte yaşamaktır artık onun yolu,
Bilmez ki girdigi bu yol onu adım adım sonsuzluğa götürecek,

Kim bilir ki,
O sonsuzluktur belki yaşama amacı,
O sonsuzluk içinde “Hiç” olmaktır belki

Başı ve sonu yoktur bu sevginin. Başı ve sonu olan herşey; şekilden, maddeden ibarettir. Bu sevginin ne başı vardır, ne sonu, ne de sınırı. O’nunla birlikte hissettiğin bir çok güzel duygu; huzur, iyilik, mutluluk…

Ne zaman ki duygu olan sevgiyi kullanırsın, değişir O. Bir çok duygu da vardır etrafında. Hepsi bende demeye başlar. Öfke vardır mesela, kıskançlık vardır, nefret vardır… Hepsi sahneye çıkmak ister, bir sürü kişi, olay çıkar bu duyguları yaşatmak için.

İnsan kalbinde ne taşıyorsa, dünyaya bakınca da onu görür.
Goethe

ask nefret

Duygu olan sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır, o sevgi an’ında nefrete dönebilir. Beklentilidir o sevgi, değişebilir her an. Çok seviyorum dediklerin birden dönebilir nefret ettiklerine. Bu sevgi böyledir, bu dünyada kullandığımız duygulardan bir tanesi olan sevgidir.
Ama ne zaman ki o gerçek sevgi enerjisini hissedersin, anlarsın ki;


Dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara.
A yürüyüp giden, gücün yeterse ara;
Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.

Mevlana, Yunus Emre, Budha, Shakespeare ve daha nicelerinin ne dediğini de ta en derinden anlarsın.

Aşk’tan yanmak nasıldır,
Mum gibi erimek, eridikçe hiç olmak ne demek o zaman anlarsın.

Ne olursan ol, yine de gel diyebilmenin anlamını,
Canının içinde bir can var, O canı ara demenin ne demek oldugunu o zaman anlarsın.

Bir ben vardır benden içeri’nin anlamını,
Sevgi, acıyı tatlılaştırır. Sevgi, bakırı altın eder denmesinin ne demek oldugunu o zaman anlarsın.

Ta en derinden, “O” sevgiden anlarsın. Koşulsuz, şartsız, beklentisiz, dönüşümsüz sevgi O. O sevgide ne ego vardır, ne duygu vardır, ne de dönüşüm vardır. Sadece ve sadece sonsuzluk vardır, “Hiç”lik vardır, O vardır.

“Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir. Aşk gözle değil ruhla görülür.” Shakespeare

Dünyanın her köşesinde, her çağında, her dinde, her ögretide geçen çok net bir bilgidir bu anlatılan sevgi. O sevgiyi, O enerjiyi almaya başladın mı Öz’ünün ne olduğundan hiç şüphen kalmaz. O şüpheyle birlikte neler yok olur neler. Ne kötülük kalır, ne üzüntü kalır, ne kavga kalır, ne ego kalır, ne de nefret kalır. Herşey uçar giderrr, taa sonsuzluğa.

Dünyanın her yerinde bambaşka kültürlerde yaşayan birçok insan bize çok önemli bilgi bırakmıştır. Hepsinin cümlelerini yazmaya kalksak ne sayfalar yeter, ne de kitaplar. Ama bundan net birşey anlarız. Bilgi’nin aslında ne kadar Tek ve Net olduğu!

Bilgi çok nettir; Aşk, evrenin mimarıdır demiş Heredot.

İnsan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar demiş Madeleine De Scudéry.

Dünyada aşkın, aşıkları şair yapmadığı hiçbir yer yoktur demiş Voltaire.

Sevgi ile bakmasını bilen, gerçek ibadeti bulandır demiş Mevlana.

Sevgi ile yaratıcı oluruz. Sevgi ile yorulmadan ilerleriz. Sadece O’nunla başkaları için fedakarlık yapabiliriz demiş Salish Kabilesinden Dan George.

Cehennem, gönüllerde sevmek kabiliyetinin kalmamasıdır demiş Dostoyeveski.

Aşk, her şeydeki iyiyi ve güzeli görebilmektir. Her şeye ibret nazarıyla bakıp ders alabilmek ve şükredebilmektir demiş Şems.

Güçsüzlük, sevgi üretememektir demiş Erich Fromm.

İnsan, sevgi yoluyla Tanrı’ya ulaşır, çünkü insanla Tanrı arasında Öz’deşlik vardır demiş Yunus Emre.

Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu ölümsüz kanundur demiş Budha.

Bütün insanlığa ilan ediniz ki en büyük kurtarıcı “Sevgi”, en yüce insan, seven insandır. Sevgisiz, kainat bile bir an varlığını koruyamaz demiş Mevlana.

Sevgi yolu, tehlikesizce yürüyebileceğimiz tek yoldur. Aşk kuvvetlidir, yolu üzerinde karşılaştığı tüm engelleri yok eder. Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır demiş Peter Deunov.


Sevgi’nin ne demek olduğunu, her dönem birçok insan anlatmaya çalışmıştır. Peki ya neden hala anlayamıyoruz ve dünyanın her yanı kavga ile, acı ile, açlık ile, kötülük ile, bencillik ile boğuşuyor?

Korku mu yoksa ‘sevgi’ mi? Gözümüzü açmaya ihtiyacımız var