Yüzyüzeyken Konuşuruz: Evdekilere Selam

2011 yılında tek kişi ile başlayan bu proje zamanla az ama öz kalabalıklara ulaştı. Şarkılarını dinlerken şarkıdan da öte, sanki sevdiğiniz bir arkadaşınızın evine ev oturmasına gitmişsiniz hissi ağır basıyor.

yüzyüzeyken konuşuruz evdekilere selam2

İnternet sayesinde tanınmamış müzisyenleri, grupları tanıyoruz. Fakat bunun iki önemli sonucu var:


1) İnterneti kullanan çoğunluğun müzik zevkine ya da zevksizliğine göre duygu sömürüsü yapan arabesk rock, ergen rock tarzı tuhaf müzik yapan tanınmamış grupların peyda olması. Kendileri yetmiyormuş gibi iyi müzik yapan tanınmış “Profesyonel” gruplar da çoğunluğun isteğine belli bir noktadan sonra boyun eğiyor. Ortaya çıkan şey müzikal açıdan koskocaman bir çöplükten başka bir şey değil.

2) Gerçekten güzel müzik yapan, farklı, samimi ve çok az kişinin dinlediği “Amatör” gruplar.

Yüzyüzeyken Konuşuruz isimli grup ikinci seçeneğe giriyor. Kaan Boşnak’ın kendi evinde çalıp söylerken kaydettiği videoları paylaşmasından sonra Engin Sevik’in de katılımıyla Yüzyüzeyken Konuşuruz projesi ortaya çıkmış oldu. Grubun deyimiyle, “2011 yılının ilkbaharında, kötü geçen kışlara karşı bir tepki olarak kuruldu”.

Grubu tanımlayacak en güzel kelime samimiyet. Bu samimiyet yaptıkları müzikten şarkı sözlerine, hal ve tavırlarına kadar her hareketlerine yansımış durumda. Grubu çok az kişi bildiği için her dinleyende “Sadece bana müzik yapıyorlar sanki. Benden başka kimse bilmesin” etkisi yaratmıyor değil. Ben de bu yazıyı yazıp yazmama arasında kaldım desem yalan olmaz.

2013’de hayranlarının tepkilerine rağmen Evdekilere Selam isimli albümlerini yayınladılar. Hayranlarına hak veriyorum, neticede böyle samimi müzik yapan bir grubun “Profesyonel”leşmesinden korkuyorlar.

2a6798812d98af4edba7d2ab43863a0b

Benim grubu tanımam albümden sonra oldu. Kadıköy’de bir yerde otururken Cenaze Evi şarkısını duydum. Girişi güzel sözlerle başlıyordu:

[quote]Aynı dertten muzdarip
Ve aynı kentten kovulmuşuz
Kuşlar uçuyor hayat ne garip
Boş ver sonra konuşuruz.[/quote]


İlk dikkatimi çeken bu sözler olmadı. Artık herkes güzel söz yazabiliyor. Esas dikkatimi çeken yer nakarat kısmı oldu. Şarkının nakarat kısmı geldiğinde güzel sözler, güzel söz olmaktan çıkıp İkinci Yeni’den fırlamış muzip ve zeka kokan edebiyat cümlelerine dönüşüyordu:

[quote]Sanki güneş burada hiç doğmamış gibi
Herkes neden suskun sanki cenaze evi
Beni üzme satarım Kadıköy’deki evi
Gönlümü hoş tut hep buradan öp beni.[/quote]

Şarkının içinde nakaratın ardından İkinci Yeni’nin önemli şairlerinden, Cemal Süreya’nın “Amatör” diyerek onurlandırdığı Ülkü Tamer’in Konuşma isimli şiirini duyduğum an ben de çoktan grubun hayranı olmuştum.

Albüm yapmadan önceki samimiyeti albüm kayıtlarında korumayı başarmışlar. Cenaze Evi şarkısındaki edebiyat kokan sözler albümün genelinde mevcut. İçinde Kadıköy ve Cenk Taner geçen şarkılarla Kesmeşeker grubuna saygı duruşunda bulunmaları ya da bakkallarına şarkı yazmaları “Profesyonel”leşmeyeceklerini gösterir gibi. Ayrıca bağırıp çağırmadan bu kadar sakin şarkı söyleyip insanın içine işleyen şarkılar yapmak, kariyerinin çok başında olan bir grup için takdir edilesi bir olgunluk göstergesi. Usta isimler bile bu olgunluğa yıllar sonra erişebiliyor.

Kral TV’nin çocukluğumuzdan beri dayattığı müzikler sonucu şu anlayış müzik piyasasının büyük çoğunluğuna hâkim oldu: Albüm yapan kişinin elinde beş ya da daha fazla sayıda çok iyi şarkı varsa bunlardan iki üç tanesini albümüne koyar, albümü tamamlamak adına kalanları da vasat şarkılarla doldururdu. Elde kalan, albüme almadığı çok iyi şarkıları da sonraki albüme saklardı ve o albümü de aynı mantıkla piyasaya sürerdi. Bu küçük bakkal kurnazlığı hiç bitmeyen bir devinim gibi kariyerleri boyunca sürüp gider. Üstelik çok beğenerek dinlediğimiz, kaliteli olarak gördüğümüz “Profesyonel” isimler de bunu yapıyor. Evdekilere Selam albümünde benim beğendiğim en az beş tane çok iyi şarkı var. Bahsettiğim kurnazlığa girmemeleri, şarkı seçiminde hesap kitap yapmamaları çok iyi şarkılar yapmalarından daha da önemli.

Kesmeşeker, Acil Servis gibi Kadıköy’den çıkan grupları Birinci Yeni olarak tanımlarsak Yüzyüzeyken Konuşuruz grubunu Kadıköy’ün İkinci Yeni akımı olarak görebiliriz. Eylül ayında çıkacak yeni albümlerini merakla bekliyorum.

YÜZYÜZEYKEN KONUŞURUZ –  Cenaze Evi


http://www.youtube.com/watch?v=-v4kCb3eK4Y


Ali Sait Tanrıverdi
27 Mart'ta İstanbul'da doğdu. 2011 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'nin Kamu Yönetimi bölümünü bitirdi. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi'nde Radyo Tv Sinema anabilim dalı üzerine yüksek lisansını tamamladı. Kısa filmler çekti ve video klip kurguları yaptı. Çeşitli dergilerde sinema ve tiyatro incelemeleri yazdı. 2011 yılından beri fotoğraf çekmektedir.