Tesla’nın frekansını anlamak

Evrendeki her şey kendi frekansında titreşir ve hatta birbirlerini harmonik (uyumlu) bir ölçekte etkilerler. Benim yaptıklarımı anlamak evrenin anahtarını anlamaktır. ~ Nikola Tesla

Tesla frekansını anlamak deprem

İnsan bencil olduğu kadar paylaşımcı bir varlıktır. Ne bir eksik ne bir fazla sadece bencilliği kadar işte… Tüm konularda olduğu gibi bilgi için de aynı şey söylenebilir. Bilinmeyene duyulan ilgi (açlık) sonsuz bir devinimle ilk insanlardan günümüze taşınmıştır. Öğrenmek ise doyurmak yerine açlığı daha ileri boyutlara taşır. Doyumun (hazzın) temel kriteri paylaşımdır. Paylaşılmayan bilgi mutluluk getirmez. Bu paylaşım sözel olarak birine anlatma şeklinde olabileceği gibi öğrenilen bilgiyi gündelik hayata uyarlama şeklinde de olabilir.

Paylaşımla/uyarlamayla bilgi işlevsel hale gelir ve doyum gerçekleşir.

Öğrenmenin delirtici boyutu hazdan hemen sonra gelen (yeni bilgiye) açlık hissidir. Daha korkuncu ise paylaşılamayan bilginin sürekli doyumsuzluk haliyle; uyarlanamayarak-paylaşılamayarak insan zihnine baskı yapmasıdır. Bu durum pragmatist (faydacı) bir bilim adamının delirmesine sebep olabileceği gibi egoist bir dâhinin de delirmesine sebep olabilir. Savaş teknolojilerinin gelişimi, şizofreni tanısı alan dehalar ya da “beni anlamıyorlar” notunu geride bırakarak intihar eden mühendisler… Örnekler artsa da sonuç aynı; paylaşılamayan deha, korkunç son.


Yakın tarihe bakarsak mükemmel işler başardığı halde ismi arka planda kalmış bir deli dâhiye rastlarız. Bu dâhinin beyni o kadar ilginç fikirlere ev sahipliği yaptı ki, ölümünden 56 yıl sonra (17Ağustos 1999) gerçekleşen bir depremde bile onun izlerini arayanlar oldu. (Tesla deprem makinesi) Radyo dalgaları, röntgen, elektriğin günümüzde kullanılan hali, telgraf, telsiz gibi birçok buluşa öncülük etmiş ama yaşadığı zamanda anlaşılamadığı için doyum hazzını yaşayamamış bir dahi; Nikola Tesla.

Nikola-Tesla1-indigodergisi

Tesla’nın içinde, insanın doğasında olan paylaşma arzusundan başka hiçbir şey yoktu. Atmosferdeki iyonosfer tabakasını kullanarak herkese ücretsiz elektrik dağıtmayı düşleyecek kadar büyük bir paylaşma arzusu.

Bu arzunun tavan yaptığı dönemlerde alternatif akımla ilgili fikirlerini dönemin ünlü elektrik şirketlerinden General Electric’in sahibi Edison’a açtığında aldığı cevap “Sen o teori üzerine boş yere vaktini harcıyorsun” oldu.

Anlaşılmadı ya da dönemin koşulları, doğru akım üzerinden kazanılan paralar, Sırp asıllı olması gibi sebepler anlaşılmasına izin vermedi. Doyumsuzluk hissi daha da büyüdü. Belki de asıl sorun kendi çıkarları yerine insanların daha iyi yaşamasını ön plana almasıydı.

32 yaşında milyonerken 97 yaşında bir otel odasında asil bir sefalet içinde ölmesi bunu kanıtlar, hayatında kadınlara ve aşka yer verirse bilimsel çalışmalarının aksayacağını söylemesi ise bilgiye olan açlığını ve öğrenmenin hazzına ulaştığını. Ayrıca bazı buluşlarının patentlerini alırken bazılarını da yazılı bir anlatımını basarak halka dağıtmıştır. Bir de öylesine yaptığı projeler var ki ne basmış ne de patent almıştır.

“Yaptığım her şey insanlık adınaydı; zengin kesimin hiddetinden aşağılanmayacak fakir kesime zekânın, bilimin ve sanatın ürünlerinin hayatı daha güzelleştirmesi adına topluma hizmet ettiği bir dünya için.” / Nikola Tesla

“Evrendeki her şey kendi frekansında titreşir ve hatta birbirlerini harmonik (uyumlu) bir ölçekte etkilerler. Benim yaptıklarımı anlamak evrenin anahtarını anlamaktır; rezonansı (titreşimi) / Nikola Tesla

Toplumun kendisine “deli dahi” dediği dönemlerde o şizofreniyi kontrol altına alarak laboratuvar kullanmadan kafasında deneyleri ve sonuçlarını canlandırmaya başlamıştı. Yanlış belki de bir üst frekansta olduğunu kabullendi. “Beni anlamıyorlar” yazan bir intihar mektubu bırakmadı çünkü intihar ona göre değildi. Muazzam bir mimarinin içinde yaşadığının ve o mimariden daha fazlasını her an her saniye üzerinde taşıdığının farkındaydı. İnsanların bu mükemmel bedenle; mimariye (evrene) ve kendisine zarar vermesini anlayamıyordu. Bunun sebebi akıl, irade veya düşünme yetisi miydi? Zira içgüdüleriyle hareket eden hayvanlardan ya da ekolojik sistemin bir parçası olarak türünün devamını sağlayan bitkilerden / mikroorganizmalardan tek farkımız buydu.


frekanslar-indigodergisi

Evrene aşk, bağlılık derecesinde sonsuz bir saygı duyuyordu.

“Öncelikle bir kişi hiçbir şeye olmasa atmosferin olağanüstü saflığına vurulur ki bunu en iyi şekilde uzak mesafedeki nesnelerin net ve keskin dış hatları belli ediyor” / Nikola Tesla

“Ay ışığı tanımlamayı şaşırtacak güçtedir.” / Nikola Tesla

“Söyler misin insanoğlu ormanlar tükenince ne yapacak? Kömür madenleri tükenince ne yapacak?”/ Nikola Tesla

Belki de anlaşılmamak değildi onu deliliğin sınırlarında gezintiye çıkaran. Bu muazzam dengenin neden hak ettiği saygıyı görmediğini anlamıyordu.

“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilse bütün dünya aydınlanırdı.” / Nikola Tesla

Bu açıdan bakıldığında yaşamının son dönemlerinde kendisine elektrik vermesi II. Dünya savaşı gibi bir haklı gerekçeyi akla getiriyor. Zira savaş teknolojisini ve silahları hayatında yalnızca bir defa kullandı. (Edison ve Westinghouse kendisinden desteği çektiğinde çalışmalarına devam edebilmek için, dikkat çekme amacıyla) Bu durum üzerine Amerika hükümetinin gözetimi altına alındı. II. Dünya Savaşı sırasında öldüğü zaman askeri yöneticiler kasasına el koydular.

Kayıtların içeriğine dair herhangi bir açıklama basında yer almadı. Bu kadar büyük bir deha gerçekten savaş sırasında kullanılmak üzere bir şey tasarlamamış mıydı? Yoksa o da tıpkı Leonardo Da Vinci’nin icadından yaklaşık 400 yıl önce denizaltını tasarlayıp “uygulamaya geçerse insanlar birbirini öldürür.” diye düşünmesi gibi hümanist bir tavır sergilediği için korkuyla çalışmalarını imha mı etti?

nikola-tesla-matthew-ridgway-indigodergisi

“Düşünmek için aklı başında, derin düşünmek için oldukça deli olmalısın.” / Nikola Tesla


Korku bencilliğin ve paylaşımcılığın önüne geçtiğinde güvercinlere sığındı. Deneylerine şizofreninin laboratuvarında devam etti ve doyumdan kaçtı. Bir intihardan daha acılı olan bir yol varsa o da paylaşım ve doyumdan uzaklaşmaktı. Bilginin paylaşımından, hazdan ve birçok maddi getiriden uzaklaşmak… Bütün hayatında olduğu gibi bu konuda da zor olanı seçti. İnsanlığın biraz daha iyi bir durumda kalabilmesi için bilgiden gelen hazza karşı bir çeşit açlık grevi başlattı ve iç dünyasının derinliklerine tamamen gömüldü.

Titreşim frekanslar ve hayatımıza etkileri