Türk’ün Yazıyla İmtihanı

Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi “yalnız ve güzel ülkem” her daim olduğu gibi meydan okuyucu.

Osmanlıca konusunun işlendiği 13 Aralık 2014 tarihinde yayınlanan Tarihin Arka Odası programında Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu’nun konuğu İlber Ortaylı Hoca idi. Siyasi söylemin etkisine kendini fazlaca kaptırmış olan Murat Bey “Osmanlıcayı öpe öpe öğreneceksiniz kardeşim” deyince atalarımızı bugüne kadar kimlerin öptüğünü merak ettim ve araştırdım.

Atatürk-latin alfebesi-indigodergisi

Türkler tarih boyunca çeşitli alfabeler kullanmışlar. Bunların ilki Göktürk Alfabesi. 4’ü sesli 38 harfli… Harfler ayrık ve sağdan sola yazılıyor. Özgürlükte sınır yok, soldan sağa yazmak istersen o da kabul demişler. Yalnız harfleri bu sefer ters dönük olarak yazman gerekli. Yazanın mı, okuyanın mı zekasına hayran kalmak lazım, insan tereddütte kalıyor. Kısıtlama yok, öpen yok. Yukarıdan aşağı yazmak isteyenlere de herhalde harfleri tepetaklak yaz diyorlardı. O zamanlar derdini anlatmak yeterliymiş demek ki. Okuyan da seni anlıyor mu gerisi laf-ı güzaf.


Uygur Alfabesi 4’ü sesli 18 harfli… Boş boş konuşulmasın diye fazla olan 20 harfi atmışlar. Harfler bitişik ve sağdan sola yazılıyor. Soldan sağa yazmak yasak. Yazsan da anlayan yok zaten. Yasaklar arttıkça, zeka gerilemiş demek ki.

Arap Alfabesi İslamiyet’in kabulü ile kullanılmaya başlanmış. Yani, bizi ilk Araplar öpmüş. Araplara bile 28 harf yeterken biz fazladan 8 harf daha eklemişiz, adına da “Osmanlı Türkçesi” demişiz. Hepsi sessiz harf. Harfler bitişik ve sağdan sola yazılıyor. Okuma yazma oranı %8. Senin anlayacağın; zeka azalmakla kalmamış dibe vurmuş.


Kiril Alfabesi, Rusya’nın Orta Asya’daki Türk devletlerine zorla kabul ettirdiği bir alfabe. Bu kez Rusların öpücüğünden nasibimizi almışız. 11’i sesli 38 harfli… Türklerin bugüne kadar kullandığı alfabeler arasında en çok sesli harfe sahip olan alfabe. Sesli harf sayısı artmış ama Türklerin sesi daha gür çıkmamış aksine kısılmış.

Bir kesimin yere göğe sığdıramadığı II. Abdülhamit, 1862’de Latin harflerine geçilmesi gerektiğini düşünerek çalışmalar yaptırmış. Saltanat makamından indirildikten sonra kaleme aldığı “Siyasi Hatıratım” kitabında da bu konudaki düşüncelerini şöyle kaleme almış: “Yazımızı öğrenmek pek kolay değildir. Bu işi halkımıza kolaylaştırmak için belki de Latin Alfabesini kabul etmek yerinde olur.” (Siyasi Hatıratım, Dergah Yayınları, İstanbul, 2010)

Bu düşüncelerden cesaret alan Enver Paşa İttihat Terakki döneminde “Enveriye” diye bir alfabe kullanma girişiminde bulunmuş. Bu alfabe de Osmanlıca gibi sağdan sola yazılıyor ama ondan farkı harflerin bitişik değil ayrık yazılması. 10’u sesli 45 harfli… Meşrutiyet döneminin özgürlükçü ortamından etkilenmiş demek ki. Ancak bunun orduda kullanılması Balkan Savaşı’na denk gelince bütün Balkanlar elden çıkmış. Birlikler birbiriyle anlaşamamış, gelen emirler anlaşılamamış. Bu kez bizi öpen Enver Paşa olmuş anlayacağınız.

turk-alfabesi-indigodergisi


Nihayet 1928’e gelindiğinde Türkler Latin alfabesine geçiyor ve ilk kez soldan sağa yazılan bir alfabe kullanıyor. Öyle bir alfabe ki bitişik yazsan da, ayrık yazsan da okunuyor. Bitişik yazıldığında adına “el yazısı” diyorlar. Soldan sağa yazsan da, sağdan sola yazsan da okunuyor; alesem elyöb. Sesli harfleri hiç yazmasan da okunuyor; bnn gb msl. 1 Ocak 1929 tarihinde açılan Millet Mektepleri ile halka yeni alfabe 3 ayda öğretildi. Neredeyse öğrenemeyene plaket vereceklerdi. Şu an okuma-yazma oranı %95. Komşularımız arasında bu alfabeyi kullanan yok. Tıpkı, Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi “yalnız ve güzel ülkem” her daim olduğu gibi meydan okuyucu.


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.