Kürt Siyasetinin Merkezi: Diyarbakır

21 Mart günü, bir Nevruz Bayramı’nı daha gündeme getirdi. Bu bayram da her yıl olduğu gibi yine Diyarbakır’da yapıldı ve binlerce insan bir araya gelerek kutlamaya katıldılar. Neden Diyarbakır; bu ilin Kürt siyasetinde nasıl bir anlamı var?

diyarbakır nevruz newroz

Kürt siyasetinin merkezi neden Diyarbakır?

Bilindiği üzere 21 Mart, baharın gelişini ifade eder. Bu da çeşitli yerlerde çeşitli şekillerde bayram olarak kutlanmaktadır. Bu bayramın adı da Nevruz’dur. 2010 yılından itibaren Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenliği Dünya Nevruz Bayramı ilan etmiştir. Bu bayramı Kürt halkı Türkiye’de daha etkin bir şekilde kutlamaktadır.

Nevruz kutlamalarının merkezi olan Diyarbakır, Kürt halkını temsil eden siyasetçiler ve toplumun kaynaştığı önemli bir merkezdir. Merkez diye ifade etmek yanlış olmasa gerek. Hem tarihsel birikimi hem de siyasi geçmişi itibariyle, Diyarbakır, doğunun önemli bir noktasıdır. Diyarbakır, Kürt halkı için sembol bir yerdir.


Birçok şeye konu olmuştur Diyarbakır. Hatırlarsınız 1980 Darbesi sonrası tutuklamalar olmuş Türk ve Kürt ayırt edilmeksizin birçok şehirde birçok kişi işkenceler görmüş, eziyetler çekmiştir. Dediğimiz gibi Türk – Kürt ayırt etmeksizin… Metris, Mamak ve Diyarbakır Cezaevi bu işkencelerin merkezleridir. Diyarbakır, şarkılara da konu olmuştur. Ahmet Kaya‘nın birçok şarkısında Diyarbakır yer almıştır.

Büyük Ortadoğu Projesi ve Diyarbakır

Sadece Kürt halkı için mi önemlidir Diyarbakır? Kıtalar ötesi ABD için, 2002 yılından itibaren tek başına iktidarda olan AKP kurucusu, eski Başbakan ve bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de bir o kadar önemlidir. Neden mi? Çünkü, hatırlanacağı üzere ABD’nin 2000’li yılların başlarında ortaya koyduğu bir harita vardı. Bu haritada Türkiye’nin bir kısmı ayrılmış, bazı Ortadoğu ülkelerinin sınırları değişmişti. Bu haritaya da Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) denmişti. ABD, bu haritayı ortaya koyarken Erdoğan da Fatih Altaylı‘nın 16 Şubat 2004 yılındaki Teke Tek programında şu sözleri söylemişti:

indir (1)“ABD’nin de düşündüğü genişletilmiş BOP var ya, bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir.” (1)


Erdoğan’ın bu sözü Diyarbakır’ı daha da anlamlı hale getirdi diyebiliriz. Çünkü bunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti’nin döneminin Başbakanı Erdoğan’dı. BOP için Diyarbakır’ın ne kadar önemli olduğunu ülkenin en tepesindeki kişi belirtiyordu.

Daha önceki seçim süreçlerini gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Seçimlerde partiler birbirine şöyle seslenirdi: “Sen Ankara’nın, Sivas’ın ötesine geçebiliyor musun? Sen Doğu’da, Güneydoğu’da Türk Bayrağı sallayabiliyor musun? Sen Diyarbakır’da miting yapabiliyor musun?” Her seçimlerde bunları duymak mümkündür.

Bu düşünceler genellikle MHP‘ye yönelik yapılmaktaydı. Bunun üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, en son 1995 yılında Alparslan Türkeş‘in gittiği Diyarbakır‘a, 2011 yılında gitmiş ve orada bir miting düzenlemişti. Erdoğan da 2013 yılında Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses‘i bir araya getirip, Kuzey Irak‘tan da Mesut Barzani‘yi getirerek bir program düzenlemişti ve o günlerde tüm medya bu konuyu sıcak tutmuştu.


Yine geçen yıllarda Demokratik Toplum Kongresi‘nde yetkililer Diyarbakır‘da toplanmış ve demokratik özerklik ilan etmişlerdi. Bu yüzden bugün ve gelecek için Diyarbakır’ın yeri, konumu çok farklıdır, farklı olacağının ipuçları siyasiler tarafından verilmektedir. Önümüzdeki yıllar bu şehir bir çok şeye gebe olabilir. Dikkat edilirse Doğu için gündeme gelen her konuda bu il öne çıkmaktadır. “Neden” olduğu da Türk Milleti tarafından yarın geç olmadan bugünden tartışılmaya açılmalıdır.

AKP’nin Vagonu: MHP


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…