Anneler Günü’nün mimarı Anna Jarvis

Annenizi bir ütü, mutfak robotu ya da saç kurutma makinesi alarak mutlu etmek istemez misiniz? Ya da belki pırlanta bir yüzük… X markasında %50 indirim varmış, Y markası da bir alana bir bedava veriyormuş ve tüm bunlar anneniz mutlu olsun diye yapılıyormuş.

anna jarvis anneler günü tarihçesi tarihi anneler günü amerika

Peki Anneler Günü’nün yaratıcısı Anna Jarvis bunlardan hangisini almıştır sizce annesi için? Hiçbirini!

Bilmeyenler için Anneler Günü’nün kısa tarihçesini de anlatayım:


Anna Jarvis, annesiyle sorunlar yaşayan bir kadındı, annesinin çocuklarıyla ilgilenmediğini düşünüyordu. Ve bir gün annesini kaybetti. Annesinin ölümüyle kendisini suçlu hissetmeye başladı. Annesine olan sevgisini yeterince ifade edemediğini düşünüyordu ve içindeki bu ağır yükü hafifletebilmek için annesi adına bir şeyler yapmak istiyordu. Anneler Günü fikri vardı aklında. Önce bu fikri etrafındaki insanlarla paylaştı.İnsanlar anneleri hayattayken, annelerine olan sevgilerini ifade etsinler istiyordu. Amerika’da meşhur bir kıyafet mağazasının bu fikir karşısında gözleri parlamış ve Anna Jarvis’in bu fikri için bütün desteği sağlamıştı. Böylece Jarvis’in tamamen manevi duygularla ortaya attığı bu fikre para ve dolayısıyla kapitalizm virüsü bulaşmıştı.

Anneler Günü ilk kez ne zaman kutlandı?

10 Mayıs 1908’de bir kilisede 407 çocuk ve annelerinin katılımıyla ilk Anneler Günü kutlandı. Milli bir gün olarak henüz kabul edilmese de birçok eyalette kutlamalar çoktan başlamıştı. Arkasındaki çok sayıda din ve devlet adamının da desteğiyle Mayıs ayının ikinci pazarı Anneler Günü olarak 8 mayıs 1914’te kabul edildi.

Anna Jarvis fikrini hayata geçirdiği için mutluydu fakat duygusal bir anma, bir kutlama olarak düşündüğü bu günün, birçok ticari şirket tarafından çıkar amaçlı kullanılması onu çok mutsuz ediyordu. Ve tüm bu şirketlere dava açtı, birçoğu ile mücadele etmeye çalıştı, maddi manevi her şeyini bu sorunu ortadan kaldırmak için uğraştı ama başarılı olamadı. Çünkü kapitalizm virüsü bu kutsal duyguya da bulaşmıştı ve bu virüsten kurtulmak hiç kolay değildi!


***

Kapitalizm virüsü, öyle bir illet ki; öyle bir girdi ki kanımıza, böyle günlerde para harcamadan huzur bulamıyoruz. Maddi karşılığı olan bir şeyi cicili bicili paket yapıp vermeden, o günün hakkını veremediğimizi düşünüyoruz. En güzel hediyeyi alma yarışına giriyoruz. Oysa Anna Jarvis bu fikri ortaya atarken, insanlar en pahalı hediyeyi alsınlar diye düşünmemişti, hem de hiç düşünmemişti!.. Onun amacı, anneleriniz hayattayken onlara olan sevginizi, düşüncelerinizi açıkça ifade etmeniz, öpmeniz, koklamanız, birlikte güzel vakit geçirebilmenizdi… Çünkü kendisi bunları yapamamanın acısını fazlasıyla tatmıştı.

Vereceğiniz hediyeler belki 5 dakika annenizin mutlu olmasını sağlayacaktır. Çünkü insanlar hediye almaktan hoşlanırlar, bu da bir gerçek ama söyleyeceğiniz içten, samimi güzel cümleler; onunla birlikte geçireceğiniz güzel zamanlar hep aklında olacak, her hatırladığında mutlu olacaktır…


Bırakın bu Pazar işinizi gücünüzü, tüm günü annenizle sevgi dolu geçirin. Tüm annelerin bu kıymetli gününü kutlarım…

En güzel hediye: Fiyatı değil anlamı olmalı