Doğum ve Mahremiyet

Doğum kadına aittir ve mahremdir. Ve bu düşüncelerini ondan arındırmak için ona güven vermek gerekir. Bu da mahremiyete saygıyla mümkün kılınır. Ancak; her zaman bu mahremiyet sağlanamamakta.

doğum

Bir ceylan yanında aslan varken doğum yapamaz, Beden aslanı görünce “Önce Yaşa-Kaç, yaşamadan nasıl doğuracaksın?” mesajı verir,

Doğumun kaptanı bağlanma ve ağrı kesici rolü olan hormonlar Oksitosin ve Endorfin iken aslan varken dümeni heyecan duygusu Adrenalin devralır.


Doğum, fizyolojik bir olay olduğu kadar psikolojik ihtiyaçları da içinde barındırır. Çünkü; kadın, doğum yaklaştıkça doğum anında kendi bedeni hakkında ne düşünüleceğini düşünmeye, doğum ortamının nasıl olacağına dair fikir yürütmeye başlar. Doğum kadına aittir ve mahremdir. Ve bu düşüncelerini ondan arındırmak için ona güven vermek gerekir. Bu da mahremiyete saygıyla mümkün kılınır. Ancak; her zaman bu mahremiyet sağlanamamakta. Gerek doğumhanelerin tek kişilik olmaması gerekse doğuma tüm ailenin dahil olma isteği bu engelin nedenleridir. Tüm bunlara rağmen kadının isteği, ihtiyacı her koşulda”kendine saygı”. Doğum sonrası  kadının ne hissettiği süt miktarından, evlilik doyumuna, anne-bebek bağlanmasından, postpartum depresyon (doğum sonrası depresyon) düzeyine kadar etkili olabiliyor.

Doğumdaki saygının fizyolojik olduğu gibi psikolojik etkileri var.

Bir kadın saygı duyulduğunu hissettiği anda; Ortama güveniyor çünkü zarar görmeyeceğini herkesin onun için bir olduğuna inanıyor.


Sadece kendine yöneliyor çünkü ayıplanma endişesi taşımıyor, kendine odaklanıyor; Cesareti artıyor çünkü değer gördüğünü hissediyor özgüveni artıyor.

Karar aşamalarında işbirliğine giriyor çünkü otoriteye itaat düşüncesinden sıyrılıp, fikirlerinin önemsendiğini bilerek sorumluluk paylaşıyor; Daha sakin oluyor çünkü ortamda onun da var olduğunu hissediyor, dikkate alınacağını biliyor ve hırçınlaşmıyor.

Doğumda kadına saygıyı sunan hem eş ve varsa yakınlar hem de sağlık çalışanlarıdır.
Merkezdeki, kadındır. Eş kadının istek ve ihtiyaçlarına saygı duymalıdır: Masaj yapma, elini tutma, doğum harici geçmişe ait problemleri ya da geleceğe ait kaygıları konuşmama vb. olduğu gibi aynı şekilde sağlık çalışanları da olabildiğince kadına empatiyle yaklaşmalıdır. Örneğin, kadının başarabileceğine ait inancını zedelememe, yanında kişisel hayata dair konuşmalardan, problemlerden bahsetmekten kaçınma ve yapılacak uygulama varsa nedenleriyle birlikte kadını bilgilendirerek onun da onayını alma kadına sunulabilecek saygı ortamlarıdır.


Doğumda anneye sunulan hizmet dolaylı yoldan bebeğe sunulmuş gibidir. Çünkü; bebekler anne karnında hissetmeye başlar. 2014 yılının en iyi belgeseli seçilen “MicroBirth”e göre; doğum ortamında neler olup bittiği genlerdeki malzemelerin işleyişini belirliyor, bazılarını tetikliyor, bazılarını baskılıyor. Örneğin; astım, obezite, ruhsal patoloji vb. pek çok hastalığın nedeni doğum anına gidiyor. İyikilierle dolu doğumlar için doğana ve doğurana saygılı doğumlar gerekli.


 

Ceren Sezen
Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü bitirdikten sonra yine aynı üniversitede Aile Danışmanlığı eğitimini tamamlayarak Aile Danışmanı olmaya hak kazandı. Yüksek lisansı klinik psikoloji alanında olup, The International School Psychology Association (ISPA-Holland)’a bağlı olarak terapötik materyallerin uluslararası uygulayıcısıdır. Hamile ve doğum terapisi, aile ve spor psikolojisi alanındaki çalışmalarını özel bir danışmanlık merkezinde sürdürmektedir.