Siz Siz Olun Alevi’yseniz Ölmeyin!

Aleviler ile ilgili yeni bir gündem konusu daha ortaya çıktı… Bu kez de cezaevi yetkilileri din adamı olup “cemevinin ibadet yeri olmadığı” konusunda dini vaaz verdi!

kemal-divrikli-olum1

Siz, Siz Olun Alevi’yseniz Ölmeyin!


Herşeye karşı bir karar merci oluyoruz. Kararı, başkaları adına alıp onların adına karar merci oluyoruz hemen.  O; etnik, dini, siyasi grup ne düşünmüş önemli değil! Hep bir baskı, bir engel koyucu! “Siz düşünmeyin, siz yapmayın!” “Bakın, biz sizin yerinize düşündük, sizin yerinize yaptık!”; “Belli sınırlar var ve bu sınırların dışına çıkmayın!” düşüncesi hakim…

“Biz ne dersek, nasıl istersek, sizin yerinize nasıl düşünürsek siz de bu şekilde yaşayacaksınız, bunun dışına çıkmayacaksınız”. “Bizim kriterlerimiz, kurallarımız geçerli bu toplumda!”. Müjdat Gezen’in “demokrasi” ile ilgili bir düşüncesinden alıntı yapmak gerekir burada: “Benim gibi düşünüyorsanız, sizinle aynı fikirdeyim”.

Ben, var; sen yok! Bu, var; şu yok! O, olur; şu olmaz! Hep bir külhanbeyi!.. Kuralları ben koyarım, sen oynarsın ve istediğim yerde de düdüğü çalar, oyunu durdurum!

Biz genellemeleri severiz… Aleviler şöyledir, Kürtler böyledir, Çingeneler de böyledir…  Bir gruba mensup olmadan o gruba, her daim bir tanımlama, bir yaftalama içerisine giriyoruz. Hem de hiçte tanımadan… Bir tanımlama da ben yapayım size!..

Alevi Kimdir? Alevi, Kur’an-ı Kerim nedir bilmeyen, Kuran’ı tanımayan, Hz. Muhammed’i peygamber olarak görmeyen; peygamber olarak, Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma’nın eşi, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in babası olan Hz. Ali’yi gören, namaz, oruç, nedir bilmeyen, yemekleri yenmeyen, banyo yapmayan, “mum söndü” ile hayatlarını geçiren bir grup, bir topluluk…

Değerli okurlar sizce Aleviler için nasıl bir tanımlama olmuş?  Evet, yurdumuzun dört köşesinde belli bir kişi veya grup tarafından Alevi toplumuna karşı yapılan tarihin en kötü, en acımasız tanımlamasını yaptım sizlere… Hala, ülkede Aleviler hakkında yapılan tanımlamalardan bir tanesidir bu! Asılsız, gerçeği hiç yansıtmayan, nereden geldiğini sorgulamadan ortaya atılan ifadeler… Bunun yanında yüzyıllardır en acımasız iftiralara maruz kalıp son yıllarda en masum taleplerinden biri olan ‘cemevlerinin ibadethane olarak hukuki anlamda tanınması‘nı isteyen Aleviler….

21. yüzyıldayız hala devlet, devlet adamları dine karışma içerisinde… “Devlet laik olur, kişi laik olmaz, olmayabilir!” Demokratik, evrensel dünyada hala ‘din’en bir şeylerin kararlarını vermeye çalışan kişiler… ‘Din’i tekelci yapmış, din konusunda bilgisi olmayanlar halka, vaazlar vermeye çalışıyor, bir nitelendirme yapıyor!..


Adam “Müslüman, inançlı biriyim” der, Zeki Alasya gibi… Sonra dini bütün (!) kendini bilmez çıkar, “O  adamın cenaze namazı kılınmaz!” der. Bizim ülkemiz; dini, bu kadar iyi bilir ve konu hakkında da muhakkak bir ‘vaaz’ı vardır…

Aleviler de “Biz Müslümanız, bizim de inanç ritüellerimiz var” der; adamın biri çıkar, “Böyle Müslümanlık olmaz!” der. Hep bir norm vardır…

Son günlerde ortaya çıkan yeni bir örnek daha… Altınoluk’ta yaşayan (yukarıda fotoğraftaki) 59 yaşındaki Kemal Divrikli, yoldaki kaplumbağayı ezilmesin diye almaya çalışırken bir motosikletlinin çarpması sonucu önce yoğun bakıma kaldırıldı, sonra da yoğun bakımdayken de yaşamını yitirdi. Babasının öldüğünü öğrenen cezaevindeki oğlu ise gerekli izinler alınmasına rağmen cezaevi yetkilileri tarafından babasının cenazesine katılmasına izin vermediler. Herkes mezarlığa gittikten sonra ancak Divrikli’nin oğlu cemevine götürülüyor! (1)

Peki;  sizce neden izin vermediler, değerli okurlar ? Divrikli’nin damadı Savaş Gül’ün şu açıklaması yeterli olacaktır:

“Cenazenin cemevinde olacağını öğrenen cezaevi yetkilileri ‘İbadethane değil’ diyerek izin vermediler”. 

Siyasilerden sonra, cezaevi yetkilileri de bu kervana kapılmış anlaşılan… İşte, bu ülkede cezaevi yetkileri, dini bir konuda vaaz verirse bunlar ortaya çıkıyor. Çok mu? Bu ülkede imam, siyasi vaazlar verirse; cezaevi yetkilisi de dini vaazlar verir! O yüzden siz, siz olun Alevi’yseniz ölmeyin! Ölecekseniz de iki kere düşünün!

*

Kaynak:


1. http://www.sozcu.com.tr/2015/gunun-icinden/cenaze-cemevinde-diye-861986/


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…