Ülkedeki Karışıklığın Suçlusunu Açıklıyorum

Günlerdir sosyal medyadan haberleri takip ediyorum. Bir hiç uğruna birbirlerini öldüren gençler, aşırı alkol alıp trafik kazasında ölen gençler, sigara izmaritinden çıkan yangınlar, katledilen doğa, hayvanların derisini yüzüp bununla eğlenen gençler… Güzel haberler de yok mu manşetlerde?

Yanlış anlamayın, bu bir siyaset yazısı değildir.

Bence artık iyiyle yetinmeyi bırakıp kötü şeyleri düzeltmeye başlamalıyız. Ve artık elimizi taşın altına koymalıyız, bozduğumuz sistemi onarmalıyız.


savaşın-çocukları2

Açıklıyorum: Bütün bunların sebebi biziz. Kimden mi bahsediyorum? Anne ve babalar.

Peki anne ve babalar olarak bu karışıklığa nasıl sebep olduk? Birşeyi unutarak.

Çocuklarımızın daha fazla ingilizce öğrenmesi için çabalayan, satranç turnuvasında madalya alması için en iyi öğretmenleri arayan, matematikten daha fazla soru çözebilmesi için kurslara bir servet harcayan anne babalar olarak birşeyi unuttuk.

Erdemli çocuk yetiştirmek…

Evet, maalesef ”Bu gençlerimize ne oluyor?” diyen anne babalar olarak bu karışıklığa biz sebep olduk. Nasıl mı?

Çocuklarımızı sadece sınavdan 100 puan not aldıklarında övdük, ”başarılıysam sevilirim” dediler.

”Bundan da 100 alabilirdin” dedik, ”her şeyde en iyi olmalıyım” dediler.

”Büyüklere cevap verilmez” dedik, kendilerini savunamamayı öğrendiler.

”Bebek gibi ağlama” dedik, duygularını gizlemeyi ve bastırmayı öğrendiler.

Okulla ilgili her yakınmalarında okula koştuk, problemlerini yardım almadan çözememeyi öğrendiler.

”Kardeşin bizi senin gibi üzmüyor” dedik, kardeş rekabetini öğrendiler.


Önlerinde sigara içtik, ”sigara sağlığa zararlıdır” dedik; sadece sigara hakkında nasihat vermeyi öğrendiler.

Ders kitaplarından Atatürk resminin kaldırılmasını Facebook sayfamızdan protesto edeceğimize, çocuğumuza Atatürk’ü anlatmadık, ona bir tane bile Atatürk kitabı armağan etmedik, onlara ne öğrettilerse, sadece onu öğrendiler.

Karışıklığın ardından ne mi oldu?

Sonra sınavdan 100 alamayan çocuk kendini öldürdü.

Sonra her şeyde en iyi olmak için kurstan kursa koşan çocuk hiçbir şeyde başarılı olamayınca depresyona girdi.

Sonra büyüklerine cevap vermeyen çocuğun vurdular kafasına aldılar ekmeğini.

Sonra bebek gibi ağlamayan çocuk, öfkesini sigara ve madde bağımlılığına dönüştürdü.

Sonra problem çözmeyi öğrenemeyen çocuk, problemlerini şiddetle, hatta cinayetle çözdü.

Sonra kardeş olmayı öğrenemeyen çocuk, miras davası için kardeşlerini doğrayıp bahçesine gömdü.

Sonra Atatürk’ün ana adı ve baba adı dışında hiçbir şey bilmeyen çocuk, egemenliği unuttu, zaferi unuttu, marşını unuttu, andını unuttu, cumhuriyeti unuttu, ve devletin başındakiler ona ne söylediyse yuttu.

Bunlar sadece şimdilik aklıma gelenler…


Lütfen şimdi akıllı telefonlarınızdan ”bu gençlerimize ne oluyor?” demeyiniz. Bu gençler bizim eserimiz.


 

 

Düşlem Arıkan
1987 yılında Mersin’de doğdu. İki çocuklu bir ailenin ilk çocuğu. Erzurum Atatürk Üniversitesi ''Çocuk gelişimi ve eğitimi'' mezunu. Şuanda Adana'da özel bir kurumda anaokulu öğretmenliği yapıyor.