Baykuşun Savunması

BBC Türkçe’den Yusuf Özkan’ın haberine göre Hollanda’nın kuzeyindeki Purmerend kentinde çok sayıda kişiyi yaralayan bir baykuşun ömür boyu ‘hapiste’ tutulması kararlaştırıldı.

baykuş

Belediye, baykuşu hapsetmek için devletten izin belgesi talep etti. Geçen yıl ortaya çıkan baykuş kent halkına aylar boyunca korkulu günler yaşattı. Baykuş yürüyüş ya da spor yapan 50’den fazla kişiyi gaga darbeleriyle ciddi biçimde yaraladı. Saldırılar üzerine belediye halka ‘yanlarına şemsiye alma’ tavsiyesinde bulunmuştu. Uzun uğraşlar sonucu yakalanan baykuşun, hapsedilmesi kararlaştırıldı. Belediye Başkanı, bu kararı belediye meclisine bildirdi.

Zaytungvari olan ama şaka ile alakası olmayan haberde, Hollanda Baykuş Çalışma Grubu’na göre, gözaltındaki kuşun serbest bırakılması durumunda aynı davranışları gösterme olasılığının çok yüksek olduğu, çevreci grupların ise yakalandıktan sonra belediye tarafından kuşların tutulduğu bir barınağa konan baykuşun doğaya salınması için eylem başlattığı, söz konusu grupların, bakıcısına baskı uygulaması üzerine kuşun bilinmeyen bir yere nakledildiği belirtiliyor.


Biz ise söz konusu baykuşun belediyede vermiş olduğu ifadelere ve mahkeme tutanaklarına ulaştık. Lafı fazla uzatmadan elde ettiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz. 9 Kasım 2015 tarihli, baykuşun mahkemede verdiği savunması şöyle:

Hakim: Soruldu, Nüfusa kayıtlı olduğunuz yer ve doğum yeriniz neresidir?

Baykuş: Efendim, Nüfusa kayıtlı olduğum yer hakkında bir bilgim yok bunu ilk defa sizden duyuyorum fakat doğum yerimin Hollanda’nın Purmerend iline bağlı, benden başka da çeşitli hayvanların olduğu bir pet-shop olduğunu biliyorum.

Hakim: Soruldu, İkametgah adresin neresidir?

Baykuş: Yakalanmadan önce benim bakımımı yapıp, bana yemek veren bir insanın yanında ikamet etmekteydim ancak sabit bir ikametgah adresine sahip değilim.

Hakim: Soruldu, Aylık ortalama gelirin nedir?

Baykuş: Valla efendim, gün gelir 8-10 tane böcek, yine buna yaklaşık solucan, 4-5 adet kertenkele yerim ama eğer şanslı isem bunlara ilave olarak ayda 1-2 fare de bulursam keyfime demeyin.

Hakim: Soruldu, Avukatın var mı?

Baykuş: Hayır, kendimi müdafaa edebilecek kadar ”insanca” dilini biliyorum.

Hakim: Soruldu, Hollanda’nın Purmerend kentinde yürüyüş ya da spor yapan yaklaşık 50 kadar insana(hepsinin ifadeleri alındı) saldırdığın ve bunları yaraladığına dair iddiaalar mevcut, konu ile alakalı olarak söyleyeceklerin nelerdir?

Baykuş: Valla efendim isterseniz herşeyin başından başlayayım. Bundan yaklaşık 10 sene önce 3 kişilik bir ailede dünyaya geldim. Daha sonra sizlere benzeyen insanlar tarafından ailemden koparıldığımı hatırlıyorum. Bir kaç el değiştirdikten sonra beni sahiplenen en son adama verildim. Bu süreçte ailem ile ayrılığın getirmiş olduğu birtakım sıkıntılar yaşadım. Sahibim olan adam, bana sürekli sevmediğim şeyleri yedirdi ve beni genellikle çatı katında kapalı olan bir kafesin içerisinde tuttu. Tamam buraya kadar da sıkıntı yok ama sürekli arkadaşlarını getirip kafesimin içerisine parmaklarını sokmaları benim bilinçaltımda çok büyük yaralar açtı. Kafese bile yeri geldi eyvallah dedim ancak parmak sokup akılları sıra beni sevdiklerini düşünmeleri de neyin nesi oluyor efendim?

Her neyse, aradan belli bir süre geçip beni tamamen köleleştirdiğini düşünen sahibim, tarafımla birtakım oyunlar oynamaya başladı. Beni eline alıp, gökyüzünden küçük bir kuş geldiğinde onun üzerine saldırtıp onu yakaladığımda tarafıma rüşvet babında birtakım solucanlar, böcekler vermeye başladı. Kuşları yakalamanın benim için herhangi bir vicdani boyutu yoktu, içimden bir ses bunu yapmamın gayet doğal olduğunu söylüyordu. Sanki ben bu iş için yaratılmıştım. Siz buna içgüdü filan diyorsunuz ama ben o kadar detaylara haiz değilim. Tamam, sahibim de bana bu iş karşılığında birtakım böcekler veriyordu ancak bunları sırf karnım doysun diye yiyordum.


baykus-hakkinda-bilgi-c9bb65

Siz hiç belli zorunluluklarla, sevmediğiniz bir yemeği yemek zorunda kalmadınız mı?

Aradan geçen zaman zarfında kendimce bir takım şeyleri farkettiğimi gördüm. Örneğin bunlardan biri, beni hapsettiği kafes ile kendi düşünce dünyasını özgürleştirdiğini düşünen sahibimin, benim uçarken ve kuş avlarkenki aldığım hazzı bilememesiydi. Eğer beni daha küçük yaşlarda ailemden ayırmış olmasalardı belki o hazzı sürekli yaşayacaktım. Ama benim elimden sürekli uçabilme özgürlüğümü aldılar. Sizin elinizden yürüme özgürlüğünüzü alsalar siz ne yapardınız Hakim Bey?

Sahibim benden insanlara saldırmamı istemedi. Bu tamamen benim iradem ile gerçekleşmiş bir olaydır. Sahibim benden sadece kırlangıç gibi küçük kuşları avlamamı istemiştir, bunun dışında gerçekleşen olaylar tamamı ile benimle alakalıdır.

Hakim: Sanık hakkında son sözü soruldu: başkaca ekleyeceğiniz bir husus var mıdır?

Baykuş: Cevaben;

Efendim, insanlara ilk başlarda herhangi bir kin duymuyordum fakat elimden alınan canlı böcek ve fareleri yeme özgürlüğüm, Hollanda’nın uçsuz bucaksız parklarında uçabilme özgürlüğüm, beni insanlara karşı işlemiş olduğum ”kasten yaralama” suçuna itmiştir. Şimdi size soruyorum Hakim Bey:

Eğer bir Baykuş türü sizin konuşma, düşünme, yürüme gibi özgürlüklerinizi elinizden alıp; sadece benim istediğim gibi düşüneceksin, sadece benim istediğim gibi konuşacaksın ve sadece benim istediğim gibi yürüyeceksin deseydi, siz ne yapardınız?

Geceleri gözleri hep açık olan baykuşa, yediği müebbet cezası sonrası hapisaneye götürülürken kısa bir soru sorma fırsatı bulduk. Kendisine Türkiye ile alakalı görüşlerini sorduğumuz baykuş, Aşık Edebiyatı türünde eserler veren Türkiye’nin sayılı kadın aşıklarından, aşık Sinem Bacı’nın bir şiiri ile sizlere selam gönderdi:

Yıllardır hep atıp tuta
Yalan sözü yuta yuta
Koydunuz beni tabuta.

Uyu deme, uyuyamam
Yürü deme, yürüyemem,
Sus deme, susamam vay!

Başımızda birer paşa,
Nere gidem aklım şaşa,
Seslendim hep dağa taşa.

Uyu deme, uyuyamam,
Yürü deme, yürüyemem,
Sus deme, susamam vay!

Sinem bacı içim yara,
Dostum yok ki yaram sara,
Yine kaldık bahtı kara!

Uyu deme, uyuyamam,
Yürü deme, yürüyemem,


Sus deme, susamam vay!

Hayvanlar alemi ve insanlar