25 Aralık herhangi bir gün değil “Ferhangi” bir gün

Bu yılın 25 Aralık günü kıymetini bilenler için tarihi bir gün olacak!..

Büyük usta Ferhan Şensoy’un, 1987 yılından beri aralıksız oynadığı tek kişilik gösterisi “Ferhangi Şeyler” 2000. kez izleyici karşısına çıkıyor…

25 Aralık Herhangi Bir Gün Değil Ferhangi Bir Gün 1 ferhan şensoy sensoy ferhangi şeyler tiyatro

Sıkı durun, hazır olun, sakın kaçırmayın!

Bu yılın 25 Aralık günü kıymetini bilenler için tarihi bir gün olacak!..


Büyük usta Ferhan Şensoy’un, 1987 yılından beri aralıksız oynadığı tek kişilik gösterisi Ferhangi Şeyler 2000. kez izleyici karşısına çıkacak.

Yanlış duymadınız, “iki bin!”

Usta sanatçının hayranları ve tiyatro severler için o gün herhangi bir gün olmayacak; hiç şüphesiz heyecanla, sabırsızlıkla bekleniyor…

Duyduk duymadık demeyin, hâlâ duymayanlar varsa hemen haber verin!..

25 Aralık 2015 herhangi bir gün değil, Ferhangi bir gündür, keza Ferhangi Şeyler de herhangi bir oyun değil; ülkemizde yapılan stand-up tarzının esin kaynağı olduğu söylenebilir.

Şimdi burada, şuna değinmeden de geçemeyeceğim; “büyük usta” demişken:

Öyle olur olmadık herkese “usta” denmeyeceğinin altını çizmek gerekir, denmemeli; –bu kelimeden bir harfi çıkarıp üç harf eklediğin zaman “denememeler” kelimesi oluşuyor; peki durduk yere neden mi yazdım bunu, laf olsun diye mi? Hayır; gözüme çok battı, yazmadan geçemedim! Bilenler anladı zaten, bilmeyenler de bir araştırma yapıversin bakalım ne bulacaklar?!– deseydik her yer usta olurdu, ustalığın bir anlamı kalmazdı.

Usta olmak önce bilmeyi gerektirir

Usta olmak önce bilmeyi gerektirir, sonrasında da bunu hak etmek gerekir. Bilmekle hak etmek arasında ise, yenilip yutulması gereken bir bilgi birikim, kültür sanat dağı var; var ki var, var oğlu var… E tabi yiyip yutmakla da olmuyor sadece, bir de hazmetmek lazım; “hazımsızlık” çok kötü, başa bela! Yani canım, “ustalık” öyle kolay iş değildir! Hiç bilmeden ustalığa soyunana kendini bilmez desek yeridir; hak etmediği halde o vasfı işgal eden ise işgalci değil de nedir, ne isim verilir?! “Dil, dile gelmez, ‘usta’ demez, ‘direnir!”

Nereden nereye geldik, laf lafı açıyor işte…

Mesela şöyle bir bakmak lazım ustanın eski oyunlarına… Bu çok zor ve erişilmez, ulaşılmaz değil; sadece biraz zaman ayırmak, araştırmak lazım.


Bakın bakalım; “Aaa o da mı oradaymış?! Vay be, falancaya bak!” diyeceğiniz kimleri kimleri göreceksiniz… Yazdığı –eskileri bulmak biraz zor oluyor, bende de eksik olanlar var– bir dolu kitaplarını okuyun, kimlerin isimleri geçiyor?! Kimlerin nerelere nasıl başladığını, nelerin ne zaman nasıl yaşandığını okuyacak, şaşıracaksınız… Şimdi tüm bunları burada kısacık anlatmak zor, belki sadece başlık olarak verebiliriz; uzunca anlatmaya kalkarsak şayet, sayfalar, sayfalar, gerekir… En güzeli ise, zaten anlatılmış olan kitaplarını almak ve geniş geniş, keyifle okumak; okumakla da kalmayıp okutmak!..

İstiklal Caddesi Halep Pasajındaki Ses 1885 Sahnesi’ni ziyaret ederek eski oyunların CD’lerini, basılı yayınları alabilirsiniz. Gitmişken de kafanızı şöyle bir içeriye doğru uzatıp bakın ve derin nefes alın; verin ve tekrar alın, bir miktarını da mutlaka içinizde bırakın, hep sizde kalsın, kıymetini bilin; bir gün lazım olur…

25 Aralık Herhangi Bir Gün Değil Ferhangi Bir Gün 2

Evet farkındayım asıl konu dağılıyor, ama söz Ferhan Şensoy’dan açılınca kelimeler kağıda akın ediyor… İnsan eziliyor, büzülüyor; “büyük usta, usta bildiklerinizin ustası” kolay anlatılmıyor; bitmiyor, bitmiyor…

Son olarak; dünya tiyatro tarihine geçecek bu oyuna tanıklık etmek istiyorsanız, geç kalmadan yerinizi ayarlayın, sakın kaçırmayın!

25 Aralık Herhangi Bir Gün Değil Ferhangi Bir Gün ferhangi şeyler ferhan şensoy bostancı gösteri merkezi ortaoyuncular 2016

Ferhangi Şeyler
2000. Oyun
Tarih: 25 Aralık 2015
Saat: 21:00
Yer: Bostancı Gösteri Merkezi

Bilet: Biletix


İlgili yazılar

Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi yeniden sahnede!

Elveda Levent Kırca

Asırlık Bir Çınar: Haldun Taner

Önce Put Yapan Sonra Puta Tapan İnsan: Keşanlı Ali Destanı


Abélard ve Héloise: Mektuplar


Cihan Yılmaz
İstanbul’da yaşar, İstanbul’u da ülkenin bütününü de çok sever. Ne güzel topraklardır bu topraklar; ne güzeldir bu topraklarda düşünmek, yazmak, çizmek, yaşamak; güzeldir elbet…