Mutlu olmak için bile yorgunuz

Mutlu olmak için bile yorgunuz. Hep yorgunuz. Ama bir yolu olmalı, bir şeyler yapmalıyız. Çok şikayetçiyiz ama kılımızı kıpırdatacak da halimiz yok.

mutlu olmak gülmek eğlenmek oynamak sevinç neşe

Mutlululuğu nasıl unuttuk?

Sebzelerin ve meyvelerin tadının olduğu zamanlardı. Somun ekmeğin güzel koktuğu yıllar, hatta ekmeği çaya batırırdık. Sobanın üstünde kestane yapardık, çay demlerdik, yerlere minder serer otururduk, zaman daha boldu, hayat daha basitti, biz daha mutluyduk.

Her şey çok yapay, insanlar yapmacık, yaşadığımız hayat plastik yoğurt kabı gibi. Sürekli ne yöne olduğu belli olmayan bir koşturmaca içindeyiz. Yoruluyoruz ve yıpranıyoruz birer haftalık tatillerle dinlenmeye çalışıyoruz. Herkes mutsuz, kimse işinden memnun değil, hakiki aşk desen teknolojinin gelişmesine tekabül eden bu ahir zamanda buraları terk etmiş. Üç metrekare çimlik görmek için bir buçuk saat yol gidiyoruz, deniz var ama vapura ayda yılda bir binebiliyoruz çünkü çok yoğunuz ziyadesiyle atomu parçalıyoruz.


misketler

İşte ben de sıkışıp kaldığım böyle zamanlarda geçmişi özlerim. Çocukken sokakta koşup oynamalarım aklıma gelir. Biriktirdiğim gazoz kapakları, oynadığım yakan toplar, çıkıp meyvesini topladığım ağaçlar hepsi ne büyük mutlulukmuş. Sebzelerin ve meyvelerin tadının olduğu zamanlardı. Somun ekmeğin güzel koktuğu yıllar, hatta ekmeği çaya batırırdık. Bir kültürümüz vardı ne bileyim annelerimiz örgü örerdi, bu kadar eşyamız yoktu, komşularımız çoktu. Bir sıkıntımız olsa komşuya giderdik, şimdi herkes sıkıntıda kimseye gidemiyoruz. Sobanın üstünde kestane yapardık, çay demlerdik, yerlere minder serer otururduk, zaman daha boldu, hayat daha basitti, biz daha mutluyduk.

Mutluluk için para mı lazım?

Şimdi mutlu olmak adına pahalı düğünler yapıyoruz, bir örnek yurt dışı seyahatlerine gidiyoruz, sürekli yenisi çıkan cep telefonları alıyoruz yine de olmuyor. Derinlerde bir yerlerde bir boşluk var, kara delik gibi mutluluğumuzu yutuyor. Çoğu şeyi eksik kalmamak için,  başkasına gösteriş olsun diye yapıyoruz. Yaparsak mutluymuşuz gibi olacak belki de. Ne büyük evler, ne pahalı arabalar ne de markalı giysiler mutluluk getirmiyor.

Her ihtiyacın olduğunda omuzunda bir elin sıcaklığını hissedebilmek belki de mutluluk, güvenebilmek birine sonuna kadar, çok yorgunsun diye eşinin ayaklarını ovması mutluluk, babanın sana en sevdiğin kurabiyeyi yapması, bebeğinin gözlerinin içine bakarak gülümsemesi mutluluk. Bunların hepsi sevgiyle ilgili. Sevmek ve sevilmek mutluluk…

Peki neden bize ancak çok paramız olduğunda mutlu olabilecekmişiz gibi geliyor? Bu fikri kafamıza kim soktu? Birileri çok kazanıyor ve biz de öyle olabilmek için sabahtan akşama kadar koşturuyoruz. Yaptığı işi ruhuyla yapan, işini çok seven, insanlık için bir gayesi olanları tenzi ediyorum. Onlar güzel ve bilinçli bir azınlık. Ben hep şikayet eden yüzde 80’imizden bahsediyorum. Çok şikayetçiyiz ama kılımızı kıpırdatacak da halimiz yok. Hep yorgunuz. Mutlu olmak için bile yorgunuz. Ama bir yolu olmalı, bir şeyler yapmalıyız.


mutluluk1

Her şeyden önce büyük şehirlerde yaşamak mutluluk getirmiyor, daha çok zamanımızı çalıyor. Çok yoğun olmak, çok çalışmak, hep koşturmak, sevmediğimiz işlerde çalışmak, çok para kazanmak için doğmadık. Biz mutlu olmak için doğduk. Sevgiyi hissetmek ve yaymak için doğduk. İyi insan olmak için doğduk. Doğayla bir olmak için doğduk. İnsanlığa nasıl yararlı olacağımızı bulmak için doğduk. O yüce güç ile bir olmak için doğduk. Hepimiz çok başarılı, çok ünlü ve ya çok zengin olmak için doğmuş olamayız. Çiçek seviyorsan git en güzel çiçeği yetiştir, pasta yapmak istiyorsan pasta yap, hayal ettiğin minicik bir şey yap. Minicik de olsa sevdiğin ve mutlu olduğun bir şey bulup başlarsan senin sevgin bana kadar ulaşacak biliyorum. Biliyorum çünkü ben sevdiğim şeyi yaparak sana ulaşabiliyorum.

“Hayallerimin çok ötesinde insana yazı ile ulaşabileceğim fikri bende hem edebi hem siyasi bir sorumluluk oluşturdu” der Gabriel Garcia Marquez. Ben en zor zamanımda öyle yaptım ve sana ulaştım.

İlgili yazılar

Bir Parça Mutluluk

Mutluluk Resim Gibidir

Mutluluk Denklemi Var


Mutluluk Sokağı


Ceren Kurt
Hikayelerim var, iç içe geçmiş duygulardan besleniyorum. Zaman zaman karanlık tarafa gider gelirim. İşte bu yolculuklarda hikayelerimi biriktiririm. Hayat sürekli akış halinde bu yüzden kendim dahil hiç kimseyi tam anlamıyla tanıdığımı düşünmüyorum. Herkes değişir, zaman değişir ama yolculuk baki kalır. Masal kahramanları gerçektir. Ve paralel evren vardır. Hatta paralel evren dövmesi yaptırmak isterim, kendi üzerimden oraya kapı açmış gibi olurum hem. Hobilerim arasında kedileri bezdirene kadar sevmek vardır. Ve dünyanın yegane ilacı sevgidir.