Evrim ve Kuran: Evrim teorisi yaratılış teorisiyle çakışıyor mu?

Evrim teorisi ve yaradılış inancının aynı kapta eriyebilen bir fikir olabileceğini kimse düşünmüyor veya düşünmek istemiyor. Yıllarca, bütün dinler ve özellikle Müslümanlar, biyoloji biliminin göz bebeği, ünlü evrim teorisi ile sürekli uğraşmışlardır. Nedeni evrim teorisi ile yaratılış dogmasının çakışması veya çakıştığının zannedilmesidir.

evrim yaratılış kuran

Evrim ve Kuran

1999 yılında Ankara Üniversitesi Biyoloji bölümünü bitirdim ve sonrasında moleküler sistematik dalında yüksek lisans yaptım. Kemiriciler ile yaptığım çalışmalarda tür ve alttür teşhişleri ve tasvirleri yaptım. Sadece ezber olarak görülen biyoloji biliminin (ve tabi ki, tıp biliminin) aslında anlaşılabileceği ve ezbere gerek kalmadan yorum yapılarak da öğrenilebileceğini anlamak bana okulumun verdiği en büyük hediye oldu.

Yıllarca evrimi veya yaradılışı savunan çok sayıda kitap okudum ve birçok insanla bu konuyu tartıştım. Sonuçta genel durum tespitim şu şekildedir; çoğu insan – buna belki ben de dahildim – bu konular hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olmadan karşı çıkıyor veya savunuyor. Evrim teorisi ve yaradılış inancının aynı kapta eriyebilen bir fikir olabileceğini – iki taraftan da – kimse düşünmüyor veya düşünmek istemiyor. Hal böyle olunca da sanki birbirlerinin varlığı için tehdit oluşturuyormuş gibi davranarak güçlü olan taraf diğer tarafı sindirmek istiyor. Bunun sonucunda da biyoloji bilimi hak ettiği saygınlıktan uzak olarak eğitim sistemine dahil edil(m)iyor.


Yukarıda da bahsettiğim gibi biyoloji biliminde evrim teorisini benimsemiş birisi olarak, yaradılışın evrim teorisinde bahsedilen teknikle gerçekleştiğine inanıyorum. Bu düşüncemin ispatını ise, dünyamıza inen en son din olan İslam’ın kitabında aramaya karar vererek materyalist gözle Kuran’ı okudum.

evrim teorisi yaratılış kuran

Sonuçta aşağıda verdiğim iki ayette evrim teorisiyle ilgili açıklamaların çok açık seçik yoruma yer vermeyecek şekilde Kuran içinde yer aldığını keşfettim.

RAD suresi 4. ayet: Yeryüzünde birbirine yakın kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı, çatalsız hurmalıklar; hepsi aynı su ile sulandıkları halde meyvelerinde birini diğerine üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklı olan bir topluluk için deliller vardır. (Çeviri: Elmalılı Hamdi Yazır)

Ve yeryüzünde birbirine komşu [ama yine de yapı olarak birbirinden ayrı (8) nice] kara parçaları, üzüm bağları, hububat ekili tarlalar, bir kökten sürgün verip küme halinde ya da tek başına (9) boy veren hurma ağaçları vardır ki hepsi de aynı suyla sulanırlar: hal böyleyken yine de [insanlara ve hayvanlara sağladıkları] ürünler bakımından Biz onların bazılarını bazılarına üstün kılıyoruz. (10) Doğrusu, bütün bunlarda aklını kullanan insanlar için mutlaka (çıkarılacak) dersler vardır. (Çeviri: Muhammed Esen)

Nur suresi 45. Ayet: Ve bütün canlıları sudan yaratan Allah’tır; (63) öyle ki, kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayağı, kimi de dört ayağı üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır; çünkü O, gerçekten de her şeye kadirdir. (Çeviri: Muhammed Esen)

Allah her hayvanı bir sudan yarattı. öyle iken kimi karnı üzerinde yürür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi de dört ayak üstünde yürür. Allah, dilediğini yaratır. Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir. (Çeviri: Elmalılı Hamdi Yazır)

Birinci ayet, evrim teorisinin ana tekniklerinden birini açık seçik ortaya koyuyor: doğal seçilim. Bu tekniğe göre; içinde bulundukları ortam şartlarına en uygun olan (üstün) genler bir sonraki nesle aktarılarak evrimleşir (ya da gelişir). Bu teknikte esas olan iki parametreden biri çeşitliliktir, diğeri de ortam şartlarına en iyi uyum sağlayabilen bir başka deyişle diğer çeşitlere göre üstün olan gen(ler)dir.  

Bu ayet açık seçik evrimden bahsetmektedir çünkü:

1) Surenin ilk ayetinde, sure içindeki ayetlerin açık seçik Allah’ın ayetleri olduğu yazmaktadır.

2) Ayette bitkilerden bahsedilerek canlı hayatının kastedildiği açıkça ortaya konmuştur. İnsanların kendi üstüne alınmasına gerek yoktur.

3) “üstün kılıyoruz” deyimi ile bu üstünlüklerin seçilebileceği anlaşılabilir. Bunun nedeni eğer bir seçilime izin verilmeseydi “üstün yarattık” kullanılabilirdi.


4) “Aynı sudan sulandıkları halde” deyimi ise ortam şartlarının her tür için aynı olduğu anlamına geliyor.

5) “Üzüm bağları, ekinler çatallı çatalsız hurmalar” ise sistematik olarak familya, cins, tür ve alttür örnekleri olarak algılanabilir.

6) Ayetin sonundaki “bunda düşünen bir topluluk için deliller vardır” deyimi ise bu ayetin altının çizilmesinden başka bir şey değildir.

Yukarıdaki maddelerden de anlaşılacağı gibi, bu ayet doğal seçilimin net ve özet bir tanımlamasıdır. Yorumum şudur; Allah bu ayet ile bize açık seçik olarak evrim teorisinde bahsi geçen doğal seçilim tekniğini kullanarak dünyamızı yarattığını, olağanüstü bir cömertlikle bir ayet ayırarak zamanımızdan 1400 yıl önce insanlığa bilgi olarak sunmuştur.

İkinci ayet ise evrim teorisinin aşamalarını açık seçik olarak vermektedir. Evrim teorisine göre hayat tek hücreli olarak suda başlar, balıklarla suda devam eder daha sonra amfibiler ve sürüngenlerle karaya geçer ve son olarak memeliler ve kuşlarla en güncel formlara ulaşır. Sıranın aynen verilmesi manidardır.

evrim teorisi yaratılış kuran

Bu ayet de açık seçiktir çünkü:

1) Surenin ilk ayetinde, sure içindeki ayetlerin açık seçik Allah’ın ayetleri olduğu yazmaktadır.

2) Ayette, yaratmak fiili başta “sudan yarattı” ve evrim sırasının verilmesinden sonra “Allah dilediğini yaratır” olarak kullanılmıştır. Bunun anlamı şudur; Allah dünyada canlıların evrimleşmesine doğrudan yaratarak müdahale etmemiş. Başlangıcını vermiş ve sonra onların evrimleşmesine izin vermiştir. Allah istediğinde yeniden yaratma gücünü kullanarak evrimleşmeye müdahale edebilir. Ama planı o kadar mükemmeldir ki milyonlarca yıldır sistem Allah’ın emrettiği gibi devam etmektedir.

3) “Allah her şeye gücü yetendir.” Bu da bize çok zor olduğunu düşündüğümüz bu tekniğin Allah için (tabi ki) çok basit olduğunu bir kez daha hatırlatmak için kullanılmıştır.

Bu iki ayet, benim tespit ettiğim çok kritik iki önemli ayettir. Dünyayı ilgilendiren binlerce olay içinden evrim için iki ayet (ve belki de atladığım daha çok ayetlerin) harcanması konunun önemini anlatıyor.

Burada önemli başka bir soru ise bunca bilim adamı ve din bilgini varken şimdiye kadar bu ayetler neden fark edilmedi? Bence cevap basit belki de ilk kez önyargıdan uzak ve iki uç tarafı da iyi dinlemiş birisi biyolog gözü ile Kuran okudu ve bu konuyu araştırdı.

evrim teorisi yaratılış kuran


Bu tespit bize ne sağlar? sorusu ise kendi kendini cevaplayacak bir soru. Evrim teorisi ve yaratılış inancı, bu iki kutuptan herhangi birinden maddi veya manevi çıkarı olan kişi(ler) hariç, bu sorunu cevabını olumlu vereceklerdir. Buna yürekten inanıyorum.

Planck Mesafesi ve Kurân