Eşcinsellik ve Açılma Süreci

Gey ya da lezbiyen olduğunu açıklama süreci öncelikle bir kişiye daha sonra da diğerlerine homoseksüel olduğunu açıklamayı içerir. Bu süreç içerisinde birey psikolojik olarak oldukça incinebilir bir yapıya sahiptir. Bunun nedeni diğerleri tarafından kabul ya da reddedilme riskinin yaşanması ve sonucunda bireyin benlik saygısının olumsuz etkilenmesi olarak görülebilir.

eşcinsellik

Devam eden süreçte birey toplumdaki yeni cinsel kimliği ile kendini keşfetme sürecine girer. Genellikle gey toplulukları ile yeni ilişkiler ve becerilerle ilgili pratik yapmaya başlar. Keşfetme süreci sonunda tipik bir biçimde birincil ilişkilerin şekillendiği bir süreç ortaya çıkmaktadır. Bu ilişkiler sık sık, kısa süreli, kıskançlık ve dalgalanmalarla dolu daha çok heteroseksüel ilişkilere benzeyen bir yapıdadır. Son olarak; toplumda tam olarak fonksiyon gören ve uzun süreli bir ilişkiyi devam ettirecek bir bireye bağlanma ile sonuçlanan bir bütünleşme süreci söz konusudur. Elbette bu süreçler ortaya çıkmadan önce birey kendi eşcinsel kimliğine ulaşmalıdır. Eşcinsel kimliğine ulaşma altı dönemi içerir:

Eşcinsellik Açılma Süreci

Kimlik Karmaşası: Birey muhtemel olarak heteroseksüel bir kimlikle hayata başlar. Çünkü heteroseksüellik toplumda oldukça normal sayılmaktadır. Aynı cinse ilgisinin olduğunu fark etmesi ve davranışları bireyin “ben kimim” sorusu karşısında karmaşaya düşmesine neden olur.


Kimlik Karşılaştırması: Bu evrede birey eşcinsel olabilirim şeklinde düşünmeye başlar. Bu evre, kişinin içinde uyanan duygular nedeniyle heteroseksüellikte yaşadığı rahatlığın kaybolması ile sonuçlanır.

Kimlik Toleransı: Bu evrede birey ‘Ben eşcinselim’ şeklinde düşünmeye başlar. Birey diğer eşcinsellerle iletişim kurmak ve bilgi almak, paylaşmak ister. Bu aşamada diğer eşcinsellerle iletişimin kalitesi ve içeriği oldukça kritiktir.

Kendini Kabul: Bu evrede ‘Ben homoseksüelim’ diyebilmekte ve bu kimliği kabul etmektedir.

Kimlikle İlgili Memnunluk: Birey dünyadaki eşcinsellerin iyi ve önemli bireyler olduklarını, heteroseksüellerin ise aynı şekilde olmadıklarını düşünmeye başlar.

Kimlik Sentezi: Birey artık ‘bize karşı onlar’ yani eşcinsellere karşı heteroseksüeller şeklinde düşünmekten vaz geçer, heteroseksüeller içerisinde de iyi ve destekleyici insanların olduğunu kabul eder. Bu son evrede birey toplumsal ve öznel kimliğin bir sentezini yapar.

 

eşcinsellik

MURAT

Eşcinsel olduğumu çocukluğumda fark ettim ama halk diliyle ‘ibneler kötü’ dendiği olduğu için epey bir bocaladım. Deneme amacıyla kızlarla da çıktım, cinsel beraberlik de yaşadım ama duygusal bağ kuramadım. Sadece ‘Bir an önce boşalayım da bitsin’ diye düşünüyorsun. Lisede bir erkeğe aşık oldum, açıldım ama karşılık göremedim daha kötüsü aynı sınıftaydık ve bir yıl konuşmadı benimle. Çok duygusal bir insanım, çok yıprandım. On altı yaşındaydım, unutmak altı yılımı aldı. Lise son sınıfta arkadaşlarıma, öğretmenlerime, ablama ve ağabeyime söyledim. Bunun benim seçimim olduğunu söylediler, her zaman destek oldular, dışlanmadım. Konservatuarda hala ‘acaba’ diyordum sonra bir kız bana aşık oldu, gey olduğumu bilmesine rağmen denemek istedi. Güzelliğine, cazibesine çok güvenen bir kızdı beni değiştirebileceğini düşündü. Olmadı tabi hala arkadaşız. Konservatuar, sanat ortamı daha rahat, tepki çekmiyorsun ama sınıf arkadaşlarım yine de denememi öneriyorlar.

Babam küçük yaşta Anadolu’dan İstanbul’a gelmiş, böyle bir şeyi hoş karşılamaz. Annem anlıyor ama söze dökmüyor. İkisiyle de ilişkilerim çok iyidir. İş arkadaşlarım, mahalle arkadaşlarım, kuzenlerim biliyor.


VURAL

Eşcinsel olmak ya da olmamak diye bir sorun yok. Eşcinsellik, cinselliğin farklı yönde olması. İnsanlar cinselliğini sokakta yaşamıyorlar ki. Bizim insanlarımız bunu toplum içine taşımak istedikleri için sorun yaşıyorlar. Cinsellik straightlerde* de gizli yaşanır.

Annemle ve kız kardeşimle çok bağlıyız cinselliğimiz hariç her şeyi konuşuruz. Hatta sevgilimden de konuşuruz ama kız arkadaşım olarak algılarlar. 13 yaşımdan beri ailemden ayrıyım zaten, yatılı okudum.



BATUHAN

Ailemden hiç kimse gey olduğumu bilmiyor.Çok ciddi bir anne baskısı ile büyüdüm, annem ‘Desperate Housewife’daki kontrol manyağı kadın (Bree) gibidir. Giyimine, kuşamına, kurduğun cümlelere müdahale eder. Aile baskısı yüzünden 2-3 kez intihara kalkıştım, evden kaçtım. Annemle babamın benden sonraki iki çocuklarına karşı davranışlarını eleştirirdim, aynı hataları onlara da uygulamasınlar diye. ‘Kardeşlerimi yanlış eğitmeyin’ diye ikaz ederdim… Bir keresinde okuldan bir çocuk beni ve dayımın oğlunu evine çağırdı, o zamanlar bilgisayar çok nadir görülen bir şey. Hava karardığında eve döndüm, hiçbir arkadaşımın ailesi bu duruma tepki göstermediği halde annem beni çok fena dövdü, günlerce dışarı çıkmamı yasakladı. Zaten ben pek fazla dışarı çıkan birisi değildim o tarihten sonra hiç kimseyle dışarı çıkmadım. Bir süre sonra annem bu defa da ‘Niye arkadaşlarınla dışarı çıkmıyorsun?’ demeye başladı. Ama beni arkadaşlarımdan soğutan kendisidir. Bu olayın çok etkisinde kaldım. Zaten kabuğundan çıkmaya çalışıyorsun ‘kız’ etiketiyle mücadele ediyorsun.


SUAT

Çocukluğumda diğer erkek çocuklar gibi değildim, onların davranışlarını kaba buluyordum. Barbara Straisand’ın  gay ikonu olduğunu bilmeden onu dinliyordum. Moda ve sanat, futboldan daha çok ilgimi çekiyordu. Giyimimle, saçımla, bakımımla fazla ilgiliydim. İstanbul’a yakın küçük bir kasabada büyüdüm ‘gey’ nedir bilmiyordum. İlk başta ancak biseksüelliği kabullenebildim. 22 yaşıma kadar biseksüel olduğumu düşünüyordum. 1999 yılında bir erkeğe aşık olunca gay olduğumu anladım.

Ailem bilmiyor. Söylemeyi de düşünmüyorum çok üzülür ve hayal kırıklığına uğrarlar. Çevrenin tepkisinden çok etkilenirler, geçici bir şey olduğunu düşünürlerdi herhalde. Aslında paylaşmayı çok isterdim ama genç nesil bile bunu kabullenemezken onların kabullenmesini bekleyemem. Herkesin kafasındaki gey imajı Zeki Müren, Bülent Ersoy, Yılmaz Morgül ama geylerin çok farklı tipleri var ben de bunlar kadar feminen değilim zaten. Geylerle arkadaşlık edenler bile konuyu tam olarak anlayabilmiş değil.

Ailemle ilişkilerimiz iyidir ama çoğu gey gibi anne bağımlısı değilim.

Eşcinsellik ve Kabullenmek

Eşcinsellik kabullenme sürecinde acı verici, yaşam biçimi olarak da  maalesef hala zor bir süreç. Dünyada psikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanmadığı halde özellikle Türkiye’de toplumun ve kurumların bu yönde bir bilgisi yok gibi görünüyor. Aile ve çevreden kaynaklı baskıların yanı sıra eşcinsellere özgü bir takım cinsel işlev bozuklukları yaşanılan güçlüklerden. Bu konuyla ilgili yeterli eğitim almış, homofobik özellikleri olmayan ya da bu özelliklerinin farkında olan, eşcinsel alt-kültürüne saygılı, yargılayıcı olmayan ebeveynler, eğitmenler, yöneticiler ve terapistler, cinselliğinden ve kendinden nefret eden, kendine güvenini kaybetmiş insanlar yaratmak yerine, uyumlu, mutlu, üretken, cinselliğini ve sevgisini kendi tercihi doğrultusunda yaşayabilen insanların oluşmasına katkıda bulunacaklardır.

Kaynak: Cohen, K. W. Williams, C. R. (1996). The Lives Of Lesbians, Gays And Bisexuals Children To Adults.

[divider]

Dosya: İlkay CAM | 1 Aralık 2005 | Sayı: 03 | Eşcinsellik Dosyası

[divider]


DOSYA KONULARI:

Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.