AKUT’tan deprem hakkında bilgilendirme söyleşisi

AKUT, gerçekleştirdiği arama-kurtarma çalışmalarının yanı sıra, uzmanlık alanları dahilinde bilgi paylaşımında bulunmaya devam ediyor.

AKUT'tan deprem hakkında bilgilendirme söyleşisi

Deprem; acil durum çantası; depremin öncesi, sırası, sonrasında yapılması gerekenler…

Röportaj: Çiğdem Tan (AKUT Gönüllüsü)

Çiğdem Hanım, öncelikle sizi tanımak isteriz?


Tabii… İsmim Çiğdem Tan. Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum, editörüm. 2009 yılından beri AKUT gönüllüsüyüm. AKUT’ta Mülakat ve Basın İlişkileri birimlerine destek veriyorum. İstanbul’da yaşıyorum.

AKUT’un uzmanlık alanları hakkında bilgi almak isteriz?

AKUT

Elbette. 1996 yılında kurulan AKUT, öncelikle halk arasında “enkaz arama-kurtarma” olarak bilinen kentsel arama-kurtarma ile dağ ve doğa şartlarında kaybolmuş veya kendi imkanları ile istediği noktaya varamayan kişileri aramaya ve/veya kurtarmaya yönelik olarak,  gönüllülük esası ile hizmet veren, İstanbul merkezli, ülke genelinde 30 ekibi ve 2200 gönüllüsü olan bir sivil toplum örgütü.

Yine göçük, sel, heyelan, yangın, trafik kazası, sualtı arama, Acil Durum Yönetimi, ipli sistem ile teknik kurtarma, ilk yardım gibi acil yardım gerektiren pek çok konuda uzman bir ekibiz.

Ancak halk sizi deprem ile tanıdı…

AKUTEvet, 1996-1998 arası pek çok operasyon gerçekleştirmiş olsak da 1998 yılında meydana gelen Adana-Ceyhan depremindeki başarılı çalışmalarımız medyada fazlaca yer buldu ve bu vesile ile daha evvel AKUT’un varlığından bihaber kesimlerce de duyulduk.

Akabinde dönemin Bakanlar Kurulu, Ceyhan’daki çalışmalarımızdan dolayı AKUT’U “KAMU YARARINA DERNEK” statüsüne taşıdı. (Ocak 1999)

1999 Marmara depremi ise AKUT markasının dönüm noktası oldu. Beklenmedik büyük felakette 210 gönüllümüz ile 220 vatandaşımızı enkaz altından kurtardık, binlerce kişiye ilk yardım hizmeti sunduk, on binlerce vatandaşımızı kazazedelere yardım etmeleri için organize ettik ve ne yazık ki enkazdan pek çok cenaze çıkardık.

1999 Marmara depreminde ülke olarak çok büyük bir sınav verdik. O depremden sonra AKUT olarak biz de eğitimlerimizi çok daha sistematik hale getirdik, lojistik malzeme anlamında son teknolojileri takip ettik, üye alım prosedürlerimizi revize ettik, disiplini ve kişisel güvenliğimizi her şeyin önüne koyarak bugünlere kazasız belasız gelmenin mutluluğuna eriştik.

Bugün gururla söyleyebiliriz ki; AKUT, Kentsel (enkaz) Arama-Kurtarma’da, Birleşmiş Milletler’e bağlı olarak görev yapan INSARAG’ın (Uluslararası Arama-Kurtarma Danışma Kurulu) belirlediği uluslararası standartlara uyum sertifikasyonunu alan (2011 Medium sınıfı) ilk Türk ekibidir.

Bu sertifikasyonun anlamı nedir?

Bu sertifika, dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir afette, ülkenin uluslararası yardım çağrısı var ise ilk 6 saat içerisinde 45 gönüllümüz ve ekibimize yetecek lojistik malzemeyle hava limanında yüklemeye hazır olabileceğimizi, 7 gün/24 saat boyunca tümüyle kendi kapasitemiz ile (yakıt hariç) yeme-içme-barınma-ulaşım gibi tüm ihtiyaçlarımızı karşılayarak arama-kurtarma yapabileceğimizi Birleşmiş Milletler’in bu konudaki uzman denetçilerine ispatlamışız anlamına gelmektedir.

Peki deprem ile devam edersek, en basit tanımı ile deprem nedir?

DepremYer kabuğu içinde kırılmalar nedeniyle ani şekilde meydana gelen titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak yer kabuğunu sarsmasına “Deprem” diyoruz. Bu sarsma, toprak üzerindeki yapıları yıkacak kuvvette olabilir.

Günümüzde depremden korunmak için geliştirilmiş birçok bilimsel ve teknik bilgi mevcut. Bu bilgiler ışığında, depremleri en az hasarla atlatabilmek için, her bir bireyin üzerine düşen sorumluluklar olduğunu; topraklarının %93’ü önemli fay hatları içerisinde olan ülkemizde, sorumluluk bilinci ile hareket etmenin, önlenebilir sebeplerle meydana gelebilecek can kayıplarını bertaraf edebileceğini belirtmek isteriz.

Halk arasında “Deprem Çantası” olarak bilinen “Acil Durum Çantası” nedir? 

Acil Durum Çantası, bireylerin ev veya iş yerlerini acilen terk etmeleri gerekebilecek olası acil durum veya afetlere karşı hazırlanan, ilk 72 saat süresince yani yardım ekipleri gelene kadar, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılaması hedeflenen lojistik destek çantasıdır.

Acil Durum Çantasının içerisinde neler olmalı? 

Her çantada olması gereken standart malzemelerimiz genellikle şunlardır:
Aile bireylerinin tümüne 72 saat yetecek kadar su; mevsime uygun yedek kıyafet; yüksek kalorili ve enerji verecek konserve, kuruyemiş gibi gıdalar; sigorta poliçesi, pasaport gibi önemli evrakların fotokopileri; alkollü mendil, sabun gibi hijyenik malzemeler; ilk yardım çantası; düdük, makas, çakı, fener, pilli radyo, yedek pil gibi malzemeler ile ev ve araçların yedek anahtarları ve bir miktar para.

Mümkünse mat ve uyku tulumu da uzun süre dışarıda kalmamız gereken durumlarda hayatımızı kolaylaştıracak malzemelerden…

Kişiye göre değişkenlik gösterecek malzemeler: 

Standart malzemelerin yanı sıra, bir de bireylerin ayırt edici özelliklerine göre değişkenlik gösterecek malzemeler vardır. Örneğin bebekli ailelerin acil durum çantasında bebek bezi, mama gibi malzemeler olmalıyken, düzenli ilaç kullanan bireylerin ilaçları acil durum çantasında yer almalıdır.

Yine engelli bireylerin gündelik yaşamlarını kolaylaştıran malzemelerin yedekleri de acil durum çantasında bulunmalıdır.

Bu çanta nerede durmalı? 

Kolay ulaşılabilir ve kolay görülebilir bir yerde olmalı. Bu mutlaka bir çanta olmak zorunda değil. Örneğin, binalardan yeterince uzakta, güvenliğinden emin olunan bir depomuz varsa bu depoda veya binalardan yeterince uzakta, açık bir otaparkta bulunan bir aracımız var ise aracımızın bagajında da bu malzemeleri hazır tutulabiliriz. Burada önemli olan nokta, hazırladığımız çantanın kolay erişilebilir ve taşınabilir olması.


Bir acil durum çantası hazırlamayı tercih etmiyorsanız, acil durum malzeme listesi oluşturabilir, binayı terk ederken listeye bakarak almanız gereken malzemeleri hızlıca derleyebilirsiniz.

Deprem sırasında yapmamız veya yapmamamız gerekenler nelerdir? 

DepremDeprem meydana geldiği an uygulayacağımız doğru davranış biçimi, deprem öncesi alınan tedbirlere bağlı olarak etkili olabilir.

En başta binamızın “bilimsel ilkelere ve mevcut yönetmeliklere” göre inşa edilmiş olduğundan emin olmalıyız. Sonrasında devrilebilecek eşyaları sabitlemeliyiz. Aile bireylerimiz ile birlikte deprem tatbikatı yapmalı, olası bir depreme evde yakalanırsak, evin içinde nerede korunacağımızı önceden belirlemiş olmalıyız.

Bu şartlar altında deprem olursa; 

Öncelikle sakin olmaya çalışmalıyız çünkü panik bize hata yaptıracaktır. Mümkün olduğunca az hareket etmeliyiz.

Bina içindeysek; 

Merdiven, balkon ve pencerelerden uzak durmalıyız. Eğer binamızın bilimsel ilkelere ve deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edildiğine eminsek ve eşyalarımızı sabitlemişsek; yerini daha önceden belirlediğimiz, ağırlık merkezi yere yakın olan eşyalarımızın yanında YAT-KORUN-TUTUN pozisyonu almalıyız.

Yere yan yatıp dizleri karnımıza çekmeli, üstteki elimizle başımızı, alttaki elimizle yanına uzandığımız eşyayı tutmalı ve sarsıntı geçene dek beklemeliyiz.

Dışarıdaysak; 

Bina, üst geçit, elektrik hatları, aydınlatma direkleri, araç trafiğinin devam ettiği oto yollar ve ağaçlardan mümkün olduğunca uzak durmalı ya da uzaklaşmalıyız.

Deprem anında açık alandaysak ÇÖK-KAPAN pozisyonu almalıyız. Yani diz çökmeli, ellerimizle başımızı korumalı, olası kaza ya da yaralanma risklerine karşı etrafımızı gözlemlemeli ve yine sarsıntı geçene dek beklemeliyiz.

Deprem sonrasından da kısaca bahsetmemiz gerekirse; 

Deprem bittikten sonra, acil durum çantamızı da yanımıza almalı; elektrik, su, doğal gaz hatlarını kapatmalı; binamızı ‘merdivenleri kullanarak’ terk etmeli ve yetkililer onay verene dek hiçbir sebeple binaya giriş yapmamalıyız. Binadan tamamen çıkana dek kibrit veya çakmak kesinlikle kullanmamalıyız.

Binayı terk ettikten sonra, komşularımız arasında yardıma ihtiyacı olan kimse yoksa daha evvel belirlediğimiz buluşma noktasına doğru hareket etmeli ve aile bireylerimiz ile bir arada bulunmalıyız.

Telefonu ve sosyal medyayı gereksizse kullanmamalı, erişim ağlarını meşgul etmemeli, söylenti veya spekülasyonlara değil, resmî açıklamalara itibar etmeliyiz.

Depremde enkaz altında kalırsak ne yapmalıyız? 

Sakin olmaya çalışmalı, tozdan korunmak için solunum yollarımızı bir giysi parçası ile örtmeliyiz. Kibrit, çakmak gibi ateş kaynaklarını kullanmamalı, enerjimizi tasarruflu kullanmak için mümkün olduğunca az hareket etmeliyiz.

Kurtarma ekiplerinin dinleme cihazları ile çok alçak sesleri bile duyma imkanı olacağı için, sürekli bağırarak enerji harcamak yerine, belirli aralıklarda ekiplere hayatta olduğumuzu belirtecek sesler iletmeliyiz.

Katı cisimler sesi ileteceği için, bir duvara ya da tesisat borusuna sert cisimlerle vurabiliriz.

AKUT olarak bilinçlendirme çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz? 

AKUT gönüllüleri olarak, ülke genelinde her yıl ortalama 2000 ücretsiz oturum ile 100 bin vatandaşımıza TEMEL AFET BİLİNÇLENDİRME seminerleri veriyoruz.

Sosyal medya hesaplarımızda sık sık eğitim videolarımızı paylaşıyor; basın aracılığı ile bilgilendirici makale, söyleşi vb. çalışmalar yayınlıyoruz.

Radyolar için bilgi metinleri içeren kısa ses kayıtları hazırladık, eğitim videolarımızı web sitemize yükledik. https://www.akut.org.tr/video-galerisi

Temel Afetleri ve bunlardan en az hasarla kurtulmamızı sağlayacak önleyici tedbirleri anlattığımız Afet Bilinci ve Önlemler kitapçıkları hazırlayıp ücretsiz olarak okullara, Halk Eğitim Merkezlerine, Belediyelere vb. gönderiyoruz gibi, yıl boyu ara vermeksizin pek çok çalışma gerçekleştiriyoruz.

Önlenebilir sebeplerle meydana gelen can kayıpları ve/veya yaralanmaları en aza indirebilmek için hazırlanan her projeyi destekliyor ve bilgi paylaşımını son derece önemsiyoruz.

Öğretmenlerimiz, muhtarlarımız, belediyelerimiz, tüm yerel yönetim temsilcileri, seminer veya benzer bilinçlendirme çalışmaları için bizlere AKUT’un web sayfasındaki iletişim bilgilerinden her zaman ulaşabilirler.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz.


Ben teşekkür ederim. Afetsiz günler dilerim.

AKUT’tan doğada hayat kurtaracak bilgiler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.