Gazi Üniversitesi Sokak Hayvanlarını ve Doğayı Koruma Topluluğu

Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü öğrencisi Damla Karaboya ile geçmiş günlerde gerçekleştirmiş olduğumuz röportajımızda köpek korkusunun nelerden kaynaklandığı ve onlara nasıl yaklaşılması gerektiği konuları üzerinde durmuştuk. Bu röportajımızda ise Damla Karaboya başkanlık görevini yürüttüğü Gazi Üniversitesi Sokak Hayvanlarını ve Doğayı Koruma Topluluğu’nun hikayesini paylaşıyor.

Röportaj: Damla Karaboya

Damla Karaboya

-Gazi Üniversitesi Sokak Hayvanlarını Ve Doğayı Koruma Topluluğu olarak neler yapıyorsunuz?


İlk zamanlarda, öğrenci arkadaşlarımızın yemeyip masalarda bıraktıkları yemekleri topladık. Baktık, bu artıklar yetmiyor sonra yemekhanemizde ki yemek artıklarını toplamaya başladık.

Besleme etkinliğimizin haricinde kampüste bulunan köpeklerin Gölbaşı Belediyesi ile beraber çalışarak kısırlaştırılmalarını, aşılanmalarını ve rehabilite edilmelerini sağlıyoruz. Daha sonrasında da bir köpek eğitmeninin bizleri hayvanların davranışları hakkında bilgilendireceği bir seminer düzenledik. İlerleyen tarihlerde bir parti etkinliğimiz olacak, gelirlerinin kampüs hayvanlarına verileceği bir parti…

Gazi Üniversitesi Gölbaşı Kampüsü

Barınak İyileştirme Projesi

Gazi Üniversitesi Sokak Hayvanlarını Ve Doğayı Koruma Topluluğu olarak hayata geçirmek istediğiniz projeler var mı?

İlk olarak gerçekleştirmek istediğimiz şey biz mezun olduktan sonrada burada kurduğumuz topluluğun devamlılığını sağlamak olacaktır. Ayrıca Türkiye’de bulunan her üniversitede böyle bir topluluk kurulmasını ve oradaki kampüslerde bulunan hayvanlarında beslenebilmesini sağlamak için çalışmalarımız sürmektedir. Yakın bir zamanda ise hem etkinlik hem de proje olarak gördüğümüz ‘barınak iyileştirme’ hedefimiz var.

Malum barınak durumları belli… Orada çalışan insanların hayvanlara yaklaşımı ortada… Tabi ki arada istisnalar var ama yine de bu hepsinin iyi olduğunu göstermez. Kötü durumda olan barınakları topluluğumuzun üyeleri ile ziyaret edip daha sonra orayı iyileştirebilmek için ne gerekiyorsa yapmayı düşünüyoruz. Bir de genel olarak diğer hedeflerimiz var, onlarda; insanların hayvanlara karşı olan yok hastalık vardır bulaşır, yok ısırır kuduz olurum’ gibi ön yargıları kırmak ve okullarda çocuklara hayvanlarla ilgili küçük bilgilendirmeler yapmak, yetişen yeni neslin arasından hayvan katillerinin çıkmasını önlemek, çocukları hayvanlar konusunda bilinçlendirmek, üniversitede bulunan öğrencilerin hayvanlara nasıl yaklaşması gerektiğini anlatmak ve insanların hayvanlar konusunda duyarlı olmasını sağlamak. Biz topluluk olarak zamanla her şeyin olabileceğine inananlardanız.

Üniversite yönetimi katkıda bulunmuyor

-Gazi Üniversitesi Sokak Hayvanlarını Ve Doğayı Koruma Topluluğu olarak üniversite yönetiminin sizlere sağlamış olduğu katkılar var mıdır?


Açıkçası, üniversite yönetimi bize bir katkıda bulunmuyor. Bazı fakültedeki hocalar yaptıklarımızı destekliyorlar, mama desteğinde bulunanlarda oluyor ama desteklemeyenler de var. Hatta bazı sorunlarla karşılaştığımızda oldu. Bizi destekleyen hocalar sayesinde sorunları çözebildik. Biz bu duruma şöyle bakıyoruz en azından kampüste besleme yapabilmek için izin aldık, en azından yemekhanede yemek toplamamıza bir şey denmiyor.

“Kimseye hayvanları zorla sevdiremeyiz”

-Bu bağlamda Gazi Üniversitesi yönetimi ile çalışanlarına ve öğrencilerine söylemek istediğiniz bir şeyler var mıdır?

Belirttiğim gibi bizi destekleyen hocalarda var desteklemeyenler de… İlk olarak bizi destekleyen hocalarımıza teşekkür ediyorum, desteklemeyen hocalara da bir şey demiyorum kimseye hayvanları zorla sevdiremeyiz…

Üniversitede hoca olan bir insanın başka bir canlının yaşama hakkına saygı duyması gerektiğini bileceğini düşünüyorum. Çünkü bazı hocalar ‘Köpekler şurada dursun, her yerde köpek olmasın, öğrenciler korkuyor, köpekler havlıyor.’ gibi bir sürü cümleler kuruyorlar. Ama biz hayvanları sabit tutamayız veya bir yere bağlayamayız ya da kapatamayız. Kampüs devlet arazisi, hiç kimse oranın sahibi değil kimsenin malı değil orası dediğim gibi devlete ait. Ben hiçbir devlet büyüğünün de ‘Ben Gazi Üniversitesi Gölbaşı Kampüsü’nün arazisinde köpeklerin yatmasını istemiyorum.’ diyeceğini düşünmüyorum. Sadece destek olan hocalarımız olmaya devam etsinler, destek olmayanlarda bir arada yaşama kuralı olan yaptığımız işe saygı göstermeyi bilsinler diyorum.

Sevmek zorunda değilsiniz ama saygı duymak zorundasınız. Yeryüzü sadece bizim için değil, hayvanlar doğanın bir parçasıdır, yaşam haklarına saygı duyun!

“Üniversite çalışanlarının destek olmalarını istiyoruz”

Üniversite yönetiminin ve çalışanlarının bize destek olmalarını istiyoruz. Çünkü biz sadece bizim kampüsümüzde bulunan hayvanların iyi bakılmalarını istemiyoruz, diğer üniversitelere hatta liselere örnek olmak istiyoruz bununda yüksek makamda bulunan insanların bizi desteklediklerinde daha kolay ve çabuk olacağını düşünüyoruz.

“Öğrenci arkadaşlarımın duyarlı olmasını rica ediyorum”

Asıl öğrenci arkadaşlarıma söylemek istediklerim var, çünkü hocalarımızın bize şikâyetleri genelde öğrenciler üzerinden oluyor, diyorlar ki ‘Öğrenciler korkuyor, geçen bir öğrenciye saldırdılar.’ Bizim kampüste bir köpek için söylenen bana saldırdı kelimesi nasıl biliyor musunuz? Köpekler birbirlerine havlıyor o yol üzerinden geçen bir kız öğrenci korkarsa köpek ona saldırdı oluyor, hayvanın kızdan bile haberi yok ama saldırdı oluyor. Tabi ki korkanlar olacak, ama hayvanlara çamur atmaları hele ki kendi dertlerini anlatamayan canlılara çamur atmaları bencilleşmeleri hiç hoş değil. Lütfen korkunuzu yenin hayvan sevgisinin ne olduğunu öğrenmeye, hissetmeye çalışın, onların size hiçbir şey yapmayacağına inanın. Yer yüzünde tek sizin olmadığınızın farkına varın, lütfen bencilleşmeyin, lütfen size muhtaç olan her canlıya karşı duyarlı olmayı öğrenin!

Gazi Üniversitesi Sokak Hayvanlarını ve Doğayı Koruma Topluluğu

“Merkez kampüste hayvanlara ilgi yok!”


Merkez kampüste de her öğrenci kendi derdine düşmüş durumda, orada hiç besleme falan yapan yok, herkes kendi derdinde. Soruyorum, bu kadar duyarsız olmak için ne yiyip ne içiyorlar? Hiçbir şey bulup da yiyemedikleri için mideleri karınlarına yapışmış olan köpekler gözünüzün önünde yatarken siz nasıl körleşiyorsunuz o sözde gören gözlerinizle? Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorsunuz? Lütfen görün onları ve lütfen merkez kampüsten de bize destek olanlar çıksın.

Köpek korkusu neden kaynaklanır? Onlara nasıl yaklaşmalıyız?


Görkem Barındık
1993 yılında Ankara’da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünde ön lisans; Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Akabinde Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Ana Bilim Dalı'nda “Dijitalleşen Medya ve Yarattığı Yeni Şiddet Alanı: Dijital Şiddet” başlıklı tezini tamamlayarak yüksek lisans programından mezun oldu. Şu an hâlihazırda doktora eğitimi için hazırlanmaktadır.