Türkiye’de iyi bir otopsi ve olay yeri incelemesine ihtiyaç var

Ankara’da Eylül Yağlıkara, Ağrı’da Leyla Aydemir’in ölümüyle gündeme gelen çocuğa yönelik şiddet ve cinsel saldırı olayları toplumda infial oluştururken uzmanlar, ailelere önemli görevler düştüğünün altını çiziyor.

Prof. Dr. Sevil Atasoy: Türkiye’de iyi bir otopsi ve olay yeri incelemesine ihtiyaç var

Çocukları asla yalnız bırakmamak gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sevil Atasoy, her olayda iyi bir otopsi, iyi bir olay yeri incelemesi ve bu delillerin iyi çalışılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Adli Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, çocuğa yönelik şiddet ve cinsel suçları gerçekleştiren kişilerin, çok büyük bölümünün çocuğun yakın çevresinde bulunan kişiler olduğuna dikkat çekti.


Prof. Dr. Sevil Atasoy, dünya genelindeki erkek popülasyonun %1 ila %5’i, 12 yaş altı çocukları kız veya erkek fark etmeksizin bir cinsel uyaran olarak gören kişilerden oluşuyor.

Bu kişilerin genellikle çocukların çok yakınında bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Atasoy, “Bunları anlamak mümkün değil ama bu kişilerin nerelerde çalıştığına bir kere bakarsak, çocuklara ulaşabilmenin kolay olduğu yerlerde çalışırlar. Mesela öğretmendirler, bir yurt müdürüdürler küçük çocukların olduğu ya da bir spor takımının koçudur, yüzme antrenörüdür ya da sahilde çalışan bir şezlongcudur. Her halükarda çocuklara ulaşmanın kolay olduğu meslekleri seçerler” diye konuştu.

İstihdam öncesi iyi araştırma yapılmalı

Çocuklarla iletişimin çok fazla olduğu meslek gruplarında işe alınan personel seçiminin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Öncelikle aklımızda tutmamız gereken şey bu gibi mesleklerde personel istihdam ettiğimiz zaman bu kişilerin geçmişlerini çok iyi araştırmamız gerekiyor. Dolayısıyla herkesi işe almamak gerekiyor, minibüs şoförlerinden kantin çalışanlarına varıncaya kadar” uyarısında bulundu.

Çocuklar hiçbir zaman yalnız bırakılmamalı

İkinci önemli konunun “çocukları hiçbir zaman yalnız bırakmamak” olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sevil Atasoy, şunları söyledi:


“Çocukları hiçbir zaman yalnız bırakmamak gerekiyor.Ne yaparsanız yapın, ne kadar güvenlikli bir yerde olursanız olun yine de çocukların çok kolay bir yere yönlendirilebildiğini akıldan çıkarmamak gerekiyor. Çocukların kendilerine çeşitli bahanelerle kuş, böcek ya da köpek göstereceği gerekçesiyle kimsenin olmadığı bir yere çok kolayca gidebileceklerini ve de üstelik bu kişi tanıdığı birisi ve hatta akrabaysa çok daha kolay bir şekilde bu kişinin peşi sıra gidebileceğini unutmamak gerekiyor. Çocuklar kolay kolay direnç gösteremiyorlar.

Uygulamada örnek olunmalı

Biz ne kadar öğretsek de mesela ‘Mayonun örttüğü yerlere dokundurtma diye öğretsek de hatta anne ve babaya dahi ‘Çocuğun mahrem yerlerini siz yıkamayın. Bırakın kendisi yıkasın, bunlar dokunulmaz bölgelerdir’ şeklinde onlara öğretsek de yakın bir tanıdığı olduğu takdirde buna hayır demesi mümkün değil.

Çocuğa yüksek sesle hayır demeyi öğretmeyi istediğiniz kadar öğretin bunu uygulamada örnek olmanız lazım. Anne dahi çocuğun kendini bildiği tarihten itibaren mahrem yerini yıkamayacak. Çocuğa başka kimsenin kendine dokundurtmaması gerektiği ancak böyle öğretilebilir. Çünkü anne bile diyelim ki bir amcayı birbirinden tefrik edemez yani akrabayı tefrik edemez. Anne de o kişiyi yakını diye görebilir.”

Türkiye’de aranan başka kayıp çocuklar var

Çocuklara yönelik cinsel suç ve saldırılarda hedefin erkek ya da kız fark etmediğini, her yaş grubundan çocuğun hedefte olabileceğini belirten vurgulayan Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Sadece kız çocukları değil, erkek çocukları da hedef seçilebiliyor. Türkiye’de şuan aranan başka kayıp çocuklar da var. Hepsini bilmiyor kamuoyu. Bildiklerinin üzerinde tabi ki yorum yapıyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Önemli bilgi kirlilikleri var. Sosyal medyanın bu konularla ilgilenmesini doğru bulmuyorum çünkü bu çok profesyonelce bir iştir.

İyi bir otopsi ve olay yeri incelemesi gerekiyor

Ülkemizde yaşanan her olayda iyi bir otopsi, iyi bir olay yeri incelemesi ve bu delillerin iyi çalışılmasına ihtiyaç var. Bu da birtakım soruları zaten yanıtlar. Yani aç mı bırakılmış ondan mı ölmüş veyahut bir yerde öldürülmüş sonra başka bir yere mi taşınmış saat kaçta öldürülmüş hangi gün öldürülmüş vs. yani soruşturmaya gerekecek her türlü bilgiyi zaten bu ekipler çözer. Yeter ki meselelere önyargılı yaklaşılmasın ve de herkes kendi işini yapsın” diye konuştu.

Olay yerine sadece yetkililer girmeli


Bu tür olaylarda olay yeri incelemesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sevil Atasoy, olay yerine birçok kişinin girdiğini belirterek bu durumun delilleri yok etmesine ya da onlara yeni bir şeyler eklenmesine yol açabileceğine dikkat çekti. Olay yerine sadece yetkili kişilerin girmesi gerektiğini ifade etti.

Çocuklar ile güvenli bağ kurmak istismardan koruyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.