Küresel ısınma 2 derece yerine 1,5 °C altında sınırlandırılabilir mi?

İklim değişikliği tehdidine karşı küresel tepkinin güçlendirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve yoksulluğun azaltılması bağlamında hazırlanan 1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu açıklandı.

küresel ısınma

TEMA Vakfı, endüstrileşme öncesi döneme göre 1,5 °C sıcaklık artışının etkileri ve küresel sera gazı emisyonu senaryolarını ele alan raporu değerlendirmek ve iklim değişikliğinin Türkiye’ye etkilerini ele almak üzere bir basın toplantısı düzenledi.

Türkiye’nin iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltımı ve adaptasyon çalışmaları kapsamında öncelikle Paris Anlaşması’nı onaylayarak zaman kaybetmeden harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.


Rapor yol gösterici olma niteliği taşıyor

1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu, iklim değişikliği çalışmalarının en önemli bilimsel organı olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change-IPCC) tarafından 8 Ekim 2018’de Güney Kore’nin Incheon şehrinde açıklanmıştı.

1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu’nun içeriğine dair konuşan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin başyazarlarından TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, “Raporda 1 °C küresel sıcaklık artışıyla birlikte aşırı hava olaylarında ve deniz seviyesi yükselmelerinde artışın, Arktik deniz buzullarında azalışın net bir şekilde görülmesi en önemli tespitler arasında yer alıyor” dedi.

İnsan kaynaklı sera gazı emisyonları net olarak sıfırlanmalı

Raporun, sıcaklık artışının 2 derece yerine 1,5 °C altında sınırlandırılması ile iklim değişikliğinin birçok etkisinin azaltılabileceğini ortaya koyduğunu ifade ederek sözlerini sürdüren Prof. Dr. Murat Türkeş;

“Örneğin sıcaklık artışının 1,5 °C’de sınırlandırılması, 2100 yılı itibariyle deniz seviyelerinin sıcaklık artışının 2 °C’de sınırlandırılması senaryosuna göre 10 santimetre daha az yükselmesi anlamına geliyor. Rapor sıcaklık artışını 1.5 °C ile sınırlandırmanın, enerji, endüstri, binalar, ulaşım, şehirler ve arazi kullanımında hızlı ve kapsamlı dönüşümleri gerektirdiğini vurguluyor. Küresel sera gazı emisyonlarının 2030 yılında 2010 yılına göre net olarak yüzde 45 azaltılması ve 2050 yılı itibariyle net olarak sıfırlanması gerekiyor.

İklim değişikliğine karşı Türkiye de diğer ülkelerle birlikte aynı kaderi paylaşıyor. Ülkemizde gözlenen hava sıcaklıklarındaki hızlı değişmelere ek olarak, iklim modelleri gelecekte Türkiye ve bölgesindeki hava sıcaklıklarında önemli ve hızlı artışların olacağını gösteriyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Paris Anlaşması onaylanmalı

Beş bölümden oluşan raporun bir bölümünün sürdürülebilir kalkınma, yoksulluğun engellenmesi ve eşitsizliklerin azaltılmasına adanması, iklim değişikliğinin doğal sistemler üzerindeki olumsuz etkilerinin ötesinde sosyal etkilerine yönelik güçlü mesajlar veriyor.

Basın toplantısında Paris Anlaşması’nın onaylanması vurgusu yapan TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Özgül Erdemli Mutlu, “İklim değişikliği politikalarının katılımcı, demokratik ve şeffaf şekilde hayata geçirilmesi için çaba harcanmalıdır. Büyümenin hızı kadar niteliği de önemlidir.

Düşük karbonlu politikalar ile daha fazla enerji güvenliği, daha yüksek yaşam kalitesi, iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılık, fosil yakıt ithalatından tasarruf, yenilenebilir enerji alanında istihdam yaratılması ve hava kirliliğine bağlı erken ölümlerin azalması gibi çok sayıda yan fayda sağlayacaktır. Bu faydaların yaratacağı ekonomik değer düşük karbon politikalarının yürütülmesi için gerekli olan maliyetlerden daha fazla olacaktır” dedi.

Politikaların başarıya ulaşması için Paris Anlaşması’na taraf olmanın ve anlaşmanın gerekliliklerini yerine getirmenin aciliyet taşıdığının altını çizerek sözlerini sürdüren Özgül Erdemli Mutlu;


“Türkiye’nin 2018 yılı sonunda Polonya’da yapılacak 24. Taraflar Konferansı’ndan önce, “Ulusal Katkı Niyet Beyanı”nı güncellemesi, azaltım hedefini yeniden belirlemesi, iklim değişikliğine uyumu hedeflerine dahil etmesi ve Paris Anlaşması’nı acilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylaması gerekiyor.

Türkiye’nin iklim hareketinde söz sahibi olması, ancak azaltım ve uyum alanında birbirini tamamlayan ulusal-yerel politikaların eş zamanlı gerçekleştirilmesi ile mümkün olacaktır” dedi.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Hakkında

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, iklim değişikliği ile ilgili bilimsel değerlendirmeleri yapan çalışma grubudur. 1988’de Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler (UNEP) tarafından kuruldu. Panel, iklim değişikliğinin bilimsel temelleri, etkileri ve gelecek riskleri, adaptasyon ve azaltım çalışmaları ile ilgili düzenli bilimsel çalışma ve bilgi aktarımının yapılmasını amaçlıyor.

IPCC’ye 195 devlet üyedir. IPCC; devletlere, her seviyede, iklim politikaları geliştirmek amacıyla kullanabilecekleri bilimsel bilgileri sağlıyor. IPCC çalışmaları, iklim değişikliğini önleme konusundaki küresel müzakereler için temel verileri oluşturuyor. IPCC raporları, objektifliğini ve şeffaflığını sağlamak için, birçok farklı seviyede gözden geçiriliyor ve değerlendiriliyor.

1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu Hakkında

Raporun orijinaline IPCC websayfasından ulaşmak mümkün: https://report.ipcc.ch/

Dünyanın her yerinden binlerce uzman ve hükümet yetkilisinin değerli katkılarını içeren 1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu, IPCC’nin kapsama alanının ne kadar geniş olduğunu ve önerdiği politikaların ne kadar geçerli olduğunu ortaya koyuyor. IPCC raporu, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) 2015’te Paris Anlaşması’nın kabul edilmesinin ardından yaptığı davet üzerine hazırlandı. Raporla ilgili bazı rakamsal veriler ise şöyle:

  • 40 farklı ülkede ikamet eden, 44 uyruktan 91 yazar
  • 14 Koordinatör Başyazar (CLA)
  • 60 Başyazar (LA)
  • 17 Editör (RE)
  • 133 katkı sağlayan yazar (CA)
  • 6.000’in üzerinde referans
  • Toplam 42.001 uzman ve hükümet yetkilisi yorumu
  • İlk Taslak 12.895, İkinci Taslak 25.476 ve Nihai Hükümet Taslağı 3.630

Rapor üç IPCC çalışma grubunun bilimsel öncülüğünde hazırlanmıştır. 1. Çalışma Grubu, iklim değişikliğinin fiziksel bilim temelini, 2. Çalışma Grubu, etkiler, uyum ve kırılganlık konularını, 3. Çalışma Grubu ise iklim değişikliği azaltımını değerlendirmektedir.

Raporun Bölümleri:

Karar Alıcılar için Özet;

  1. Bölüm: Kapsam ve Çerçeve
  2. Bölüm: Sürdürülebilir kalkınma bağlamında 1,5 °C ile uyumlu azaltım patikaları
  3. Bölüm: 1,5 °C’nin küresel ısınmanın doğal ve insan sistemlerine etkileri
  4. Bölüm: İklim değişikliği tehdidine karşı küresel tepkinin güçlendirilmesi ve uygulanması
  5. Bölüm: Sürdürülebilir kalkınma, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve eşitsizliğin giderilmesi

Prof. Dr. Murat Türkeş kimdir? (Fiziki Coğrafyacı ve İklim Bilimci)

Ankara Üniversitesi’nde Fiziki Coğrafya ve Jeoloji, İstanbul Üniversitesi’nde Klimatoloji Okudu. 23 yıl Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde hava-deniz tahmincisi ve iklim ve iklim değişikliği araştırmacısı; 9 yıl Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak çalıştı.


Şu anda “Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi” aynı zamanda Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin başyazarlarındandır.

NASA’dan uyarı: Güneş uykuda, Mini Buzul Çağı başlıyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.