Probiyotik nedir? Hastalıkların tedavisinde bir mucize!

Yunanca/ Latince bir kelime olan ‘pro’ yani ‘için’ sözcüğü ile, Yunanca ‘biotikos’ yani ‘canlı’ kelimesinin bir araya gelmesi ile meydana gelen “probiyotik” kelimesi “yaşam için, canlı’ anlamına gelmektedir.

Probiyotik nedir? Hastalıkların tedavisinde bir mucize!
Probiyotik nedir? Hastalıkların tedavisinde bir mucize!

Probiyotik nedir? Hastalıkların tedavisinde bir mucize!

“Vücut için fayda sağlayan mikro canlılar” olarak tanımlanan probiyotikler; birçok hastalığın tedavi edilmesinde yardımcı görevi görüyor.


Zayıf bağışıklık sisteminden, diyabete; kilo vermeden, diş sağlığına; idrar yolu enfeksiyonlarından, kan basıncının düzenlenmesine kadar birçok hastalığın tedavisinde rol alan probiyotiklerin, ruhsal hastalıkların tedavisine yardımcı olması öngörülüyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, probiyotikler hakkında önemli bilgiler verdi.

“Yunanca/ Latince bir kelime olan ‘pro’ yani ‘için’ sözcüğü ile, Yunanca ‘biotikos’ yani ‘canlı’ kelimesinin bir araya gelmesi ile meydana gelen “probiyotik” kelimesi “yaşam için, canlı’ anlamına gelmektedir.

Probiyotikler, ‘Vücut için fayda sağlayan mikro canlılar’ olarak tanımlanabilir” diyen Uzm. Dr. Güzin Oğuz Yıldırım,”En popüler probiyotik gıda, canlı kültürlü yoğurt ya da inek, keçi veya koyun sütünden yapılır” diyerek, probiyotik içeren besinler hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

Yoğurt alırken bu 3 şeye dikkat!

“Çoğu durumda, yoğurt ham, çiğ beslenen hayvanlardan geliyorsa probiyotik gıdaların zirvesinde olabilir. Sorun şu ki; piyasadaki yoğurtların kalitesi üzerinde büyük bir değişiklik var.

Yoğurt satın alırken 3 şey arayın: Birincisi; keçi, koyun sütü veya A2 inek sütünden yapılması, ikincisi; otlarla beslenen hayvan kaynaklı olması ve üçüncüsü de organik olması çok önemli.

3 bin yıldır tüketilen probiyotik kaynağı: Kefir

Kefir, 3 bin yıldan fazla bir süredir tüketiliyor. ‘Kefir’ terimi Rusya ve Türkiye’de başladı ve ‘iyi hissetmek’ anlamına geliyordu.

Hafif asidik ve ekşili bir tada sahiptir ve 10 ila 34 suşlu probiyotik içerir. Kefir yoğurda benzer, ancak maya ve daha fazla bakteri ile mayalanmasından dolayı, probiyotikler bakımından daha zengindir.

“Lahana turşusu” deyip geçmeyin!

Lactobacillus-lahana-tursusu-yuksek-probiyotik
Probiyotik nedir? Hastalıkların tedavisinde bir mucize!

Lahana turşusu, Lactobacillus gibi iyi bir doğal laktik asit bakterisi kaynağıdır. Fermente lahana ve diğer sebzelerden yapılmıştır veiyi bakteri üremesini destekleyen organik asitler de (ekşi tat veren gıdalar) yüksektir.

Lahana turşusunda C vitamini ve sindirim enzimleri de yüksektir.

Yüksek kaliteli çiğ süt ürünleri kullanın!

Ham inek, keçi, koyun sütü ve A2 peynirler probiyotikler bakımından zengindir. Tüm pastörize sütler sağlıklı bakteriler içermemektedir, bu yüzden probiyotik almak için sadece yüksek kaliteli çiğ süt ürünlerini kullanılmalıdır.

Ayrıca Uzakdoğu bitki örtüsü ve kültüründe bulunan Kimchi adlı bir çeşit turşu, japon yemeği Natto, makrobiyotik Kvass, Kombu çayı da probiyotik içeren besinler arasında bulunmaktadır.”


Probiyotiklerin faydaları saymakla bitmiyor!

Uzm. Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, ruhsal hastalıkları iyileştirme potansiyeli araştırılan probiyotiklerin faydalarını şöyle sıraladı:

“Sindirim sağlığı, antibiyotik direncinde azalma, bağışıklık sisteminin güçlenmesi & iltihabın azalması, sağlıklı cilt, gıda alerjisinden korunma, bebeklerde ciddi hastalıkları tedavisi, kan basıncının düşmesi, diyabet tedavisi, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı tedavisi, anti-kanser, diş sağlığı, idrar yolu enfeksiyonları, romatoid artrit, böbrek taşı, kilo verme.”

Bağışıklık sistemi zayıf olanlar, dikkat!

“Bağışıklık sistemi zayıflığı olan hasta grupları ve özel suş seçimi için mutlaka doktora danışılmalı” diyen Uzm. Dr. Yıldırım;

“Hasta gerekli değerlendirmeden geçirildikten sonra muayene ile kişi için uygun seçim doktor tarafından yapılmalıdır” uyarısında bulundu.

Bağırsak ve beyin ilişkisi, yeni tedavi yöntemlerinin kapısını aralıyor

“Bağırsakların ‘ikinci beyin’ olarak görülmesi, bilim adamlarının bağırsak-beyin bağlantısının önemini keşfettiği için önemli bir araştırma noktası olmuştur” diyen Yıldırım,

“2015’teki bir araştırma, bağırsak ve beyin arasındaki karmaşık etkileşimlerin altını çizdi. Çeşitli bağırsak-beyin etkileşimleri, duygu durumu bozukluğu, otizm spektrum bozuklukları, dikkat eksikliği hipersensitivite bozukluğu, çoklu skleroz ve obezite gibi inflamasyonun rol oynadığı birçok bozukluğun altyapısına etki etmektedir.”

“Araştırmacılar, bu durumların gelişimini ele almada “psiobiyotik” (beyin fonksiyonlarını etkileyen probiyotikler) tanımlama altında çalışmalarını sürdürmektedirler.

“Henüz insanlar üzerine yapılmamış olmasına karşın hayvanlar üzerine yapılan çalışmalar, probiyotiklerin hasar azaltıcı etkisi sayesinde kaygı bozukluklarını azaltmaya katkı sağlayacağını düşündürmektedir” şeklinde konuştu.

Probiyotikler nasıl tüketilmeli?

Uzm. Dr. Yıldırım, “Doğal probiyotikleri genel olarak tercih etmek daha doğru olur. Ya da güvenilen markaların probiyotik suş üreticileri tercih edilmelidir. Mutlaka detaylı prospektüs bilgisine sahip ürünler talep edilmelidir” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Elma sirkesi ve fermente sebzeler gibi ekşi yiyecekler probiyotiklerin fonksiyonunu destekleyen sağlıklı asitleri de içermekte ve bazı durumlarda probiyotik işlevi görmektedir.”

“Kahvaltı, öğle yemeği ya da akşam yemeğinde yemeğinize bir yemek kaşığı elma sirkesi ekleyebilirsiniz. Günde 2 kez 1 er su bardağı kefir tüketilebilir.”

“Beslenmenizde iyi, yüksek kaliteli lifler almak aslında probiyotiklerin vücudunuzda artmasına neden olabilir.”


“En yüksek lifli yiyeceklerden bazıları chia tohumları ve keten tohumlarıdır. Sağlıklı bir yüksek lifli beslenme de diğer büyük eklemeler arasında organik meyveler, sebzeler ve tatlı patates sayılabilir.”

Probiyotiklerin kullanımı kanseri önlüyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.