Açlık krizini önlemenin 10 etkili yolu

Siz de pek çok kişinin ortak sorunu olan açlık krizine yakalanıyorsanız zaman kaybetmeden bir doktora başvurun! Çünkü sık açlık krizleri ve yeme atakları çağımızın önemli bir problemi olan obezite ile diyabet gibi kronik hastalıklara zemin hazırlayan ciddi bir problem.

Açlık krizini önlemenin 10 etkili yolu

Bazen ne yerseniz yiyin doymuyor, yemeklerden sonra tatlı krizlerine mi giriyorsunuz? Masadan kalkalı henüz bir – iki saat olmasına rağmen kendinizi yine buzdolabının önünde mi buluyorsunuz? Ani bastıran açlık nedeniyle tabağınızdaki yemekleri hızla tüketiyor musunuz?

Acıbadem Taksim Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker açlık krizlerini önlemek içinse öncelikle altında yatan etkeni tespit etmek gerektiğine dikkat çekerek, “Bunun nedeni, insülin direnci gibi hormonal bir bozukluk veya hatalı beslenme alışkanlığı olabilir. Sıkça yaşanan açlık krizlerinde laboratuvar tetkiklerinden sonra gerekirse doktor kontrolünde ilaç kullanımı gerekebilir. İster insülin direnci olsun isterse hatalı beslenme alışkanlığı, beslenmenin düzenlenmesi bu sorunu önlemenin olmazsa olmaz yolunu oluşturuyor” diyor. Diyet Uzmanı Dilan Eker açlık krizlerini önlemenin 10 yolunu anlattı, önemli uyarılarda bulundu.


Rafine karbonhidratlardan uzak durun

Açlık krizlerinde, kan şekerini hızla yükselttiği için genellikle unlu ve şekerli besinlere yöneliyoruz. Ancak bu rafine karbonhidratlar kan şekerinde ani yükseliş ve sonrasında düşüşlere sebep oluyor. “Kan şekerindeki ani düşüş demek, tekrar bu besinlere yönelmeniz demektir” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bu döngüyü kırmak için genel beslenmenizde beyaz un, şeker ve beyaz ekmek tüketiminden kaçının. Yulaf, tam tahıllı ekmek ile meyve gibi kompleks karbonhidrat kaynaklarını ölçülü tüketin ve bunları et, süt, yumurta gibi bir protein kaynağı ile kombine edin”

Öğün sayısı ve sıklığına dikkat!

Acıkmadan yemek yemeyin. Ancak yeme atağı yaşayacak kadar da aç kalmayın. Sık öğün yapmak daha fazla yemenize sebep oluyorsa seyrek öğün yapın, sık sık atıştırmaktan kaçının. Aksine yemekten 3-4 saat sonra kan şekeriniz düşme eğilimi gösteriyor ve yeme atakları yaşıyorsanız az az ve sık sık beslenin.

Doğru beslenme bireyseldir; kişinin fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına göre değişir. Açlık krizleri yaşıyorsanız bir beslenme uzmanından destek almanız, en uygun yeme düzenini yakalamanıza yardımcı olacaktır.

Açlık hissettiğinizde 1 büyük bardak su için

Susuzluk hissi ile açlık hissi bazen birbirine karıştırılabiliyor. Dolayısıyla çok fazla yediğiniz günlerde çok az su içmiş olmanız muhtemel. Açlık hissettiğinizde 1 büyük bardak su için ve 5 dakika bekleyin. Çoğu zaman aslında aç olmadığınızı fark edeceksiniz. Eğer hala açlık hissediyorsanız, dengeli bir öğün yapın.


Diyetinizde posa içeriğini artırın

Posa içeriği yüksek besinler midenin boşaltılmasını geciktiriyor ve bu sayede ani açlık krizleri yaşamanızın önüne geçmeye yardımcı oluyor. Öğünlerinizde posadan zengin olan çiğ veya pişmiş sebzeleri eksik etmeyin. Her gün 2-3 porsiyon meyve, en az 4-5 porsiyon sebze tüketin. Nohut, fasulye gibi kurubaklagillerin, yulaf, bulgur gibi tam tahılların da posa kaynakları olduklarını unutmayın.

Her öğünde protein tüketin

Proteinlerin sindirim süresi uzundur ve açlık krizlerine yol açan kan şekeri dalgalanmaları yapmazlar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker bu nedenle her öğünde et, balık, kurubaklagil, yumurta ve yoğurt gibi protein kaynağı besinlerden birini mutlaka tüketmeniz gerektiğini vurguluyor.

Yemekten sonra 1 porsiyon meyve yiyin

Yemekten sonra meyve yemenin size kilo aldıracağı gibi yanlış bir düşünceden uzaklaşın. Tatlı krizlerine giriyorsanız dengeli bir öğünden sonra yiyeceğiniz ve yaklaşık 60 kalori içeren bir elma sizi 600 kalorilik bir cheesecake yemekten kurtarabiliyor.

Tarçın, kahve ve yeşil çaydan faydalanın

Tarçın, insülin duyarlılığı geliştirerek kan şekerini dengelemeye ve yeme ataklarını engellemeye yardımcı oluyor. Tarçını su veya çaya katabilir, meyve ya da yoğurdun üzerine serpebilirsiniz. Günde 1-2 fincan şekersiz kahve ve yeşil çay tüketimi de iştahı kontrol etmeye yardımcı oluyor.

Yeterli uyumaya özen gösterin

Yetersiz uyku iştah hormonlarını etkileyerek iştahı ve yemek yeme süresini arttırıyor. Aynı zamanda karbonhidratlara olan düşkünlüğünüzü arttırması da yol açtığı bir başka önemli sorun. Vücudun yenilenmesi ve hormonların düzenlenmesi için yeterli uyumaya özen gösterin. Yetişkinler için ortalama 8 saat olsa da, kendinizi zinde hissedeceğiniz ve kolay uyanabileceğiniz uyku süresi sizin için yeterli olandır.

Haftada en az 150 dakika egzersiz

Düzenli fiziksel aktivite, yeme ataklarına sebep olabilen insülin direncini kırmada en az ilaç ve diyet kadar etkili oluyor. Haftada en az 150 dakika, orta şiddette egzersizler (tempolu yürüyüş, bisiklet çevirme gibi) yapın ve bunu yaşam biçimi haline getirin.

Keyifli zaman aktiviteleri yapın


Hissettiğiniz açlık fizyolojik değil, duygusal bir açlık olabilir. Öncelikle bunun farkına varmanız önemli. Yemek yemeği terapi haline getirmeyin. Duygusal açlığı doyuracak farklı aktiviteler bulun. Bulmaca çözmek, meditasyon yapmak ya da yürüyüşe çıkmak kalorisiz, hatta kalori yakan stres azaltma yöntemleri olabiliyor.

Buzdolabı nasıl yerleştirilmeli? Püf noktalar neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.