Hissizleşmek: İlişkilerdeki büyük tehlike!

Hissizleşmek, son dönemin en büyük sorunlarından biri! Her insanın karışık duygular yaşadığı zamanlar olur. Birinden hem nefret ettiği hem de o kişiye sevgi duyduğu… Bir şey için çok heyecanlıyken aynı zamanda ona isteksizce yaklaştığı… Peki ya, hiçbir duyguya sahip olmamak? 

Hissizleşmek: İlişkilerdeki büyük tehlike!
Hissizleşmek: İlişkilerdeki büyük tehlike!

Psikolog Barış Yılmaz: Hissizleşmek hem hayatı hem de ikili ilişkileri son derece olumsuz etkiliyor.

Her insanın karmakarışık duygular içinde olduğu günleri vardır. Gülerken ağlamak istediği, kızarken sarılmak istediği… Bazen, hem nefretle bakar birine hem de aşk dolu gözlerle. En kötüsü ise hiçbir şey hissetmemektir. Duyguların değersizleştiği, sevincin ya da öfkenin, mutluluğun ya da hüznün anlamsızlaştığı durumlar…

DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psikolog Barış Yılmaz, son dönemin en büyük problemlerinden biri olarak gördüğü hissizleşmek ve nedenleri hakkında bilgi verirken çözüm önerilerini de paylaştı.


Her şeye “eyvallah” demeye başladık!

Hissizleşmenin giderek yaygınlaştığını söyleyen Psk. Yılmaz, “Artık çevremizdeki birçok kişi bu sorunu yaşıyor. Herkes duyguların anlamını yitirmiş durumda, her şeye karşı “eyvallah” demeye başladık ve bu alışkanlık haline geldi. Sorgulamak ya da sorgulanmak istemiyoruz” diyerek durumu özetliyor.

Günümüzde karşımızdakine değer vermenin zorlaştığını, verilen değerlerin de gittikçe önemsizleştiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam ediyor:

Değer kavramı son dönemde o güçlü anlamını kaybetti. Sevmeyi unuttuk, sevilmenin de kıymetini bilmiyoruz. Hissizleşmek, tam da bu durum aslında.

Yoğun iş temposu, kalabalık ortamlar, birbirinden kopuk yığınlar… İnsanlar birbirini daha az görmeye ve daha az vakit geçirmeye başladıkça, birbirlerinden uzaklaşıyor. Çiftler bile birbirlerine o kadar yabancı oldular ki fiziksel temas sadece yatak odasında kalıyor. Bu da evliliklerin sonunu hazırlıyor.

Hissizlik depresyona dönüşebilir

Depresyonu, kişilerde görülen ruhsal zemin kayması olarak tanımlayan Yılmaz, hissizleşme durumunun bir ruh sağlığı sorununa evirilebileceğinin altını çiziyor.


Depresyon halindeki kişilerde, gün boyunca uyuma isteği, yataktan çıkmama, sadece evde vakit geçirme, sürekli yorgun hissetme, iştah bozukluğu gibi problemler görülür. Kimseyle iletişim kuramamak ve bir şeyler paylaşamamak, kişiyi daha zor günlerin içine sokar.

En büyük neden iletişimsizlik

Hem ikili ilişkilerde hem de toplumsal anlamda artık herkesin duygusuzlaştığını ifade eden Psk. Yılmaz, bunun en büyük nedenlerinden birinini iletişimsizlik olduğunu söylüyor. Doğru iletişim kuramamanın ilişkileri çıkmaza soktuğunu anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam ediyor:

Maalesef aynı hayatı, aynı evi, aynı yatağı paylaşan iki insan birbirleriyle basit bir olayı bile sağlıklı şekilde konuşmayı beceremiyor. Bu noktada empati kurmak son derece önemli. Karşımızdaki kişiyi anlamaya çalışmak göründüğü kadar zor değil. Gerçekten bunu başarabilen ilişkiler hem çok daha mutlu ve keyifli bir hayata sahip oluyor hem de yıpratıcı, incitici ve yorucu günleri geride bırakıyor.

Kadınlar karşısındaki erkeğe anlaşıldığını hissettiğinde güvenir

İlişkiye daha hassas yaklaşan tarafın kadınlar olduğunu hatırlatan Psikolog Barış Yılmaz, erkeklere şu uyarılarda bulunuyor:

Kadınlar kimi zaman sadece karşılarındaki erkeğin onları anlaması için uğraşır. Bu, onları güçsüz ya da ısrarcı yapmaz. Bu durumda, kadınları sakince dinlemek daha doğru bir tercih olur. Onları anladığınızı hissettirmek için jest ve mimikleri kullanmak da çok önemli. Unutulmamalı ki kadınlar, anlaşıldığını hissettiği sürece karşısındaki erkeğe güvenir ve bağlanabilir.


Erkeklerin hissizleşme durumunda tepkilerinin daha farklı ve sert olacağının altını çizen Yılmaz, doğru bir iletişim kurulduğunda ilişkideki her iki tarafın da mutluluğu yakalayacağını belirtiyor.

Sağlıklı ilişkinin 6 yolu ve ilişkilerde yapılan 3 büyük hata


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.