Güneş koruyucu krem nasıl olmalı? Yazın cilt bakımı için püf noktalar

İyi bir güneş koruyucu krem nasıl olmalı? Güneş lekesi varsa ne yapılmalı? Uzmanlardan yaz aylarında cilt bakımı ve güzelliği için bilinmesi gereken püf noktalar?

Güneş koruyucu krem

Güneş koruyucu krem nasıl olmalı?

Hayatın normale dönmeye başlamasıyla birlikte güneşten ihtiyacımız olan D vitaminini almaya başlayacağız. Ancak unutmamak gerekir ki; dikkat edilmezse güneş, cilt lekelerini de beraberinde getiriyor. Güneş altında fazla kalmak cildimizde leke oluşturarak cildimizin hem nem dengesini bozuyor hem de kurumasına neden oluyor.


Yaz güneşinin cildinizi yaşlandırmasına izin vermeyin!

Yaz mevsimi ile birlikte etkisini her geçen gün biraz daha artıran güneşin sağlığımız için pek çok faydası bulunuyor. Örneğin kemik sağlığı ve bağışıklık sistemi için çok önemli olan D vitaminin de en büyük kaynağının güneş olduğu biliniyor. Ancak diğer yandan güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmak, yaşlanma sürecini hızlandırıyor, cilt kanseri riskini artırıyor.

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için ışınların yeryüzüne dik olarak düştüğü saatlerde dışarıda kalmamak ve koruyucu kremler kullanmak önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Füsun Bilgin Karahallı, güneş koruyucu krem seçilirken dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Güneş ışınlarının cilt üzerinde pek çok önemli fonksiyonu bulunmaktadır. Ancak özellikle son yıllarda deri üzerine olan olumsuz etkilerinin fark edilmesiyle beraber güneşten korunmanın gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Güneşten gelen UV (ultraviole – mor ötesi) ve IR (infrared- kızılötesi) ışınlar bulunmaktadır. Cilde direkt etkisi bulunanlar daha çok UV ışınlarıdır. UV ışınlarından UVA, deride dermis tabakasına kadar ulaşabilir, kızarıklık yapıcı ve kanser yapıcı etkileri bulunur. UVB ise ozon tabakasında kısmen tutulur fakat UVA gibi kızarıklık ve kanser yapıcı etkileri vardır.

İyi bir güneş koruyucu krem nasıl olmalı?

Güneşten korunmak için bilinen ve en yaygın kullanılan önlem koruyucu kremlerdir. Güneş koruyucu kremler deriye ulaşan UV ışınlarını yansıtan, emen ya da saçan ajanlardır. Krem, jel, losyon, sprey şeklinde olup, SPF ile ifade edilen çeşitli derecelerde güneş koruma faktörleri içerirler. İyi bir güneş koruyucu;

  • Geniş spektrumlu yani hem UVA hem de UVB’ye karşı etkili olmalı
  • Suya ve terlemeye dayanıklı olmalı
  • Cildi tahriş etmemeli,
  • Toksik olmamalı,
  • Yeterli bir SPF’ye yani güneş koruma faktörüne sahip olmalıdır.

Güneş koruyucular etki mekanizmalarına göre inorganik (fiziksel) ve organik (kimyasal) olarak ikiye ayrılmaktadır.

Fiziksel güneş koruyucu krem deride bariyer oluşturup UV ışınlarını yansıtarak etki göstermektedir. Çinko oksit, titanyum dioksit, demir oksit gibi maddeler içermektedirler.

Kimyasal güneş koruyucular, UV ışınlarını absorbe ederek etki gösterirler bu yüzden fotoalerjik reaksiyonlara neden olabilmektedirler. PABA türevleri, sinnamad esterleri, salisilat esterleri, benzofenonlar bu grupta yer almaktadır.

Güneş koruyucu krem cilt tipine uygun seçilmeli

Güneş koruyucu ürünlerin cilt tipine ve ten rengine göre seçilmesi gerekmektedir. Örneğin kuru cilt tipi olanlar, yoğun kıvamlı ürünler kullanabilirken; yağlı ve akneli ciltler, akışkan kıvamlı, yağlı olmayan ürünler kullanabilir.

Ayrıca açık tenliler, koyu tenlilere göre daha geç bronzlaşır ve daha çok kızarırlar. Açık tenli kişiler bu nedenle, koyu tenlilere göre daha yüksek koruma faktörü içeren ürünler tercih etmelidir. Bu konuda mutlaka dermatoloji uzmanına danışılmalıdır.

D vitamini için günde 15 dakika güneşlenmek yeterli

Kemik sağlığı ve bağışıklık sistemi için çok önemli olan, büyük kısmı güneşten sağlanan D vitamininin Vitamin D2 ve vitamin D3 olmak üzere 2 formu vardır. Vitamin D3 güneş ışınlarının etkisiyle ciltte bulunan provitamin D’nin vitamin D3’e dönüşmesiyle oluşmaktadır. Sadece güneşlenmek yetmez ayrıca besinlerle alınan D vitamininin bağırsaklardan da emilimi olmaktadır.

Mart ve ekim ayları arası D vitamini açısından en etkili dönemdir. Bu aylarda özellikle güneş ışınlarının yeryüzüne dik geldiği 11.00 ve 15.00 saatleri arası D vitamini için en uygun saatlerdir. D vitamini alabilmek için saatlerce güneşte kalmak son derece sağlıksızdır.


15-20 dakika kol, dirsek altı, bacak ve diz altı bölgelerinin güneş görmesi D vitamini sentezi için yeterlidir. Bunun dışında güneşten korunmak için mutlaka koruyucu ürün sürülmeli ve belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Şapka ve gözlük kullanımı da yaz aylarında güneşin zararlı etkilerine karşı, sınırlı da olsa, koruyuculuk sağlayabilmektedir.

“Yeterince bronzlaştığım için güneş koruyucu krem gerekmez” diye düşünmeyin

Bronzlaşmak estetik açıdan daha çok tercih edilse de cildi daha sağlıklı yapmamaktadır. Aksine bronzlaşırken güneşin zararlı etkilerine daha fazla maruz kalınmaktadır. Bronzlaşmak için solaryuma girmek de sakıncalıdır. Solaryum cilt kanseri ve yaşlanma etkilerini artırmaktadır. Belirli bir süre güneş koruyucu krem kullandıktan ve bronzlaştıktan sonra cildin güneş ışınlarına alışması söz konusu değildir, güneş koruyuculara mutlaka devam edilmesi gerekmektedir.

Güneş yanığı olduğunda ne yapılması gerekir?

Güneş kumdan yansıyarak da cildinize zarar verebiliyor

Güneş ışınlarının cilde verdiği hasarları etkileyen bir takım faktörler bulunmaktadır. Güneşe maruz kalan kişinin deri tipinin açık ya da koyu olması oluşabilecek hasarın boyutunu etkilemektedir. Açık tenli bir kişi güneş ışınlarına karşı daha hassas olmaktadır.

Bunun yanında çocuklar, yaşlılar ya da ailesinde cilt kanseri öyküsü olanlar güneş ışınlarına çok daha fazla dikkat etmelidir. UV ışınlarının en yoğun olduğu öğle saatlerinde, ışınlara çok uzun süre maruz kalınması sonucu ışınlar vücutta birikici etki yaparak cilt hasarına neden olmaktadır. Direkt ışınların haricinde asfalt ve kumla yansıyan ışınlar da cilde hasar vermektedir.

Lekeler için renk açıcı kremler kullanmayın

Güneş lekelerinin açık tenlilerde daha sık görüldüğüne dikkat çeken Op. Dr. Evrim Uçkunkaya; “Yaz mevsimi ile birlikte giderek dikleşen güneş ışınları, cildimizde hiç istemediğimiz görüntülerin oluşmasına neden olabiliyor. Cildimizde ve vücudumuzun güneşe maruz kalan bölgelerinde, koyu kahverenginde oluşan güneş lekeleri, bu dönemde hayatımızın kâbusu olabiliyor.

Özellikle açık tenlilerin güneş ışınlarından korunmak için çok daha dikkatli olması gerekiyor. Dışarı çıkarken mutlaka yüksek faktörlü güneş kremi sürülmeli ve bu işlem her 20 dakika da bir tekrarlanmalıdır. Güneş lekeleri sadece yüz bölgesinde oluşmaz.

Dekolte bölgesi, el ve kollarda da leke oluşumu görülebilir. Tüm vücudu güneşin zararlı etkilerinden korumak için şemsiye kullanılabilir. Güneş lekeleriyle savaşmak için renk açıcı kremler ve renk düzenleyiciler kullanılmamasını tavsiye ediyorum” diyor.

Op. Dr. Evrim Uçkunkaya yaz aylarında güneş lekelerine karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:

  • Cildinize parfüm içeren ürün sürüp güneşe çıkmayın.
  • Güneşe çıkmadan yarım saat önce güneş kremi sürün. Kreminizi 20 dakikada bir yenileyin.
  • Islak ten üzerine güneş kremi sürmeyin. Cildinizi kurulamayı ihmal etmeyin.
  • Kış aylarında daha çok C vitamini ve antioksidanlar depolamayarak yaza hazırlanın.
  • Özellikle açık tene sahip olanlar mutlaka, şapka ve güneş gözlüğü kullansın.
  • Araba kullanırken bile güneş lekeleri oluşabilir. Özellikle el bölgesine güneş kremi sürerek önleminizi alın.

Teknolojik cihazları kullanırken 20 dakika ara verin

Telefon, bilgisayar, tablet gibi teknolojik cihazların aşırı kullanımı, bu cihazlardan gelen UV ışınları nedeniyle, ciltte istenmeyen lekelere neden olabilir. Özellikle gündüz cep telefonu ve tablet kullanımlarında çok dikkatli olmak gerekiyor. Cep telefonlarından yayılan dalgalar cilde matlık veriyor, leke oluşturuyor ve cildin altındaki koruyucu mineral yapıyı bozuyor. Cilt lekelerinden korunmak için teknolojik cihazların 20 dakika ara vererek kullanılması öneriliyor.

Cilt lekelerinin yüzde 90’ı tedavi edilebilir

Cilt lekesi tedavisi öncesinde, lekenin derin mi yoksa yüzeysel mi olduğu tespit edilmeli. Ameliyatsız leke tedavisinde genellikle kombine tedaviler daha iyi sonuçlar verir. Ciltte güneşin etkisiyle oluşan lekelere karşı, cilt altına yapılan nem aşıları ve PRP‘ler ile cilt bariyerinin güçlendirebiliyor, dermapen ve lazer uygulamalarıyla da kalıcı iyileştirme sağlayabiliyoruz.

Cilt lekelerine karşı gerçekleştirilen klinik uygulamaların kesinlikle kış aylarında yapılması gerekiyor. Bazı derin lekeler ve pigment hasarları, tedavilerinden sonra özellikle yaz aylarında tekrar kendini gösterebilir. Bu tür lekeleri önlemek için güneşten korunmak çok önemli.

Özellikle ultraviyole A ve ultraviyole B içerikli olan, yüksek koruma faktörüne sahip kremler kullanmak gerek. Aynı zamanda cilt altı tabakasını besleyici, kolajen ve elastin doku artışını destekleyen ürünler kullanılarak cilt dokusu daha da canlı hale getirilebilir.


Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın mümkün olduğunu belirten Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Op. Dr. Evrim Uçkunkaya; “Sadece şapka ve güneş gözlüğü kullanarak yüzümüzün belli bir bölümünü koruyabiliriz. Şemsiye kullanmak çok daha iyi bir koruyucudur. Güneş kremi kullanmadan asla dışarı çıkmayın, 20 dakikada bir kuru cilde tekrar nemlendirici uygulayın. Parfüm ve parfümlü losyonlar cilt lekelerine neden olacağı için kullanmayın” önerilerinde bulunuyor.

Güneş gözlüğü seçimi: Polarize kahverengi cam ve CE işareti


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.