Covid-19 hastalık sürecimizi nasıl yaşadık?

Birçoğumuz ya kendisinden ya da yakınlarının yaşadıklarından Covid-19’a aşina. Bazılarımız ise virüsü kaptığı halde ya hiç hissetmeden ya ufak rahatsızlıklarla atlattı. Corona’nın tam olarak ne olduğu, kimi nasıl etkilediği çözülebilmiş değil ama kişisel tecrübeler bize biraz fikir verebilir. Corona virüsünü kapmış ve iyileşmiş olan Tuğrul Uğur yaşadıklarını ve gözlemlerini bizimle paylaştı.

covid hastalık süreci

Covid-19 sürecimizi nasıl yaşadık?

Röportaj: Tuğrul Uğur / Moskova


Tuğrul Bey, önce biraz kendinizi tanıtır mısınız?

T.U.: Adım Tuğrul Uğur, 52 yaşındayım, evli ve 3 cocuk babasıyım. İki kızım bir oğlum var. Turizm ile uğraşıyorum. Moskova’da yaşıyorum. Büyük kızım 25 yaşında ve başka bir şehirde yalnız yaşıyor. Biz evde 11 yaşındaki oğlum Timur, 7 yaşındaki kızım Selin ve eşim Irina ile yaşıyoruz.

Covid 19 virusü kaptınız ve iyileştiniz. Öncesinde bir hastalığınız var mıydı? Genel olarak sağlığınız nasıldır?

T.U.: Bir çeşit romatizma hastalığı olan Spondiloartrit, karaciğer yağlanması ve mitral kapak (3 kapak) yetmezliği gibi kronik hastalıklarım var. Her gün 10 km. düzenli yürüyüş ve egzersiz yaparım.

Covid 19 virüsünü ne zaman kaptınız? Nasıl farkettiniz?

T.U.: 27 Mart Cuma günü boğaz ağrısı ve ağızda sürekli sıvı birikmesi sebebiyle tükürme isteği hissetmeye başladım. O zaman sıradan bir boğaz enfeksiyonu olabileceğini düşündüm. Aynı akşam ağrı şişkinliğe dönüştü ve ateşim 37 dereceye çıktı. Cumartesi günü ateşim 37,5 oldu ve Covid-19 çağrı merkezini aradım.

Belirtilerin Covid olmadığını ve 1-2 gün izlenmesi gerektiğini söylediler. Aynı akşam ishal başladı. Pazar günü sabahı 38 derece ateş, hafif öksürük ve göğüs ağrısı ile uyandım. O akşam aile dostumuz olan bir hastahane başhekim yardımcısını arayıp durumu anlattım. Kendisi bana acil ambulans cağırmamı ve test yaptırmamı söyledi. Vakit geç olduğundan ambulans çağırmayı ertesi güne bıraktım. Bu bir hataydı.

O gece eşim ve çocuklarımın da 37,5 derece ateşli olduklarını tespit ettik. Pazartesi sabahı ise eklem ağrısı, 39,5 derece ateş, şiddetli halsizlik, tat ve koku hissi kaybı, ishal ve göz bebeklerinde kanlanma ile uyandım. Eşim hemen ambulans çağırdı.

tuğrul uğur

Tıbbı süreç nasıl gelişti, neler gözlemlediniz?

T.U.: Gelen doktorları uzay kıyafetleri içinde görünce açıkçası çok korktum. Uzun bir muayeneden sonra ailecek test olduk. Ambulans doktoru ve başhekimin tavsiyesi ile o gün testin sonucunu beklemek için evde kalmaya karar verdik.

Salı günü ambulans doktoru ve iki yeni doktor eve gelerek benim ve eşimin testlerinin pozitif, çocuklarınkinin ise negatif çıktığını bildirdi. Testin güvenilirliğinin % 40-45 civarında olduğunu ve toplam üç test yapacaklarını söylediler. Ancak, benim durumum diğer aile fertlerine göre ağır olduğundan tedavi sürecime hemen başlandı. Elle muayene sonucu ciğerlerimin fazla zarar görmediği anlaşıldı ve bu yüzden sadece durumum ağırlaşırsa hastahaneye kaldırılmama karar verildi. Yani tedavim evde başladı ve çok şükür evde bitti.

Neden çok şükür dediniz? Evde tedavi daha mı güvenli?

Benim hasta olduğum dönemde Rusya’daki yaygın görüş, virüse maruz kaldığınız şiddetin yani virüs miktarının hastalığınız seyrine direk etki etmesi şeklindeydi. Henüz detaylı inceleme firsatı bulamadım ama, sanırım hala böyle bir tezleri var Rusların. Hem bu sebeple hem de hastahane ortamının negatif psikolojik etkileri nedeni ile evde tedavi olma imkanı bulduğum için şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Nihai sonuçlar nasıl çıktı peki?

T.U.: Toplam üçer test sonunda ailecek Covid-19 pozitif çıktık. Eşim ve çocuklar kolay atlattılar.

tuğrul uğur aile

Çocuklar bu yaşanılanları nasıl karşıladı?

T.U.: Biz Şubat ortalarından beri durumu yakından takip ediyorduk ve bu konuda oldukça bilgiliydik. Ve elbette çocuklarımızı da bilgilendirmiştik. Yani WHO henüz Dünya genelinde pandemi ilan etmeden zaten yeni tip bir virusün hayatımızı etkileyeceği konusunda fikir sahibiydi çocuklar.

Hiçbirimiz virüsten korkmuyorduk ama yakalanırsak nasıl mücadele edeceğimizin kesin bir çözümü olmadığından birçok sorumuza cevap bulamıyorduk. Ancak, ailecek sağlıklı beslenip düzenli spor yaptığımızdan direnç gücümüze güvendik.

Hastalığımız esnasında evde çok ilginç bir hava vardı aslında. Ev neredeyse yarı hastahaneye dönüşmüştü. Bir tarafta ilaçlar, öbür tarafta takviyeler ve elbette oksijen ünitemiz. Başhekim arkadaşımın tavsiyesiyle, önlem olarak, oksijen üreten bir barokamera ünitesi satın almıştık.

Ben ve eşim halsizlik çektiğimizden dolayı çocukların hemen sorumluluk almaları, iş bölümü yaparak evdeki hayatın normal devam etmesi için yaptıkları fedakarlıkları gururla izledik. Sabahları moral müziğinden basit yiyeceklerin hazırlanmasına kadar büyük bir iş bölümü yaptılar.

Moraliniz nasıldı?

T.U.: Psikolojik durumumuz gayet iyiydi ancak evin tüm fertleri benim için endişeleniyor ve bunu belli etmemek için çaba sarfediyorlardı. Ölüm hiç gelmedi aklıma. Zaten yapı olarak, iyi veya kötü, başıma gelen her şeyin bana güç katacağına ve gelişimime yardımcı olacağına inanırım. Ölüm gelse bile tebessüm ile karşılayacak kadar her şeyi kayıtsız şartsız kabul eden bir yapım var.

Nasıl bir tedavi uygulandı size Moskova’da?

T.U.: Antibiyotik, sıtma ilacı, yüksek dozda C vitamini ve kan sulandırıcı verdiler. 5 gün boyunca eve günde iki kez doktor ziyareti organize ettiler. Karantina evrakları imzalattılar. Belediyenin sponsor olduğu gönüllü bir grup ile bağlantımızı sağladılar. Bu grup üç hafta boyunca bizim için alışveriş yaptı ve gezdiremeyeceğimiz için köpeğimiz Jody’yi geçici olarak yuvalandırdılar.


Hastalık belirtileri nasıl devam etti?

T.U.: Salı günü ilaçlarımı almama rağmen durumumda bir düzelme olmadı. Çarsamba günü gelen doktordan eşim ve çocuklarımın, ilaç kullanmamalarına rağmen, durumlarının iyiye gittiğini öğrenince çok rahatladım. Ancak, benim durumum biraz daha kötüleşti. Doktor Perşembeyi beklemeye karar verdi. Perşembe günü durumum kötüleşmedi ama aynı kaldı. Cuma gecesi  ateşim 38’e düştü. Cumartesi ise ateşim 37 oldu ve öksürüğümün de azalması ile tekrar hayata dönmeye başladığımı hissettim.

İyileşme süreciniz nasıldı?

T.U.: Hastalığımın iyiye gitmeye başlaması yaklaşık 10 gün sürdü. Toplamda 20 gün gibi bir sürede kendimi iyileşme safhasının sonlarına gelmiş hissettim. Eklem ağrılarım 2 ay devam etti. Tat alma duyum 1,5 ay, koku alma duyum ise 2 ay sonra geri geldi.

İyileştikten sonra ne yaptınız?

T.U.: İlk belirtilerden 25 gün sonra tekrar hepimize gene üçer kez test yaptılar ve hepimiz negatif çıktık. Karantina sürecimizin resmen bittiğini tescil ettiler ve ilk kez köpeğimizi geri almak için dışarı çıktık. Unutulmaz bir gündü o gün. Çok sevinçliydik, kendimizi ödüllendirmek adına bizim için bile uzun sayılabilecek bir yürüyüş yaptık.

Başka neler yaptınız?

T.U.: Covid-19 direnç testi yaptırmamız tavsiye edilmişti. Ben ve eşim hemen gidip yaptırdık. Eşimde direnç oluşmamış ama bende 5 kat fazla direnç oluşmuş. Sonra Plazma bağışı yapmak icin gönüllü oldum. Bu güne kadar iki kişiye bağış yaptım. Plazma vermeler arasında en az 10 gün olmalıymış. Yoksa daha cok verirdim.

Bağışıklık kazandınız yani?

T.U.: Evet. Bu arada bu direnç testini Haziran ayı sonunda tekrar yaptırdım. Antikor değerlerim yani Corona direncim değişmemiş. Halbuki Rusya’da ve hatta Dünya Sağlık Örgütü’nünce de öngörülen gidişat antikorların zamanla azalmasıydı. Benimkiler azalmadı.

Rusya’da pandemi gidişatını nasıl gözlemlediniz? Ne gibi önlemler alındı?

T.U.: Çin’de Covid vakaları başladığında Rusya Çin sınırlarını çok acil bir şekilde hava-kara ve tren yolu için süresiz olarak kapattı. Ama bunun yanında tüm Dünya’da büyük bir panik yaşanırken, İtalya ve İspanya’da enfekte olan ve ölen insan sayıları çok yüksek iken bile Rusya’da büyük bir rahatlık vardı. Bunun iki sebebi var: Birincisi Rusların her sıra dışı olayda yaptıkları gibi çok soğukkanlı olmaları. İkincisi ise yeterli hastahane, ekipman ve sağlık personeline sahip olmalarına duydukları güven.

Ancak, bu sakinliğin paralelinde çok hızlı bir şekilde etkili önlemler alınmaya başlandı. “Gönüllü izaloasyon” adı verilen bir dönem başlatıldı. Bankalar, güvenlik güçleri ve sağlık sektorü hariç tüm sektörlerin faaliyetlerini durdurdular. Hızlı bir şekilde hazırlanan bilgisayar uygulaması sayesinde zorunlu sokağa çıkacak kişilere elektronik izin belgeleri düzenlediler.

Bu izin belgesini toplu taşıma kartları ile entegre ederek turnikelerde yığılmayı en başından engellediler. Araç ile dışarıya çıkacaklar için de geçerli olan bu izin, şehirdeki güvenlik ve hız kameralarına entegre oldu ve gereksiz trafik polisi kontrollerinden doğacak yakın temaslar engellendi. Tüm yaşlılara dışarı çıkma yasağı yerine, çıkmama tavsiyesi yapıldı.

Dışarı çıkmayan yaşlıların tüm ihtiyaçları gönüllü yardım birimi tarafından karşılandı.  Marketlerin girişine maske-eldiven ve dezenfektanlar kondu. Metro girişlerine maske-eldiven otomatikleri yerleştirildi ve çok ucuz bir fiyata satıldı. Park ve orman alanları kapatıldı ve kontrol altına alındı.

Rusya Hükümeti’nin pandemi dönemi verdiği desteği nasıl değerlendirisiniz?

T.U.: Pandemi döneminde hükümetin halka verdiği destekler Avrupa standartlarına göre yetersiz sayılabilir, ama hissedilir derecede hayatımızda oldular. Eşim gibi uzaktan çalışmakta olanların tam mesai ücretleri ödendi, işten çıkartmalar yasaklandı, isçilerinin ücretlerini ödeyemeyen şirketlerin personel maaşları için çok uygun şartlarda, iki yıl geri ödemesiz krediler verildi. Ailelere çocuk başına başına ayda 150$ gibi bir meblağ ödendi. İşsiz kalanlara işsizlik maaşları düzenli ödendi. Üçten fazla çocuğu olan ailelere ekstra destekler verildi.

Her şeyden önemlisi gönüllü Sivil Toplum Örgütleri’ni bir çatı altında topladılar, sponsor oldular ve büyük bir gönüllü ordusu ile herkese ulaşmayı başardılar.

Sizden başka virüs kapan kişiler tanıyor musunuz?

T.U.: Pandemi sırasında iki yakın arkadaşımı kaybettim. Hastahanede durumları kötüleşti ve bir hafta içinde yaşamlarını yitirdiler. Her gün telefonla bağlantı kuruyorduk. Gördüğüm manzaraları anlatmak için gerekli doğru ifade maalesef hiçbir dilde mevcut değil. Bir arkadaşımın kendisiyle ile yaptığım son bağlantıdan 5 saat sonra yaşamını yitirmesi benim için atlatılması imkansız bir travma oldu. Bu iki yakın arkadaşım dışında da yakın çevremizden üç kişi yaşamını yitirdi.

Test sonuçlarını duyduğunuz anda neler hissetmiştiniz?

T.U.: Test, hastalık artık şiddetlenmeye basladığı zaman ve doktorların Covid öngörüsünden sonra yapıldığından testin pozitif çıkması benim için sürpriz olmadı. Ama çocuklarımın ilk testlerinin negatif çıkması beni şaşırttı. Bu şaşkınlık sonucu da testlerin aslında güvenilir olmadığını teyit etmiş oldum.

Test sonuçlarının güvenilirlik derecesi yüzünden de toplam 3 test yapılıyor zaten. Maalesef Rusya’da henüz Covid-19 tespiti için hızlı kan testi yapan kitler yeterli sayıda değil. Direnç testi ise kan alınarak yapılıyor ve sonuçlar bir gün sonra öğreniliyor. Eşim ile direnç testi sonuçlarını aldığımızda hem şaşırdık, hem sevindik, hem de üzüldük. Eşimde direnç oluşmaması şaşırtıcı ve üzücü bende direnç oluşması ise sevindirici oldu.

Tüm bu yaşadıklarınız sizi nasıl etkiledi peki?

T.U.: Tüm bunlar bizi daha tedbirli olmaya değil ama daha bilinçli olmaya itti. Bu dünyadaki en güçlü silah doğru bilgi: Bilinçsiz kullanılan maskelerin bir virüs bulaştırma aracına dönüştüğünü, açık havada maske kullanmanın zararlarını, kapalı mekanlarda temiz ve yeni maske ve eldiven kullanmanın gerekliliklerini, sosyal mesafe denen şeyin tam olarak uygulanmasının ne kadar zor ama gerekli olduğunu, asansörlerin, marketlerin ve toplu taşıma araçlarının birer virüs yuvası olduğunu öğrendik.

Bunun yanında, mevcut durumda kesin tedavi için bir ilaç ve aşı bulunmadığından, virüsten kurtulmanın yolunun aslında paradoksal olarak virüs kaparak hastalanmaktan ve direnç oluşturmaktan geçtiğini de öğrendik. Elbette bu durum kronik hastalığı olmayanlar için geçerli. Kronik hastalığı olanların da bir an önce direnç sistemlerini maksimum arttırarak hazırlıklı hale gelmeleri gerektiği gerçeğini gördük. Bu yüzden yüksek tansiyon hastası olan kayınvalidemi sıkı takibe aldık ve besin düzenini değiştirerek, takviyeler almasını sağladık.


Tecrübelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz Tuğrul Bey. Tekrar geçmiş olsun.

Covid-19’un beyin ve sinir sistemi üzerindeki etkileri neler?


Deniz Alan Held
1974 Ankara doğumlu ama 2 yaşından beri Istanbullu. Çocukluk ve gençliği cimnastik ve dans çalışmalarıyla geçti. 2000 yılından beri yoga yapıyor. 2002 yılında evlenip yurtdışına yerleşti ama bir ayağı hep Istanbul'da oldu. Çocuklardan sonra, Norveç'te hayalindeki işin eğitimini alma fırsatı geçti eline. Trondheim Üniversitesi'nde Medya Bilimi ve Görsel Kültür dalında lisans ve yüksek lisans okudu. İki yıl Zürih, 10 yıl Trondheim'da yaşadıktan sonra 2014 yazında eşinin memleketi Almanya'ya yerleşti. Şİmdi iki oğlu ve eşi ile sakin bir hayat sürmekte, ve Türkiye'nin Gezi Gençleri'nce yönetileceği çağdaş bir ülke olduğu hayalini kurmakta. // ENGLISH: Born in Ankara in 1974, moved to Istanbul at age 2. Spent lots of time with gymnastic and contemporary dance at early ages. since 2000 practices rather yoga. Married to a German in 2002 and move to Zurich. Later lived 10 years in Norway/Trondheim and eventually settled down in Germany. Studied Media Science in Trondheim and finished master degree in 2012. Has two sons. Looking forward to the days that Turkey is eventually led democratically by the Gezi youth.