Sanat; galerilerde, kulislerde, balolarda ve barlarda anlamı bulunacak bir kavram olmaktan çıkıp okullarda, kahvehanelerde ve sokak sergilerinde tanımlanan bir yaşam şekline dönmek zorundadır.
Sanat kavramı; sanatçı, halk, siyasetçi, burjuva, orta sınıf ve elit tabaka diye nitelendirilen kitleler tarafından farklı tarif edilmekte, değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Kimi grup ve sınıflarda bir gösteriş amacıyla sanatla iç içe bir görüntü sergilenirken, kimisinde ise gereksiz bir tanım olarak yer almaktadır.
İnsan doyduğu müddetçe sanat
Aslına bakarsanız insan doyduğu müddetçe sanatla ilgilenmeye başlamakta en azından günümüz Türkiye’sinde görünen manzara bu -tabi bu tanımdan şu sonuç çıkmamalı yoksul insanlar sanatla ilgilenmez- insanlar temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra sanata yönelmeye başlamakta.
Sanatı alt sınıfa indirebilme gücünü gösterebilen sanatçılar artık giderek azalmaya başladığı için bu sınıfın sanata ulaşma şansı da artık kalmamış oluyor.
Görsel sanatlar ile uğraşan sanatçılar
Basit anlamda tiyatral etkinlikler, küçük sahne gösterileri, minik konserler ile halkın bu tabakasına ulaşabilmekte sanat kavramı. Sanatçı “görsel sanatlar ile uğraşan sanatçılar” yaşamını devam ettirebilmek için orta ve üst sınıfa hitap etmeyi tercih etmeye başlamıştır. Hoş işçi ve memur sınıfının bir sanat eserine sahip olma isteği, gücü ve düşüncesi hangi dönemde açığa çıkabilir belli olmaz lakin bir yağlı tabloyu satın alabilme isteğiyle bir galeriye giren ve elindeki cüzi miktardaki bir tutar ile resim almak isteyen biri çıkar mı? Çıkarsa sanatçı nasıl yaklaşır görmek gerek.
Sanat kültürünü aile içinde alamayan bireylerin bu eksikliğini eğitim sürecinde gidermesi gerekirken, hem eğitim sistemi hem de siyasal yapılanmalar bu yöndeki çalışmalardan uzak durmaları yüzünden her zaman bir açık olarak kalmıştır.
Sanat; düşündürtmek, eyleme geçirmek ve yorumda bulunmak konusunda insanların ufkunu açan bir yapıda olduğundan tehlikeli olarak görülmesi ve desteklenmemesi iktidarlar açısından normal bir davranıştır. Burada aydın ve sanatçı duyarlılığının devreye girip, sanatı geniş kitlere yayacak mahalle seviyelerinde çalışmalar, eğitimler ve etkinlikler ile sanatı halka indirgemek ve anlatmak gibi temel eylem planlarını hayata geçirmeleri gerekmektedir.
Sanat; galerilerde, kulislerde, balolarda ve barlarda anlamı bulunacak bir kavram olmaktan çıkıp okullarda, kahvehanelerde ve sokak sergilerinde tanımlanan bir yaşam şekline dönmek zorundadır. Bu doğrultuda etkinlikleri organize eden sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi ve bir adım ileriye götürecek çalışmalarla geniş kitlelere ulaşılması sağlanmalıdır.
Sanat her kim için olursa olsun, onu görüp yorumlayacak ona anlam katacak ve kendisini onda ifade edecek bir toplum olmadıktan sonra anlamsız ve kısır döngü içerisinde yer alan bir kavram olmaya devam edecektir. Ve sanat;
- Sanatı anlayacak toplumları ortaya çıkarmak içindir.
- Topluma kendini ifade etme ve dışavurumu sağlayacak eylemi koyma yeteneğidir.
- Sanatı yaymak için gönüllü olarak yola çıkanlar içindir.
- Siyasi iktidarların maşası değil, onları doğru kararlar almaya yöneltecek fikirlerin ve sanatçıların odağıdır.
Sanatla farkındalığın olduğu bir gelecek için sanatla kalın…