Sessizlik: Geçmiş sislerle kaplıysa gelecek bağırsaklarla yazılır!

2012-2013 sezonuna damgasını vuran Moira Buffini’nin yazdığı oyun Türkiye’de sahnelenmeden önce önemli ödüller aldı. En önemlisi İngiliz Dilinde Yazılmış En İyi Eser ödülü.

sessizlik2

[divider]

Sessizlik

YAZAN: Moira Buffini
YÖNETEN: Mehmet Birkiye
ÇEVİREN: Serdar Biliş


DRAMATURG: M. Melih Korukçu

DEKOR TASARIMI: Efter Tunç
KOSTÜM TASARIMI: Şirin Dağtekin Yenen
MÜZİK: Çağrı Beklen
IŞIK TASARIMI: Önder Arık
KOREOGRAF: Alpaslan Karaduman

OYUNCULAR: Funda Eryiğit, Savaş Özdemir, Süleyman Atanısev, Nimet İyigün, Oya Okar, Münir Can Cindoruk

KORO: Aslı Menaz, Kutay Sandıkçı, Soner Erol, Umut Külen, Gökçe Aktaş, Murat Usta, Ferhat Akgün

[divider]

Cumbria Lordu Silence, İngiltere kralı tarafından Normandiya Prensesi Ymma ile zorla evlendirilir. Prenses 14 yaşında biriyle evleneceğini öğrenince deliye döner. Hem prenses hem de Silence esas şaşkınlığı ise zifaf gecesi yaşar. Zira Silence o geceye kadar erkek olduğunu sanmıştır. Silence’ın annesi, kızının erkek egemen bir dünyada ezilmemesi ve daha özgür olması adına Silence’dan kız olduğunu saklayıp erkek gibi yetiştirir. Silence’ın bile bilmediği bu sır herkesin hayatını değiştirecektir.


13567082551770158612-b

Oyun konu olarak abartıya kaçabilecek özelliklere sahip ancak yazar metni ortaya çıkarırken bu tuzaklara düşmüyor. Ve ne şans ki böyle bir metin Mehmet Birkiye gibi birinin eline düşüyor. Birkiye oyunu doğru okumasa metnin çevirisinden dekoruna, kostümlerinden müziğine, oyuncularından dekorları değiştiren koroya (köleler) kadar çarkın bütün dişlileri bu kadar iyi işlemezdi. Üstelik bunu da sade ama çarpıcı bir Orta Çağ dünyası yaratarak -bugünü de es geçmeyerek- ortaya koyuyor. Kaldı ki kostümler ve dekor olmasa yaşanılan olaylar tarihin her dönemine uyacak cinsten.

Her Birkiye oyununda olduğu gibi sahneye çıkan herkesin oyunculuğu müthiş. Öncelikle korodan bahsetmek istiyorum. Sadece dekorları değil, oyunun yükünü de sırtında taşıyarak kölelik duygusunu izleyiciye çok güzel aktarıyorlar.

13567082722025676295-b

Kralda Münir Can Cindoruk zaman zaman abartıya kaçsa da hırsı ve korkusu arasında kalmış kralı başarıyla oynuyor. Biraz daha tecrübe kazandığında gelecekte Hamlet’i bile oynayabilir.

Ymma’da Oya Okar kadın ruhunun yaşadığı duyguları bedenen çok iyi anlatıyor.

Agnes’de Nimet İyigün’ün ölçülü bir oyunculuğu var.

Oyunun kilit karakterlerinden kralın yardımcısı Eadric’de Savaş Özdemir fiziği ve duruşuyla adeta Eadric. Diyalogu olmasa kimse yadırgamaz.

Van Devlet Tiyatrosu’ndan gelen Süleyman Atanısev, Papaz Roger rolünde bazen oyundaki başkarakterlerin önüne geçecek muhteşemlikte. Bundan sonra izleyeceğim oyunlarda oyunun yazarını ya da yöneteni tanımasam bile kendisinin adını görmem o oyuna gitmem için yeterli bir sebep.

13567082841632050981-b


En iyiyi en sona bıraktım. Silence’da Funda Eryiğit’in bu kadar başarılı ve inandırıcı olacağını beklemezdim. Kendisini televizyonda yaptığı birkaç işten biliyordum. Televizyonda oynadığı karakterler oyunculuk potansiyelini ortaya çıkaracak karakterler olmadığı için pek dikkatimi çekmemişti. Deneyim ve beceri gerektiren Silence rolünün altından fazlasıyla kalkıyor. Tiyatro ile arasının açılmamasını temenni ediyorum.

Uzun lafın kısası, Sessizlik mutlaka görülmesi gereken dört başı mamur bir oyun.


Ali Sait Tanrıverdi
27 Mart'ta İstanbul'da doğdu. 2011 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'nin Kamu Yönetimi bölümünü bitirdi. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi'nde Radyo Tv Sinema anabilim dalı üzerine yüksek lisansını tamamladı. Kısa filmler çekti ve video klip kurguları yaptı. Çeşitli dergilerde sinema ve tiyatro incelemeleri yazdı. 2011 yılından beri fotoğraf çekmektedir.