Diyarbakır’ın mahalleye dönüştürülen 97 köyünde yapılan bir araştırma, Türkiye’nin en yoksul bölgelerindeki kadınların yaşam koşullarının ne kadar geri düzeyde olduğunu gösterdi.
Diyarbakır’da 97 mahallede kadınlar ne okur-yazar ne de bir güvence sahibi.
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 80’inin okuma yazması yok. Büyük bölümü ya görücü usulüyle ya da berdel yoluyla çok küçük yaşlarda evlendirilmiş . Neredeyse yarıya yakını ilk doğumlarını 14-18 yaşında yapmış.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi sosyal hizmet uzmanı Halime Sarı Sabuncu, Diyarbakır’da iki yıldır mahalleye dönüştürülen ve aralarında Ortaşar, Kervanpınar, Güzelköy, Yolaltı, Ağaçgeçit, Tellikaya’nın da bulunduğu 97 köyde 472 evli kadınla yüzyüze yaptığı görüşmelerin sonuçlarını açıkladı. Sosyolog Kerim Sakçı’nın çözümlediği araştırmaya göre, yaşam şartları bakımından en geri bölgelerdeki kadınların hali şöyle:
Yüzde 80’i cahil: Kadınların yüzde 79.4’ünün okuma yazması yok, yüzde 4.4’ü ise sadece okur- yazar. Yüzde 15.8’i ilkokul mezunu olan kadınların sadece yüzde 0.4’ü ortaokul mezunu.
Sosyal güvence yok: Evli kadınların yüzde 63’ünün herhangi bir sosyal güvencesi bulunmuyor. Yüzde 18.6’sının ise sadece yeşil kartı var. SSK, Bağ-Kur ya da Emekli Sandığı’ndan güvencesi bulunanların oranı ise sadece yüzde 18.
Görücü ya da berdel usulü evlilik
Kadınların yüzde 58’i görücü usulüyle evlenmiş. Kamuoyunda çok tartışılan ‘berdel’le evlenenlerin oranı yüzde 17, severek evlenenlerin oranı sadece yüzde 21. Yüzde 67’sinin resmi nikâhı yok, yüzde 54’ü ise eşiyle akraba. Kadınların yüzde 36.7’si başlık parası alınarak, yüzde 0.2’si beşik kertmesiyle evlenmiş.
Çocuk yaşta evleniyorlar: Kadınlar arasında 15 ya da daha küçük yaşta evlenenlerin oranı yüzde 30 civarında. Yüzde 41’i ise 16-19 yaş arasındaevlenmiş. Yani 19 yaşın altında evlenenlerin oranı toplamda yüzde 71’i buluyor.
Geniş aile aynı evde: Kadınların yüzde 45’i eşi ve çocuklarının dışında kaynana, kayınbaba, görümce, kayın, evli çocuklar ve eşleriyle birlikte yaşıyor.
14 yaşında doğuruyorlar: Kadınların yüzde 44’ünün altı ve daha fazla çocuğu bulunurken, ilk doğumunu çocuk yaşta yapan kadınların oranı azımsanmayacak düzeyde. 14-18 yaş arasında ilk doğumlarını yapan kadınların oranı yüzde 43.
Kız çocuklara okul yok
Cahillik düzeyi yüzde 80’lerde olan kadınların kendi kız çocuklarını okula göndermekte gösterdikleri kararsızlık da dikkat çekici.
Okul yaşı geldiği halde okula gönderilmeyen kız çocuklarının oranı yüzde 18’ken, aynı şekilde okula gönderilmeyen erkek çocukların oranı yüzde 5’te kalıyor. Kız çocuklarının okula gönderilmemesinin sebepleri arasında ‘babası izin vermedi’, ‘kız çocuğu olduğu için’ gibi yanıtlar öne çıkıyor.
Töre cinayeti
Töre cinayeti tanıkları: “Yakın çevrenizde töre cinayeti işlendi mi?” sorusuna kadınların yüzde 6.4’ü “Evet” dedi. Kadınlar namus cinayeti kurbanı kadınların sayısının 19 olduğunu söyledi. Cinayet nedenleri arasında ‘sevgilisine kaçma’, ‘tecavüze uğrama’, ‘gizli ilişki’, gibi nedenler ön sıralarda. Verilen yanıtlara göre kadınlar silahın yanı sıra, boğularak, damdan atılarak ya da taşlanarak öldürülüyor.
68 intihar görüldü: Yakın çevresinde intihar olaylarına tanık olan kadınların oranı ise yüzde 14. Kadınlar, yakın çevrelerinde intihar edenlerin 18’inin erkek, 40’ının ise kadın olduğunu söyledi. Başlıca kadın intihar nedenleri ‘zorla evlendirilme’, ‘sevdiğiyle evlenememe’, ‘tecavüze uğrama’… İntihar oranları kadınlarda 20 yaş ve altı, erkeklerde 25 yaş ve altında yoğunlaşıyor.
Sıkılınca çocuğunu dövüyor: Kadınlar ‘canları çok sıkıldığında ve kendilerini çaresiz hissettikleri zamanlarda ne yapmak istedikleri’ sorusuna sırasıyla ‘yalnız kalmak’, ‘babasının evine dönmek’, ‘eşinden boşanmak’ ve ‘intihar etmek’ diye yanıt verdi. Bazı kadınlar ise canları sıkıldığında çocuklarını döverek rahatladıkları nı söyledi.
Tek göz evde 24 kişi yaşıyor
Sosyal hizmetler uzmanı Halime Sarı Sabuncu, araştırmayı gerçekleştirdiği mahallelerde yaşayanların hayvancılık ve çiftçilik yaptıklarını ama genel olarak gelir durumlarının çok kötü olduğunu söyledi. Sabuncu, “Diyarbakır’ın merkezinde bile belediyeye gelerek kuru ekmek isteyen insanlar varken, burada yaşayanların durumunu varın siz düşünün” dedi. Sabuncu’nun barınma koşullarına ilişkin verdiği bilgiler de şöyle: “Bu köylerin çoğunda insanlar evden ziyade ahıra benzeyen yerlerde yaşıyor. Aynı oda içinde paravanın bir yanında inekler, koyunlar beslenirken, paravanın diğer tarafında yedi ya da sekiz çocuklu bir aile yaşayabiliyor. Banyo ya da tuvaletleri yok. Kışın tezekle ısınıyorlar. Bazı evlerde 24 kişinin aynı odada yaşadığına tanık oldum. İki katlı bir evin içinde 32 kişilik aile yaşamını sürdürebiliyor. Durumu iyi olan aileler de var ama ne yazık ki, sayıları çok ama çok az.”