“Ve kayığına bindi…” yazdım kuma… Rüzgar ve zaman ve sular kaybedecek nasıl olsa. Biri anlayacak. Kalbini unutmuş biri kaybetmiş biri…
Rüzgarın ve suyun ve zamanın savurduğu,
Kuma yazılmış sözlerde kalır nefesi ruhun
Ave Maria…
Herkes gibi hiç kimse gibi biri!
Bu oyuna başladığımda gözlerimi açtığımda unutmuştum neden gözlerimi açtığımı
Bir unutkanlık mıydı yaşama gözlerini açmak.
Bir masal prelüdü ilk imgenin sarsıntısı ve rüyası,
Hayatın bilinçaltına sızan bir çocukluk kahramanı gibiydi O!
O içindeki yabancı,
Kalbindeki zincir,
Sen olmalar,
Yani Ben olmalar.
Herhangi biri orda, burada, şurda!
Asılı kalan belleğinde bir çift göz içine bakan, arayan
Bir bakış
Bir anımsayan tümce kalbine düşen yaprak zamansız bir çığlık gibi hayat masalı.
Ave Maria…
Kuma yazılmış bir doğum sancısı ölümüm
O ilk unutuşum ömrüm
Ve anımsayışım nefesimle yeniden
Bu sabah bu akşam yeniden ölürken ve doğarken
Rüya ve uyanış arasında uzanan insan olmalar
İn..
San..
İm..
“Ve kayığına bindi
Yanına anlam aldı, açıldı”
(Özdemir Asaf)
Kumru için yazılmış sözler
*Bach “Little Fugue In G Minor”
Kum’da silinmiş sözlerin kanatlarıydı kumruların hatırladığı imgeler
Her şey karanlıkken hiçlikten doğan.
Sadece kalptir açık olan kumrunun imgesiyle dolaşan semada
Dünya bir yanılsama im’i
- The Great Family- Rene Magritte
Gözlerini açtığında sessiz bir çığlık dolar yeryüzüne düşen sen ile
Benliğin dağıldığında ufukta sessizliğin şarkısı çalındığında içine doğan güneşle
Elveda der iken bir başka benliğine
Bir masaldır ömrün en çok kendine inanan ve öykünen
Bir inançsızlıkla örülüdür oysa hayat bir örümceğin ağında
Debelenip durur gerçekler
Gerçeklerin kanatları balmumundan rüya ile erirken
[quote]Yanılsamalar evreni[/quote]
Yanıldığımla yaşadım durdum dersin bir an
Yanılgılarımla büyüdüm,
Uyandım, hatırladım, unuttum bir yanılgı olduğumu
Bir anlam olduğumu sanıp durdum
Yaşadım sandım, yaşıyordum sandım…
Gerçek miydim?
Gerçek ne idi?
Ben kimdi?
Gerçeğin yanılsamasında bir im’dim
O kadar
Basit bir im’dim
İn’
San…
Yeniden kurgulayabilir miydim?
Ben olabilme haller’imi
Bilinç yaratımı uzağına iliştirirken ben’in en derin im’ini
Uzağım kendimin en derin im’ine
Yaklaştıkça kendime kendimden uzağa doğru
Bir dağılma im’i
İn’
San…
Kendisiyle meşgul kendine en yakınken insan ötekine uzakken
Ötekine yakınken kendi uzağına düşmemek gibi
Kendini karıştırırken orda burda şurda
Kayıp bir im
İn’
San..
Bir yanılsamayı örüyor örümcek ince yağmur damlaları ile rüyanın kanatlarında gerilmiş
yağmurda silinmiş sözlerin kumunda
düşüyor imgesizliğin rüyasına
uyanmış gibi
kaybolan
bir im
İn’
San…
Susmanın ağını örebilirse zaman kendi rüyasızlığıyla
Basit bir ‘im’ olarak kalacaksın kendi rüyasına inanmış
Kimse bilmez gibi
Herkes hatırlar gibi bu oyunu
Yaşama oyunu
*Bach “Prelude In C Minor”
- Vladimir Funtak
Hatırlama
Olmak yaşamın ötesinde varolmak demek; olmak olmaya çalışmamak demek; olmak bırakmak demek bırakamadıklarını; olmak seni sen kılan ne varsa hiç yokmuş gibi sonsuz bir anda mütevazi bir kabulleniş demek; olmak oldurmaya çalışmadan bütün sonraki hedeflerinden vazgeçmek demek; olmak zihinsel kurgunun dışında ne varsa ona inanmak ve ne ise karşına çıkan şükran duymak demek; olmak sahiplenmeden varolabilmek; kazanmadan kaybedilmek; kazanacakken vazgeçebilmek; olmak tanımlamaya çalışmadan susmak demek; olmak bir şey dememek; bakmak içeriye ve ruhundaki devinime teslim olmak demek; “ol”