Kali Yuga: Yozlaşmanın doruğa çıktığı dördüncü evre

Kali Yuga, Hint Zaman Anlayışı’na göre maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı dördüncü zaman evresidir.

kali yuga dördüncü zaman evresi kuran

Kali Yuga: Yozlaşmanın doruğa çıktığı dördüncü evre

Son yıllarda, dünyamızda yaşanan değişim rüzgarlarının yanı sıra sosyal, politik, ekonomik pek çok felaket de üst üste moralleri bozdu. Bir yandan, bilinç düzeylerinde, enerji boyutlarında gerçekleşen pozitif yöndeki değişimlerle mutlu olup, neşe, sevgi, umut ile geleceğe ve anlara bakmayı başarırken, diğer yandan da içimize sindiremeyip kendi iç huzurumuzdan suçluluk duyar haldeyiz.


Bir an huzuru hissedip mutlu olup hemen ardından gözlerimize hüzün çökmekte. Sanırım, bakış açımızı biraz genişletip bireysel, bölgesel değil de daha geniş bir kuş bakışı ile yaşananlara tepelerden, çok tepelerden hatta farklı bir zaman mekan boyutundan bakmayı denersek, biraz daha anlamlandırabileceğiz yaşananları ve belki biraz daha katlanılabilir bulacağız.

Bu geniş bakış açısını yakalayabilmek için, kadim bilgiler Vedalar açısından içinde bulunduğumuz zamanın değerlendirmesine biraz değinmekte fayda var:

Vedaların yaratılışın başından beri var olduğuna inanılır. En yeni bölümleri yaklaşık M.Ö. 500 senesi civarında ortaya çıkmışken, en eski metin (Rig Veda) yaklaşık M.Ö. 1500 yıllarına aittir. Fakat, metinler yazılmadan önce uzunca bir süre devam eden bir sözel gelenek mevcuttur. Rig Veda, Vedaların ilk bölümü olup, en eski ve en önemli bölümdür. 1028 ilahi içeren Rig Veda tanrılara şükür ve saygı için yazılmış on kitaptan oluşur. Rig Veda dünyanın en eski kutsal metnidir.

Devanagari ile yazılmış bir Rigveda yazması, 19. yüzyıl başları
Devanagari ile yazılmış bir Rigveda yazması, 19. yüzyıl başları

Vedik bilgilere göre, evren farklı dönemlere sahip. Kali Yuga ise bugün yaşadığımız dönem…

Mikro – makro düzeyde karşılaştırmalı bakacak olursak; nasıl ki dünyamızda bir yıl 4 mevsime / döneme sahip, evren de yinelenen 4 mevsime / döneme sahip. Her yıl yenilenen mevsimler döngüsü gibi bu dönemsel-mevsimsel döngüler de süreklilik göstererek tekrarlanmakta.

Yuga” olarak adlandırılan bu oldukça uzun dönemler ile ilgili, kadim Hint destanı Mahabarata’da özetle şöyle der:

“O zamanlar evren şimdiki gibi değildi… Krita Yuga’da her şeyin farklı olduğu bir durum vardı, ve Treta Yuga’da ondan farklı bir durum vardı. Dvapara Yuga ile büyük değişiklikler oldu. Şimdiki Yuga’da ise, her şey küçülmüştür… İlahlar, evliyalar ve her şey değişmiştir.”

Yaklaşık 20 ciltlik Mahabarata’nın en önemli bölümü “Bhagavad Gita“, kozmik dönemler hakkında özetle şöyle der:

Beşeri hesaplara göre bin çağ, Brahma’nın [Tanrı] tek bir gününüdür. Ve bu aynı zamanda bir gecesine de eşittir…

Bhagavad Gita’da söz edilen 1000 çağlık dönem Brahma’nın 1 gününe eşit ve bu çağlardan her biri dört Yuga’yı içerir.

Sonsuzluğun içinde tekrarlanan Tanrısal günlerden sadece bir günün, bizim anladığımız, kullandığımız birim üzerinden süreleri ise şöyledir:

  • Açılımlarına aşağıda değineceğimiz Yugalardan ilki Krita / Satya Yuga (başlangıcı ve sonundaki geçiş dönemleri ile birlikte) toplam süresi 1.728.000 dünya yılıdır.
  • İkinci olarak Tetra Yuga toplam 1.296.000 dünya yılı
  • Üçüncü olarak Dvapara Yuga 864.000 dünya yılı
  • Son olarak Kali Yuga’nın süresi ise 432.000 dünya yılıdır.

Dört Yuganın toplamı Maha Yuga’nın yani Tanrısal boyutta tek bir günün binde birinin süresi 4.320.000 dünya yılıdır.

1. Evre: Krita/Satya Yuga (Kamil çağ)

Krita/Satya Yuga (Kamil Çağ), adını o devirde tek bir inanç oluşuna borçlu. O devirde bütün insanlar kâmildi, Kutsallık o devirde hiç azalmadı ve insanlar hiç düşmediler. Krita Yuga’da ilahlar yoktu, ifritler, Yakşalar, Rakşalar ve Nagalar yoktu. İnsanlar ne aldılar, ne sattılar, zengin ve fakir yoktu, işçiliğe gerek yoktu, çünkü insanlar bütün isteklerini irade gücü ile sağlıyordu. En önemli fazilet dünyevi arzuları terk etmekti. Krita Yuga’da hastalık yoktu, yaşlanmak yoktu, kin yoktu, ne de kibir veya herhangi bir kötü düşünce, keder ve korku yoktu. Bütün insanlar en yüksek ululuğa erişebiliyorlardı. Evrensel ruh Narayana’ydı, o beyazdı. O herkesin sığınağıydı ve herkes onu aramaktaydı. Kamil Çağ baştan sonuna dek insan benliğinin evrensel ruhla birliğini içerirdi.  (Mahabarata)

1.728.000 dünya yılı.

Mikro örnekleme ile İlkbahar Dönemi: Tıpkı doğanın yeniden doğuşu, tazelenişi, canlanışı gibi saf ve temiz bir yaşam, bir çocuğun saf ve temiz yüreği gibi… Negatif hiçbir şeyin olmadığı, bilinç düzeylerinin en yüksek olduğu %100 saf ve temiz bir dönem. Aydınlık, sabah…

2. Evre: Treta Yuga

Treta Yuga’da adaklar başladı ve dünya ruhu kırmızıya boyandı. Fazilet bir çeyrek azaldı. İnsan gerçekleri aradı ve ayinler uyguladılar. İstediklerini vererek ve çalışarak elde ettiler. (Mahabarata)

1.296.000 dünya yılı.

Yaz Dönemi: Doğada yavaş yavaş ısının etkisi ile bozulmalar başlıyor, çok sıcak bölgelerde taze yeşillikler hızla sararmaya başlıyor, kurak yerler kavruluyor… Bu yugada, yaşamda yavaş yavaş bozulmalar, yozlaşmalar başlıyor. Oranlamaya devam edersek %25 negatifliğe karşın halen her şey güzel, 75% pozitif yönler baskın… Gençliğin çoşkusu, gündüz saatleri…

3. Evre: Dvapara Yoga

Dvapara Yuga’da dünya ruhu sarıydı. Fazilet yarıya indi. Veda, Krita Yuga’da tek bir kitaptı, ama bu çağda dörde bölündü. Birçok kişi bu dört Vedalar üzerinde bilgi sahibiyken, bazıları sadece üç, veya birini bilmekteydi. Zihin gücü düştü, Hakikat eridi ve arzular, felaketler ve hastalıklar geldi. Bunlardan dolayı insanların cezalardan geçmeleri gerekti. Günahların yaygınlığından dolayı bir çökme çağıydı. (Mahabarata)

864.000 dünya yılı.


Sonbahar Dönemi: Doğada hızlı bir değişim başlıyor, havalar soğumaya, renkler hızla değişmeye solmaya başlıyor. Pozitif ve negatif oranı %50 ye %50… akşam saatleri… Yaşamın pozitif ve negatif yönleri başa baş bu yuga da… Halen pozitif olan her şey negatif olan her şeye karşın direnmeyi başarıyor. Bu yugada her türlü negatif etkiye karşı kişilerin kendilerini koruyabilmeleri için bol bol meditasyon ve (İlahi olan ile, O’nunla doğrudan bağ kurabilmeyi, o güzel enerjisi, sevgisi ve şefkati ile beslenmeyi, arınmayı, korunmayı sağlayan) Gayatri Mantra öneriliyor. (Halen içinde bulunduğumuz Kali Yuga’da ise Gayatri Mantra sadece belli bir aşamadan sonra verilen bir gizdir) (bazı kirtanlarda söylenen Gayatri Mantra değil söz ettiğim, ancak belli bir inisiyasyon sonrası verilen, o inisiyasyonu almamış kişiler için ise sır olarak kalması zorunlu olan bir mantradır)

4. Evre: Kali Yuga

Kali Yuga’da (şimdiki zaman) dünya ruhu siyah oldu. Bu demir çağıdır. Sadece çeyrek fazilet kalmıştır. Dünya kedere boğuldu, insanlar şerre dönmüşler, hastalıklar gelmiştir, bütün yaratıklar soysuzlaştılar, kutsal ayinler ters sonuç vermekte, her şey değişimlere girmekte ve birçok Yugaları yaşayanlar dahi değişime tabi olmaktadır. (Mahabarata)

Kali Yuga: Maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı evre

432.000 dünya yılıdır, yaklaşık 5.000 dünya yılı öncesi başlamıştır.

Kış Dönemi, tıpkı kapkaranlık bir gece… Maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı bir dönem… Kaos, kargaşa, savaşlar, depremler, felaketler çok fazla… Oran %25 pozitife karşın %75 negatif, yani negatif değerler çok fazla baskın… Korkulanın gerçekleşme hızı çok yüksek, %75 negatif enerji çok güçlü bir besleyici…

Kali Yuga’da, iyi dileklerin gerçekleşme oranı ise çok düşük, %25 pozitif enerji dilekleri, istekleri beslemekte zayıf kalıyor… İnsanların sadece %25i fazilet sahibi ve azınlıkta kalıyor… Bu nedenledir, son 20-30 yıldır gündemde olan yeniçağ düşünce yapısının oluşması…

Epiktetos, Mevlana, Halil Cibran gibi büyük filozofların yüzlerce yıldır günümüze dek gelen sözleri, yeniden yeni bir ambalaj ile “sır” adı altında gündeme geliyor, pozitif düşünceye sevk eden enerji çalışmaları popüler hale geliyor. Binlerce yıllık geçmişi olan yoga, meditasyon gibi çalışmalar, enerji çalışmaları, kadim bilgiler yüzeye çıkıyor, daha fazla kişinin ilgisini çekmeye başlıyor ve son yıllarda popüler kültürün bir parçası halini alıyor ki bu denli yoğun olumsuzluğun içinde olabildiğince çok kişi pozitif bir bakışa yönlenebilsin…

İnsan kadehtir, ruh içindeki şarap
Gövde borudur, ruh içindeki ses
Hayyam! İnsanın ne olduğunu anlayabildin mi?
Büyüsel bir lamba, içinde ışık… (Ömer Hayyam)

Lamba ne kadar süslü püslü ya da ne kadar kirli ise ışığın şiddeti o kadar zayıf yansıyor lambanın dışına.

Oysa tertemiz şeffaf bir lamba, ışığını olduğu gibi tüm parlaklığı ile çevresine yansıtır ve sadece kendisini değil çevresini de aydınlatır ve cazibesi ile göz kamaştırır. Ego, kibir gibi süslerin ya da korku, endişe, hırs, kıskançlık gibi negatif duyguların yarattığı kirlerin olmadığı ve sevgiyle parlayan lambaların çoğalması dileğim

Bu dönemin her türlü negatif etkisinden kurtulmanın en etkili yöntemi korku, endişe, hırs, kibir, kıskançlık, öfke” gibi her türlü negatif duygudan arınarak, İlahi olanın, O’nun gücüne güvenerek, teslim olarak güven, sevgi, neşe duygularına daha fazla yer vererek içimizde bir huzur denizi yaratmak ve bu huzurun dışımıza yayılmasına izin vererek, negatif her türlü enerjiye karşı bir huzur kalkanı yaratmak…

Bundan daha da önemli ve etkili bir başka yöntem ise, Vedik bilgilerde de yer aldığı üzere Kali Yuga’nın ilacı olan ve yaklaşık 500 yıl kadar önce Lord Chaitanya tarafından dünyamıza armağan edilen Maha Mantra’nın yüksek enerjisinden yararlanmak:

HARE KRISHNA HARE KRISHNA
KRISHNA KRISHNA HARE HARE
HARE RAMA HARE RAMA
RAMA RAMA HARE HARE…

Hare_Krsna

Dualar, mantralar enerjisi çok yüksek, yüksek frekanslı seslerdir ve enerjimizi de yükseltirler.

Vedik bilgilere göre, Kali Yuga’nın olumsuzluklarından en az etkilenmek, Kali Yuga’nın olumsuzluklarına karşı en güçlü direnci göstermek üzere her an, her yerde daima Maha Mantrayı tekrarlamakta yarar var.

Oldukça önemli, detaylı ve uzunca bir konu olmasına rağmen, yazıyı çok daha fazla uzatmamak adına kısaca söylemek isterim ki, her duanın, her mantranın frekansı farklıdır, herkesin frekansı farklıdır. Şayet kişinin frekansı ile tekrarladığı mantranın frekansı farklı ise kişiye ağır gelerek, negatif çıkışlara sebep olabilir, kişiyi zorlayabilir. Bu nedenle mantraları çok dikkatli seçmek gerekir.

Maha (“en büyük” anlamında) Mantra ise frekansı en yüksek, en güçlü mantradır.

Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden, inançlı inançsız herkes, her ortamda, her an söyleyebilir, her frekans ile uyum saglar.. Enerjimizi yükseltmesinin yanı sıra, koruyucu, arındırıcı ve besleyici özellikleri vardır.

(Geceyarısı, kutup soğuğunda, vahşi hayvanların bol olduğu bir bölgedeki bir kulübede şömine karşısında, güvenle ve tok karnına, sevdiklerinizle birlikte huzur içinde oturmak gibi…)

Kali Yuga’da “ses” en güçlü en etkili iletişim yolu…

Kali Yuga’nın kaosundan kurtuluşun anahtarı.. Maha Mantra’yı zihinden tekrarlamanın etkisi çok büyük ancak seslendirmenin etkisi daha da büyük, boğazdaki titreşim ve o kulağa yansıyan etkisi… En karanlık anları bile pırıl pırıl aydınlatan bir anahtar…

Sonuç olarak, bu konuya değinmek ihtiyacını hissetmemin nedeni; son yıllarda dünyamızda yaşananlar genel olarak umut kırıcı, ürkütücü, çok üzücü gelişmeler ancak ortalama 70-80 yıl ömrü olan bir insanın bu sonsuzluk içinde kelebekten de kısa bir ömre sahip olduğunu ve bu sürenin son derece kıymetli olduğunu, özellikle de şu dönemlerde çok ihtiyacımız olan yüreğin derinlerinden gelen sevgi, aşk, umut ve güven duygularının daha ağır basması arzusu… buna dikkat çekme isteği. Ve;

“Bizler şöyle hissetmeliyiz, ‘Dikkatimi yüzde yüz kendimi düzeltmeye vereceğim. Benim sorumluluğum budur.’ Doktor, kendini iyileştir.” (Srila Sridhar Maharaj)


Srila Sridar Maharaj’in son derece değerli bu sözünü de bu arada vurgulamak ve özellikle belirtmek isterim ki kişi çevresine, dünyasına kendisinde olmayan bir şeyi veremez, dünyamızda huzur istiyorsak önce kendimizi huzura kavuşturmalıyız, dünyamızda barış istiyorsak önce kendimiz barış içinde olmalıyız yani hep söylendiği gibi “dünyayı düzeltmek istiyorsak önce kendimizi düzeltmeliyiz”… Bu asla bencillik olmadığı gibi dünyamıza karşı en büyük sorumluluğumuzdur, önce kendimiz üzerinde çalışmalıyız ki suda yayılan bir dalga gibi kendimize olan faydamız çevremize de yayılsın…

Bir şeyi unutmayın ki Rab’in indinde bir gün, bin yıl ve bin yıl, bir gün gibidir. (İncil, II Petrus, 3:8)

Rabbin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (Kuran-ı Kerim, 22/47)

Bir Brahma Günü’nün bin çağ sürdüğünü ve Gecesi’nin de bin çağ sürdüğünü bilenler – gerçekten bir günün ve bir gecenin anlamını bilmektedirler. (Bhagavad Gita)

Meditasyonun temeli: Meditasyon nedir ve nasıl yapılır?