Işık Elçi ve R. Şanal, yaşamlarında ruh eşlerini yani birbirlerini bulmuş iki şanslı insan. Kendi çıktıkları bu yaşam yolunda; yaşadıkları deneyimler, aldıkları eğitimler ve sahip oldukları yeteneklerle, insanların yolunu aydınlatmaya, insanların yaşam amaçlarını anlamalarına yardımcı oluyor ve hatta onları bu konuda eğitiyorlar. Her ikisinin de kendi alanlarında yazmış olduğu, insanı geliştirici birçok kitabı mevcut.
Işık Elçi ve R. Şanal ile rüyalara, rüyalarımızı takip etmeye, yaşama, hayatımızın işini seçebilmeye, mutluluğa, kuantumun ve rüyaların iyileştirici gücüne dair her şeyi bu röportajımızda konuştuk.
Röportaj: Işık Elçi & R. Şanal
Bir kişi, yaşama geliş amacını ya da tanrısal yeteneğinin ne olduğunu nasıl anlayabilir? Bunu anlamanın bir yolu var mıdır?
Işık Elçi: Bir insan öncelikle rüyalarını takip etmelidir. Birey açıksa, bilmek adına rüyalarla birlikte hayatın içinde de eş zamanlılıklar yaşayarak cevaplar almaya başlar. Bunun için farkındalık düzeyinin yüksek olması gerekir. Bu dua gibi bir şeydir. Dua edersiniz, Tanrı gelir kapınızı çalar fakat siz genelde onun Tanrı olduğunu ya da duanızın kabul olacağını düşünmezsiniz ve o yüzden gelen cevapları red edersiniz.
Bu niyetler de böyle… Hayat amacımızı bilmek isteriz. Rüyalar, işaretler görürüz. Kendimizi bu cevaplara değer görmediğimizden, cevaplardan şüphe duyarız ve onları kabul etmeyiz. Dualarını ve niyetlerini hatırlayıp, bunların cevap olduğunu fark edenler, hayat amaçlarını gerçekleştirirler.
Bir işi, iyi para kazandığımız halde mutsuzlukla yapıyorsak; kalbimizin derinliklerinde bir suçluluk ve eksiklik duygusu hissediyorsak, bu bizim asıl yapmak istediğimiz şey değildir.
O kişiye, çocukken ne ya da neler mutluluk veriyorsa onu yeniden hatırlamalı ve onu hayata geçirmeliyiz. Bunun için 4 ile 14 yaşları arasına bakmalıyız. Çocukların rüyaları da, anne babaya yol göstermesi açısından çok önemlidir. Böylelikle çocukların karakteri, yeteneği ortaya çıkmış olur, bunlara dikkat edilmelidir. Çocukların rüyalarını iyi yorumlayıp, hayata geçirebilen ebeveynler; çocuklarının, hayatlarında iyi adımlar atmalarına vesile olabilirler.
Biz Tanrı’dan bir parçayız, Tanrı’nın nefesini paylaşıyoruz, ruhsal varlıklarız.
İş seçimi ve iş arama sürecinde neler göz önünde bulundurulmalı, neler yapılmalıdır? Bu konuda bildiğiniz sihirli bir formülünüz var mı acaba?
Işık Elçi: İnsan, sevdiği ve kendisini mutlu edecek işi yapmalı. Yeteneklerini kullanabileceğimiz ve onu geliştirebileceğimiz bir mesleği seçmeliyiz. Akmayan bir şey varsa, onu yapmaman gerekiyor demektir. Bir şey çok çabaladığın halde olmuyorsa, o senin yolun değildir. Emek vermek farklı bir şey, çok çabalamak farklı bir şeydir. Savaşmamalıyız. Savaş, istemediğin bir şeyi yapmaktır. “Neyi yaparsam iyi olacak?” diye orada durup düşünmeliyiz.
Ben bu konuda rüyalardan faydalandım. Yaşam amacımı sordum ve bu bana gösterildi. Risk aldım, sıkıntılar çektim ama ödülü de çok oldu. Yaşam yolunuzla ilgili kararlı olduğunuzda her şey sizi destekliyor. İnsanlar kimliklerini bırakmıyor. İnsanlar özlerinden çok, toplumun onlara verdiği kimlikler üzerine seçimler yapıyor hayatta, bu da beraberinde mutsuzluğu getiriyor. İnsanların halifelik kimliklerini kullanmaları gerekir. Biz Tanrı’dan bir parçayız, Tanrı’nın nefesini paylaşıyoruz, ruhsal varlıklarız. Halife demek, mutlu olmak ve yeteneklerini kullanmak demektir. İşte o zaman evrene ve kendine hizmet edilmiş olur.
Rüyalardan faydalanabilmek için kişinin ruhsal kalitesi yüksek olmalıdır. Kıskançlık, çıkarcılık yapılmamalı ve hak- kul ilkelerine aykırı yaşanmamalıdır. Hiçbir zaman “evim olacak mı?” “Arabam olacak mı?” gibi sorular sormamalıyız. Bir şeye sahip olup olmamayı değil kişisel olarak ” ne olacağım?” “ne yapacağım?” sorusunu rüyada sormalıyız. Ben, kalben edilmiş hiçbir duanın cevapsız kalacağını düşünmüyorum.
Bize en uygun işi bulmak için bir olumlama:
Yeteneklerimi kullanabileceğim, beni ve çevremdekileri mutlu edecek, iş arkadaşlarımla iyi geçindiğim, arzuladığım kazancı aldığım iş hazır ve bu iş en yakın zamanda bana geliyor.
Bunu zihinsel olarak imgelemek de gerekir. Yaşamda denge çok önemlidir. Verme ve alma dengesine uygun hareket etmeliyiz.
Rüyalarımızı hayatımızda nasıl kullanabiliriz? Ve rüya sembollerini yorumlarken neleri göz önünde bulundurmalıyız?
Işık Elçi: Bunun için rüya günlüğü tutmak gerekir. Düzenli olarak, gördüğümüz rüyaları yazmalıyız. Rüya tabirleri yapılan kitapların veya ansiklopedilerin bize hiç bir faydası yoktur çünkü hepsi negatif anlamlar ve felaket yorumları içerir. Bu durumda o sembolleri rüyalarında gören kişilerin şu an yaşamıyor olmaları gerekir.
Rüya sembolleri için pratik çözüm önerisi:
Örneğin rüyamızda bir kedi gördüğümüzde:
1- Kedinin, kendi temel özelliklerine bakmalıyız
2- Bizim kediyle ilgili yaşadığımız bir deneyim var mı? Kedileri çok seviyorolabiliriz ya da bizim kedimiz ölmüş olabilir. Kediyle ilgili farklı birdeneyimimiz var mı?
3- Kedilere dair duygu ve düşüncelerimize bakmalıyız.
Kediye dair hiçbir deneyimiz yoksa uzaktan baktığımızda, kedinin bize verdiği duygu ve düşüncelere dikkat etmeliyiz. Örn: Tüylü, pis, sevimli, oyuncu vb. gibi… Bu sorulara verdiğimiz cevaplarla, diğer sembollere verdiğimiz cevapları birleştirdiğimizde aşağı yukarı rüyamızın bize ne söylemek istediğini anlayabiliriz.
Tekrar eden rüyalar ve Rehber rüyalar
Sürekli tekrarlanan rüyalar bize neyi göstermek ister ya da neyi anlatmaya çalışır?
Işık Elçi: Tekrar eden rüyalar bize; “bir an önce beni yorumla ve hayata geçir” der. Bu rüyaları yorumlayıp, hayata geçirip, iyileşme yaratılmalıdır. Onları yorumlayıp, hayata geçirdiğimizde yaşamımızda müthiş bir ruhsal sıçrama gerçekleştiririz. Rüyalar, alabileceğimiz en doğru manevi rehberliklerdir. Tekrarlayan rüyalarda, hayatımızı etkileyen şeylere bakmalıyız. Hayatımızda neyin ya da nelerin hep tekrarlanıyor olduğuna bakarız. Hangi duygumuzun ya da düşüncemizin o deneyimi hayatımıza çektiğini fark ederiz. En önemlisi, onlara dışarıdan bakarken kendimize şunu sormamız gerekir: “Neyi farklı yapsaydım bunları yaşamazdım?”
Rehber rüyaları diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir? Bir rüyanın rehber rüya olduğu nasıl anlaşılır?
Işık Elçi: Rehber rüyalar yol göstericidir. Hayatın içinde eşzamanlılıklar oluşur. Örneğin rüyanızda size bir kitap verilir ve siz uyandıktan sonra gün içinde, o kitabı okuyan biriyle karşılaşabilirsiniz.
Rehber rüyalar hayata geçene kadar tekrar edebilir. Bu tür rüyalar insanda merak uyandırır. Kişi, yıllar geçse de bu tür rüyaları hatırlar ve onun ne anlama geldiğini çözmeye çalışır. Rehber rüyalarda, karışık ve işin içinden çıkamayacağınız semboller olmaz.
Bir rüya gördüğümüzde verilen mesaj biz gördüğümüz için bize midir? Yoksa bir arkadaşımızı rüyada görmüşsek, rüya onunla mı ilgilidir?
Işık Elçi: Rüyanın kiminle ilgili olduğu anlamak için rüya sonrası hislerimize bakmalıyız. Gördüğümüz rüya bir başkasıyla ilgiliyse çok net olarak “bu rüya benimle ilgili değil” diyebilirsiniz. Bunun olması biraz da kişilerin arasında güçlü bir bağ olmasına bağlıdır. Arkadaşınızla ilgili bir şey düşünürsünüz ve rüyanızda onu görürsünüz. Rüya sonrasındaki duygular, bu konuda size yol gösterecektir.
Bir başkasıyla ilgili gördüğümüz rüyaları onlara anlatmalı mıyız?
Işık Elçi: Hissettiğiniz duygular ve gördüğünüz rüya pozitif değilse, anlatmamak lazımdır. Her insan özgür iradesiyle yeni bir seçim yapıp, muallak kaderini değiştirebilir. Mutlaka ifade etmek gerekiyorsa da, bunu pozitif bir dille yapmak gerekir.
Eşruhlar
“EşRuhumun Eşzamanı” isimli bir kitabınız var, sizce bir insanın eşruhunu hayatına çekebilmesi mümkün mü?
Işık Elçi: Eşruhumun hayatıma girmesi, benim için çok doğal oldu. Kişisel gelişimle ilgilenmediğim bir dönemde ailem olmasını istediğimi fark ettim. Fakat bir yandan hem kendi annem babamla olan çocukluk deneyimlerim, hem ilk evliliğimde yaşadığım deneyimlerden ötürü bir o kadar da korkularım olduğunu fark ettim. Beni engelleyen inançlarım olduğunu fark ettim. Tamamen içsel olarak bir sabah ezan öncesi uyandım ve kendi kendime: “Mutlu olmamı engelleyen tüm olumsuz inançlarımdan arınmayı seçiyorum ve eski yeminlerimi bozuyorum.” dedim. Aynı zamanda, kendim olmaya da yemin ettim. Hiç kimsenin, -kendim de dahil- hedeflerim, hayallerim hele hele yaradanla arama girmesine izin vermeyeceğime dair kendime söz verdim. Benim için öncelik hayat amacımı gerçekleştirmekti. ilişki, sonradan istediğim bir şeydi. Halen de, önce yaratan sonra ben derim.
Işık Elçi: Hayatının en büyük aşkı sensin! Sen varsın, sevdiklerin ve hayat var.
Kişi, hayatındaki insanın eşruhu olduğunu nasıl anlayabilir?
Işık Elçi: Her parça birbirine çok benzer. Sadece, bir parçayı yerine koyduğunuzda yerine tam oturur ve o zaman “işte buymuş!” dersiniz.
İnsanlarda, eşruhla ilgili şöyle bir yanlış anlama var; acı çektiklerinde, kavuşamadıklarında, birbirlerinin eşruhu olduklarını düşünüyorlar. Oysa bu bir yanılgıdır.
Türkiye’nin ilk kuantum filmi
“EşRuhumun EşZamanı” kitabından yola çıkarak bir de film çektiniz, filmin konusu kısaca nedir? Ve film ne zaman vizyona girecek?
Işık Elçi: Türkiye’nin ilk kuantum filmi olacak. Filmin konusunu kısaca özetlersek; Gerçek bir eş ruh hikâyesi… Filmde, kendi hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkan insanların diğer yarılarını bulup bulamayacağı sorgulanıyor. Filmin, kitaptan farklı bir akışı olacak. Kitap filmi, film kitabı tamamlayacak. Film 3 Şubat’ta vizyona girecek. Konuk oyuncuları: Musa Uzunlar ve Deniz Seki. Her ikisine de teşekkür ederim.
Bildiğim kadarıyla “Kapı” isimli bir tiyatro oyunu yazıyorsunuz, nasıl bir oyun olduğunu bize biraz bahsedebilir misiniz? Ayrıca bu oyun ne zaman sahnelenecek?
Işık Elçi: Tiyatro eğitimi aldım ve sahneyi seviyorum. Tiyatronun konusu: Rüyalarıyla yolunu bulan genç bir kadının, yine rüyasında gördüğü bir mesajı hayatına geçirip geçirmemesini sorgulamasıyla ilgili.
Kişisel gelişim tadında bir tiyatro oyunu olacak. Korkularımızı, gölge yanlarımızı gösteren, bilinmeyenin bizde yarattığı sahte korku senaryolarının bizi nasıl kıskaca aldığını anlatan ve bu kıskaçtan kurtulmanın tek yolunun önümüzde duran kapıdan geçtiğini bize işaret ediyor.
Kuantum Düşünce ve Yaşam Merkezi
Kuantum Düşünce ve Yaşam Merkezi’nde ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Işık Elçi: İşin beyni Şanal Bey. Rüyalar, melekler, Esma ül Hüsnalar ve tekâmül kaynakları eğitimleriyle; içeriğini tamamen benim oluşturduğum yaşam koçluğu eğitimi veriyorum ve eğitmenler yetiştiriyorum burada.
Bir insanın yaşamda içsel mutluluğu yakalayabilmesi için neler yapmasını ve nasıl düşünmesini tavsiye edersiniz?
Işık Elçi: Sadece kendiniz olun. Yaradana inanın ve asla ona şirk koşmayın. Korku, şüphe, kaygı, cevapları kendi dışında bir şeyde aramak eşittir kocaman bir mutsuzluk!
R. Şanal: Kendini, olduğu gibi korkmadan ifade etmeli ve bunun için savaş vermeli insan. Çevre, kendi olmaya çalışanlara yaptırım uygular. Mutluluk ve dinginlik arasında fark vardır. Dinginlik, dış koşullara bağlı değildir, o içseldir. Kendinizden, hayattan ve Tanrı’dan memnunsundur.
İnsanlar yağmur yağıyor, güneş açıyor, her şeye öfkeleniyor. Ailesi, istediği gibi olmadığı için kızıyor. Oysaki onların öyle olmasını isteyen bizdik. Dünyaya gelmeden önce ya da şimdi, biz istediğimiz için onlar öyle davranıyorlar. Örneğin; sevgisini göstermeyen bir annen olduğunu düşünüyorsun ama aslında, sen sevgini göstermiyorsun ve bu yüzden öyle bir anneye sahip oluyorsun. Mutlu olmak için hiçbir şeye bağımlı olmadan, tüm tutunmaları bırakarak dosdoğru hayata bakmalı, yalanı değil gerçeği sevmeliyiz. Gerçek neyse, onu kabul ettiğimizde daha güçlü oluruz. Gerçeğin önünde saygıyla eğilmek, onu kabullenmek lazım… O an yaşadığın gerçek öfkeyse, öfkeni kabul edersin. Onu inkâr etmeyip, kabul edince onu dönüşüme ulaştırırsın.
Sorumluluk alan birey lider oluyor ve tarihe yön veriyor. Bunun en güzel örneği Atatürk.
Bunu değiştirme şansımız var mı?
R. Şanal: Bunun, senden ötürü olduğunu kabul etmelisin. Suçlayacağın kimsenin olmadığını kendi kendine itiraf etmek gerekiyor. Herkes birilerinden şikâyetçi… Kimse sorumluluk almak istemiyor. Gerçek anlamda sorumluluk alan bireyler lider oluyor ve tarihe yön veriyor. Bunun en güzel örneği Atatürk’tür.
Işık Elçi: Her şeyin kendi seçimlerimizin bir sonucu olduğunu anlamak, bize bazı şeyleri değiştirme imkânı verir. Bunu değiştirebileceğine inanmalısın.
Kuantum’un yaşamımızla ilgilisi
Kuantum nedir, insana ne sağlar? Kuantumu hayatın bütününe nasıl uyarlayabiliriz?
R. Şanal: Kuantum düşünce tekniği… Kuantum fiziğinden yola çıkarak oluşturulan düşünce sistemidir.
Işık Elçi: Kuantumu; insan hayatında, ulaşmak istediğimiz sonuçları elde etmek için kullanırız. İnsan hayatının bütünü, düşüncelerin bütünüdür. Öğrenmekten tutun da, iş hayatına, ilişkilere ve sağlığa kadar her şeyi kapsar… Düşünceleri değiştirince hayatımız da değişiyor. Buradaki düşünce derinlerde, bilinçaltının derinlerinde var olan düşüncelerdir. Bu düşünceler ortak bilinçaltından başlayıp, geçmiş hayatımızla ilgili anılara ve oradan bu hayata geliyor. Geçmiş yaşamlarımız şu anı etkiliyor. Geçmiş yaşamı bilmekten çok onun bu hayata olan etkisini bilmek önemlidir. Şu an yaşadığımız bazı şeyler bu hayattan mı geliyor, öteki hayatlardan mı geliyor buna bakmak gerekir.
İş hayatında kuantum başarı için neler yapılabilir?
Işık Elçi ve R. Şanal: İş hayatında başarısızlığı getiren inançlar vardır. Onları fark edip değiştirdiğimiz zaman sonuçlar da değişir. Örneğin: Hızlı düşünme ve hızlı karar verme, hatta karar verebilme konusunda sıkıntı varsa başarısız olunur. Nerede zayıf yanlarınız olduğuna bakarak, onu iyileştirebilirsiniz.
Kuantum’u insan ilişkilerinde ya da özel ilişkilerde nasıl kullanabiliriz?
Işık Elçi: Özel ilişkiler, sağlık, bolluk ve bereketi hayatımıza çekmek için kuantumu kullanırız. Hayatla ilgili şehir efsaneleri vardır, ben yanlış inançlara şehir efsaneleri diyorum. Bunlardan en çok benimsenmiş olanı; hayat zordur düşüncesidir. Oysa hayat, kediler için kolaydır. Yerler, uyurlar ve oynarlar… İnsanlar, hayatı kendileri zorlaştırır. Biz, hayat zor dedikçe hayat zorlaşır.
İlişkilerle ilgili de yanlış inançlar vardır. İnsanlar genel olarak bir eşi, kendi ihtiyaçlarını karşılasın diye seçer. Her iki taraf da “almaya” yönelir. İnsanlar kafalarında ideal bir eş figürü oluşturur ve karşılarındaki kişiyi, o ideal figüre dönsün diye zorlar. Bu da ilişkide sıkıntı yaratır.
Sonsuza kadar birlikte olma fikri de, diğer bir yanlış inançtır. Hiçbir şey sonsuza kadar devam etmez. Karşımızdaki kişi bizi beğensin diye onun beğenebileceği kişi haline geliriz. Sorun daha çok buradan çıkar, bir süre sonra kendimize ve karşımızdakine öfkelenmeye başlarız.
İnsanlar size en çok hangi durumlarda başvuruyor?
Işık Elçi ve R. Şanal: Ayrılık, iflas, hastalık ve diğer sorunları olduğu zaman geliyorlar. Sorunlar, insanlara “bize bak, işler yolunda değil bize dikkat et” diyor. Yaşanan her şeyin bir nedeni vardır, hastalıkların da… Her hastalığın bir sebebi vardır. İnsanlar, bedeni zekâsı olan bir mekanizma olarak görmüyorlar. Oysaki organların da bir zekâsı ve hafızası vardır. Şöyle bir örnek verebiliriz. Bir insan kalp nakli oluyor. Eskiden birayı sevmediği halde, kalbin sahibi birayı sevdiği için nakilden sonra kişinin canı bira çekebiliyor.
Bu röportaj için size çok teşekkür ederiz.
Işık Elçi kimdir?
Işık Elçi, bir rüya eğitmeni, yazar ve spiritüel danışman. Aldığı dramatik yazarlık eğitiminden sonra, yazdığı Rüyalarla Kişisel Gelişim kitabı, hayatında bir dönüm noktası oldu. Bu kitaptan sonra “Rehber Rüyalar” seminerleriyle yüzlerce kişiye ulaşıp, onların hayatlarını aydınlattı. Türkiye’deki insanların, rüyalara bakış açılarını değiştirdi ve insanların kalıplaşmış sembollerle yaşadıkları korkuların son bulmasını sağladı. 2003 yılından beri rüyaların iyileştirici gücü üzerine yaptığı sayısız çalışmalarla, danışanlarının hayatlarına ışık tuttu.
R. Şanal kimdir?
R. Şanal, kendi araştırmaları ve çalışmalarıyla kuantum fiziğini birleştirerek, özgün bir teknik oluşturdu. Kuantum Düşünce Tekniği uygulamalarıyla, Türkiye’de bu alanda bir ilke imza attı. Spiritüel uygulamalar ve hipnoz konusunda otuz yılı aşkın süredir yaptığı çalışmalarıyla insanın gerçek özgürlüğü için ‘Zihin Teknolojisi’ oluşturma amacını izledi. Kişinin şimdiki hayatını etkileyen kalıpları ve çekirdek inançlarını oluşturduğunu düşündüğünden, çalışmalarını ekminezi ve önceki yaşamlar gibi konularda geliştirdi. R.Şanal, KTV’de Perşembe günleri saat 22.30’da “Kuantum Üzerine Hayata Evet” isimli programla, TV ekranlarında karşımızda oluyor.
Metin Hara: Korku yıkıcıdır, sevgi ise yaratıcı!