Aşk oyunu oyuncuları: Sevgililer

Sevgili olabiliyor muyuz? Biz sevgililer, ilahi bir planın oyuncularıyız. Aşk Oyununun…

Aşk oyunu oyuncuları: Sevgililer

Sevgililer günü, özel günlerin üzerinde hep konuşulur. Yapılsın mı yapılmasın mı? Hediye alınsa mı, yoksa alınmasa mı? Bu tür özel günler zamanla bizi tüketim toplumu haline mi getiriyor? Ya da her günü sevgililer günü gibi yaşamalıyız aslında tek günle kalmamalı diyenler de çoğunlukta.

Peki, her gün ve an sevgili olabiliyor muyuz?

Tartışmalar her zaman devam edecek görünüyor. Sevgili olmayı düşünüyorum da şu an… İnsanın sevmeyi öğrenmesi için birbirine eşlik etmesi, bazen yılları, bazen anları, bazen de koca bir yaşamı paylaşması…


Bir bakışla gözlerde başlayan heyecan, meltem estirir ruhta. Bazen alır götürür bambaşka diyarlara. Bazen kasırgalar estirir içimize, bazen de güneş gibi doğar, yenileniriz sevgimize.

Birlikte yaşamı paylaşıyorsa iki sevgili, bütün o güzel duyguları zamanla köreltebiliyorlar da. Egolarının tuzağına düşen, işini, yaşamını sevgilisinin önünde yaşamaya başlayan kişi, zamanla sevgilisini aslında kendisi öldürebiliyor. Tek bir neden yoktur buna vesile. İhmal, bencillik, umursamazlık, yenilenememek, ilgilerin, paylaşımların azalması… Ve zamanla aslında kendine bile itiraf edemeyeceğin bir şekilde fark etmeden birbirini, aynı yaşamlar içinde terk etmek. Yalnız bırakmak… Sevgilin sana ilk anlardaki gibi bakmamaya başladıysa kör mü olmuştur artık? Ya da kendisini kanıtlaması sevgisinden daha mı önemlidir?

Geçen gün televizyonda bir programda Cemalnur Sargut‘u izledim, eşlerin birbirini aslında tekâmül ettirdiklerini anlatıyordu. Zamanla yonttuklarını, yepyeni bizleri birlikte yarattığımızı… Birlikteliklerin, sevgilerin ilahi bir oyun olduğunu.

Beklentisiz sevebilmeyi öğrenen insan, kendini yeniden programlayarak, yüksek bilinçte bir sevgiyi yaşama getirebilir seçerse.


Her an sevgimizi, sevgilimizi besleyerek yaşamayı öğrenebiliriz. Ertelenen, ihmal edilen sevgilerde yapamadıklarımız yüzünden öldürürüz sevgimizi. Yaptığımız yanlışlardan değildir sevgilimizin ölümü… Çok daha öldürücü olan budur! Tıpkı su ve hava alamayan bir ağacın zamanla sararıp kuruyup ölmesi gibi.

Tüm kalabalıkların içinde bile birbirinize çok şey anlatan, paylaşan gözler olabilir misiniz? Gözlerinizden sadece sevginin çığlıklarının oluk oluk sevgiliye aktığı anları uzatabilir misiniz?

Birlikteyken de yalnız kalabiliyor musunuz? İki sevgili kendileriyle yalnız kaldıkları anlarda, sevgiliye anlatacak şeyler de birikir. Baş başa kalındığında anlatacak ne çok şey vardır. Çok eşsiz bir ilişkidir bu. İki çocuğun yeniden buluşması gibi yaşayabiliyor musunuz sevginizi? Bir çocuğun masumluğu, yargısızlığı, beklentisizliği, bir an kavgası belki; yine de hemen unutuvermesi, bir an sonra sevgiyle oyuna devam etmesi gibi bir sevgiyi, birbirimize hediye etmeye ne dersiniz şu andan itibaren?

Sadece sevmeyi öğrenmek için geldik yaşama. Öyleyse bu sevgililer gününde, sevgilimize ve tüme yansıtalım gönlümüzdeki sevgiyi…


Gönlümüzün sevgililerine ithaf olunur.

Cüzi Aşktan İlahi Aşka


Hale Karaarslan
İndigo Dergisi’nde Yazı İşleri Müdürü ve Yayıncı olarak görev yapıyor. İndigo Dergisi’ni kendisi ve yazarlar için bir okul olarak görüyor. Yaşama ve insana dair pek çok şey öğrenerek, yürekleri sonsuz güzellikle çarpan bir sevgi ailesinin içinde her gün biraz daha maskelerinden arınarak, özünü, kendi olanı buluyor. İki harika çocuğunun öğretmenliğinde ve eşinin her konuda kendisini destekleyen sevgisi eşliğinde öğrenmeye devam ediyor. İstanbul ve Marmaris'te yaşıyor.