Bugün yine içim yanıyor! Bir yerde birileri güya hakları olanı almak için zor kullanıyor. Hiç tanımadığı tazecik yaşamları gözlerini kırpmadan yok ediyor. İnsan nasıl bir varlıktır ki, diğer insanın, canlının yaşamını bu kadar kolayca yok etmeyi düşünebiliyor?” diye soruyorum kendime. Yani sevgi, vicdan kanalları kapalı olmalı ki, kendilerini haklı çıkaracak bir bakış açısına sahip olup can alabiliyor bu insan görünümündeki karanlık yüzler.
Orada ölen, benim! Benim canım! Benim çocuğum onlar. Her biri… Hiçbir suçları yok. O kadar masumlar ki…
Anne, her evladını büyütmek için yıllarca emek veriyor, sevgisiyle besliyor, koruyor, gözetiyor, verebildiğince olanaklarıyla yaşama hazırlıyor, okutuyor. Adam olsunlar, dünyaya, yaşama faydalı insanlar olsunlar için, kendilerini bulsunlar, bilsinler için onca emek veriyor. İnsan, her bir insanla sevgi bağı, ilişkisi kuruyor. Seviyor… Sonra bir gün askere gitmek durumuyla karşı karşıya kalıyor. Milliyetçi asker kökenli ruhuyla vatanı savunmak, ülkemi korumak için eğitime gidiyor. Savaş bile olmayan, hain bir pusuda yaşamlarını yitiriyorlar onca gencecik yaşamlar.
Ta içimden çığlıklar yankılanıyor. Lavlar patlıyor. Depremler yaratacak kadar güçlü sarsıyor. Ağlamak o kadar az ki. Ağlamak hiçbir şey… Üç gün, beş gün yasla bitmez bu acı. Bu millet bunca acıyla yaşarken katılaştı, acıyla tekâmül etti. Çığlıklar atıyor her bir ana-babanın kalbi… Bitsin artık bu acı! Aydınlansın topraklarım ki bu acılar, yaşananlar boşa olmasın. Bir hiç uğruna ölmesin bunca masum, gencecik yavru. Her birinin akan kanı, toprağımın insanına ışık olsun, kalplerine fener insanlığın. İnsanoğlu, insan olsun artık!
Düşünün doğada başka hiçbir canlıda olmayan bir şey. İnsan dışındaki tüm yaşam, sevgi ve doğada aç kalmamak üzerine. Ama ya insan? İnsan adı altında ve görünümünde yaşayan bir takım karanlık, bilinçsiz güçler artık aydınlansınlar. Işığımızı onlara yansıtalım olanca gücüyle. Sevgi, vicdan kanallarına çalışalım, sevgi projektörleri olalım. Bitsin bu anlamsız yok ediş!
Sevgi dolu kalpler, dünyadaki tüm savaşları, yok edişleri durdurabilir. Yok edebilir kaosu, kargaşayı, açlığı. Ve o zaman toprak ana, başka bir güzellikle uyanır yeni güne. Yepyeni bir dünyaya doğar güneş o zaman. Herkesin mutlu olabileceği bir dünyayı, yaşamı yaratmak bu kadar zor mu insanoğluna? Tüm şu teknolojiyi yaratan insan beyni, herkesin kazanabileceği, mutlu yaşayabileceği bir dünyayı niye yaratamasın?
İnsan böylesine bir yaşamı yaratabilir!
İşte o zaman bu yok edilen yaşamlar, seçme şansı olmadan yaşamları ellerinden alınan bu Mehmetçik, mutlu yatacaktır vatanımın toprağında. Yoksa o zamana kadar hiçbir anne huzurlu uyuyamaz, her gece girer canıyla birlikte toprağın altındaki yatağına…
Hala uyuyanlar, uyanın artık! Sevgiye, güzelliğe uyanın…
Yazar: Hale Karaarslan ‖ Sayı 78 | 1 Mart 2012 00:00 UTC+2