Türkü söyler insanlar ve türküler insanları söyler. Ama bazen de olur ki, kendileri türkü olmuştur söyleyenler. Tüketimin teslim alamadığı; bırakın teslim almayı, yanına dahi yaklaşamadığı bir kale: Hüseyin Turan.
Şubat ayında müzikseverlerle buluşan son albümü ‘DOLU’ ile yine büyüleyici bir işe imza attı. Anadolu’nun dört yanından çok özel eserlerin yanı sıra; Fuzuli, Aziz Nesin, Neşet Ertaş renkleri ile bir kilim gibi dokuduğu son albümünü konuştuk. İzmir’i ve aşkı söyleşmeyi de unutmadık… Hüseyin Turan samimiyeti ile konuk oldu. Buyrun; ‘DOLU’ bir albümün selamı…
Ve yine yeni bir albüm! Her şeyden önce şunu sormalıyım: Albüme neden ‘DOLU’ ismini verdiniz?
Hüseyin Turan: Yeni albümün adını yaşadığım bir deneyimden esinlenerek ‘DOLU’ koydum. Albümün kartonetinde de bunu şiirsel olarak ifade etmeye çalıştım. Yani çok net anlamıyla aydınlanmak demek. Bir de Anadolu geleneğinde ‘doludan içmek’ kavramı vardır ki ‘ant içmek, ikrar vermek’ anlamındadır.
Albümdeki tüm eserler harikulade. Fakat özellikle bir eser çok ilgimi çekti. ‘Fuzuli Kantatası’nda bir başka büyü var…
Hüseyin Turan: Fuzuli Kantatası albümün imzası diyebileceğimiz eserlerden. Kantatlar genel olarak üç bölümlüdür. Biz iki bölümünü albüme sığdırabildik. Müziği, Azeri besteci Cihangir Cihangirov’a ait. Sözler önemli divan edebiyatı şairlerinden Fuzuli’ye ait. Her şeyden önce çok güzel bir eser. Sözler derin aşk duygusundan bahseder. Albümde açıklamalarını da yazdık. Gerçekten de büyülü bir eser.
[quote]Bu albümü dinleyenler gerçekten aydınlık ezgileri dinleyecekler.[/quote]
Albüm takdimindeki sözler insanı farklı iklimlere götürüyor ya da belki asıl iklimine döndürüyor kim bilir. Özellikle ‘Hiç duymadığın türküleri bilmek ve umuda selam göndermektir. Özgür kaç kez semah dönüp bulutlarda ve ağırlığınca yağmaktır özüne…’ diyen bir albümden, dinleyenler ne beklemeli?
Hüseyin Turan: Gökyüzünde bir dolu tanesi oluşurken ne kadar çok bulutların içinde dolaşırsa, o kadar katmanı olurmuş. Yani içini açtığınızda soğan gibi katmanları vardır. Bu nedenle de bu albümde dinlenen her ezgi dolu tanesine benzer bir süreç geçirmiştir. Bu anlamda duygusunun yüksek, emeğinin de katmanlı olduğunu düşündüğüm bir albüm oldu.
‘Aşk ruhun gıdasıdır.’ gibi genel bir yargı vardır. Fakat ben, ruhun başlı başına aşk olduğunu düşünürüm naçizane. Aynı şekilde müziğin de bu aşkın sırdaşı olduğuna inanırım. Katılır mısınız? Ya da size göre aşk, ruh ve müzik bütünlüğü nasıldır?
Hüseyin Turan: Ben de size tabi ki katılıyorum. Aşkın kendi içinde müthiş bir armonisi, ritmi ve çok yüksek bir duygusu olduğunu düşünüyorum. Ruhi Su ustanın da dediği gibi “Türkü söylemek benim için bir aşk halidir” sözü tam da bunu karşılayan bir duygu. Yani son tahlilde; müziğin olmadığı bir yer çölleşme tehlikesi taşır. En kötüsü de ruhun çölleşmesidir.
Albümde Trakya’dan Şarkışla’ya, Hatay’dan Kütahya’ya şimdiye kadar çok da duymadığımız çok nadide türküler var. Tabii bir Eskişehirli olarak, Eskişehir türküsü ‘Sultan Seccadesi’nden farklı bir haz aldığımı da itiraf etmeliyim. Lâkin yine ilgimi çekip düşündüren bir eser daha var: ‘Üçbin Yılına Selam’. Bu nasıl bir selam? Neler var bu selamda?
Hüseyin Turan: ‘Üçbin Yılına Selam’ albümde özel bir parça. Düzenlemeleri çok sancılı bir süreçten sonra oluştu. Eğer gezegenimiz üçbin yıllarını görürse Devran Baba’nın bu eseri çok hoş bir selam olacaktır. Tabii o zamanki teknoloji nerelerde olur, onu öngöremiyorum. Ben bu eserin sözlerinde “ölmeden evvel ölüm” mesajı olduğunu düşünüyorum.
Albümdeki eserleri müzikal açıdan incelediğimizde Türk Halk Müziği’nde belki son yıllarda kullanılmaya başlanılsa da, çok da yaygın olmayan enstrümanların eşlik ettiğini görüyoruz. Genç kuşakların türkülere bakışı da değişiyor. Siz, kullandığınız bu enstrümanların yeni nesilleri türkülerle tanıştırma ve mirasın taşınmasına katkısını nasıl görüyorsunuz?
Hüseyin Turan: ‘Dolu’ albümünde gerek kullanılan enstrümanlar gerekse icralar, halk müziğimizde yeni bir çıta yakaladığımızın göstergesi diye düşünüyorum. Genç kuşakların da bunu çok yadırgamayacağını hissediyorum. Zaten gelen tepkiler bu yönde. Zamanla daha iyi anlaşılacağını umuyorum. Umuyorum ki, gençler kültürlerine sahip çıkmak gibi bir sorumluluklarının olduğunu biliyorlar. Aksi halde tutunacakları sağlam bir kök olmayacaktır. Yani sözün özü iyi sunulan bir ürünü yediden yetmişe herkes içselleştirebilir diye düşünüyorum.
Hüseyin Turan: Albümün düzenlemelerini yine Mehmethan Dişbudak yaptı. Bununla birlikte katkısı olan başka arkadaşlar da oldu. Erdem Sökmen, İsmail Soyberk, Göksun Çavdar, Erol Parlak, Eyüp Hamiş, Zeynel Demir, İsmail Derker, Güray Hafiftaş gibi usta müzisyenler eşlik etti.
Tabii işin bir de ticari kısmı var. Son dönemde korsana karşı farkındalık ve hassasiyet biraz daha artmış gibi duruyor. Peki albümlerin dijital ortamda temin edilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Hüseyin Turan: Albüm satışları fiziki olarak gerilemiş durumda. Şu an dijital ortamda dinleyip indiren kişi sayısı bir hayli fazla. Korsan olayı da popülerliğini yitirmiş durumda. Ama yasal platformlardan dinlenmesi veya indirilmesi konusunda hiçbir sıkıntı olmadığını düşünüyorum.
Bu albümün prodüksiyonunu kendim üstlendiğim için fiziki olarak satılması konusunda dinleyenlerin hassasiyetine inanıyorum.
Ve İzmir’i sormak istiyorum. Kızınıza da ismini verdiğiniz bu şehir sizin için çok şey ifade ediyor olmalı. Neler dersiniz?
Hüseyin Turan: İzmir benim hiçbir şekilde kopamayacağım, çok sevdiğim bir şehir. Eşim ve ben İzmir kökenli olduğumuz için kızımızın ikinci adı da İzmir oldu. İzmir için ne diyebilirim ki; yaşamayan bilemez. Özel ve güzel bir şehir…
Bundan sonraki planlarınız neler? TV programı, konserler var mı yakın zamanda?
Hüseyin Turan: İstanbul’da çeşitli kültür merkezlerinde konserlerimiz devam ediyor. Albümün tanıtımıyla ilgili TV, radyo, röportaj vs. yoğunluk var. Baharda üniversite konserleriyle başlayıp, festivallerle devam edecek bir yaz programı olacak. Bu anlamda, Facebook ve huseyinturan.com sitesinden duyurular takip edilebilir.
Bu hoş söyleşi için teşekkürler Hüseyin Bey. Bizleri türkülerle yeniden buluşturduğunuz ve bu mirasın hizmetkarı olduğunuz için minnettarım.
Hüseyin Turan: Güzel duygularınız ve dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. Selam ve sevgilerimle…
***
Hüseyin Turan takdimde yer alan şiiri…
Dolu
Doludan içmek doldurmaktır doluyu.
En güzel ezgileri bülbüllerden dinlemek.
Doludan içmek,
yıldırımlardan yorgan yapıp aydınlanmak.
Doludan içmek,
hiç almadığın bir nefesi hissetmek.
Doludan içmek doğmaktır yeniden
Sabaha.
Hiç duymadığın türküleri bilmek ve
Umuda selam göndermektir
Kaç kez semah dönüp bulutlarda
Ağırlığınca yağmaktır özüne.