Kırmızı İnanç – Astroloji: Haziran 2012

Manyetik alan? Morfik rezonans? Kozmik bilinç? Akaşik kayıtlar? Biri veya diğeri hangisi olursa olsun, bilinçli bilinçsiz, yaşamış ve yaşayan tüm insanoğlu birbiriyle bütünleşik ve bilgi anda her yerde. Haziran ayı gökyüzü bilgisine gelince, yer gök kırmızının her tonuyla bezenmiş durumda.

haziran güneş patlaması

Öncelikle, renk ve kırmızı bilgilerimizi tazeleyelim, sonunda başlığın bilincimizde uyandırdıklarını bir kez daha düşünelim. Renk, ışığın değişik dalga boylarında, gözün retinasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılama, fizyolojik bir olaydır. Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ve bu renk tonu veya renk olarak adlandırılır. Psikolojik sistemde renk, beynimizde uyaran ve uyanan bir durumdur. Fizikte renk, titreşimdeki ışık dalgalarından ibarettir. En uzun dalga boyuna sahip olan kırmızı, canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Fiziksel olarak, ataklığı, canlılığı ve duygusal bağlamda bir işi sonuna kadar götürme azmi ve kararlılığını gösterir. İştah açar. O yüzden, dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı kullanır. Tansiyonu yükseltirken kan akışını hızlandırır. Boğaların kırmızıya saldırdığı sanılır, oysa boğalar renk körüdür. Kırmızıya değil, kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırır. Arenalarda kırmızı kullanılması boğalardan ziyade seyircileri heyecanlandırmak içindir. Yapılan deneysel çalışmalarda kırmızının, fiziksel performansı yükselttiği, zihinsel konsantrasyonu ve motivasyonu düşürdüğü gözlenmiştir. Astrolojide Koç burcu ve yönetici gezegeni Mars’ın rengidir.

Kırmızı, Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “Al, kırmızı renk” olarak geçer. Al’a baktığımızda ise “Kanın rengi, kızıl, kırmızı” olarak açıklandığını görürüz. Prof. Dr. Süreyya Ülker’in “Türkçe Renk Adları” araştırmalarında, kırmızıyla ilgili çok detaylı bilgilere ulaşabiliriz. Araştırmasında, Türkçe kızmak eylemliğinin türevi olan kızıl sözü dilimizde daha çok Arapça’dan bozma kırmızı adıyla anılan bir ana rengin adıdır, bu rengin Latince adları ruber ile rufus, Yunancası erythrostur, ölçünlü ayrıncı kan rengidir” gibi ayrıntılara yer vermiş. Hangi dilde söylenirse söylensin, kişilerde hangi düşünce uyanırsa uyansın, kırmızı dendiğinde bilinçler aynı renkte buluşur.


[quote] Doğadaki bitki, hayvan ve bir insanda morfik birimdir. Belirli bir guruba ait morfik birim, gelişim sürecinde kolektif bilgiye erişerek “morfik rezonans” oluşturur. [/quote]

haziran gülMorfik alan, ilk kez Dr. Rupert Sheldrake tarafından ortaya atılan bir terimdir. Bu, kendi karakteristik yapısını ve faaliyetini düzenleyen morfik birimin, kendinde ve etrafında oluşturduğu bir alandır. Bu alan; oluşumu ve davranış holonu benzer eylem ve düşüncelerdekiler ve tekrarlanabilir morfik birimler tarafından temellendirilir. Doğadaki bitki, hayvan ve bir insanda morfik birimdir. Belirli bir guruba ait morfik birim, gelişim sürecinde kolektif bilgiye erişerek “morfik rezonans” oluşturur. Sheldrake; morfik alan, doğanın bir tür alışkanlığıdır derken, hem organik (canlı) ve soyut (zihinsel) tüm formları, morfik alanların evrensel veritabanı olarak görüyor ve düşünce veya davranışla ilgili beyin faaliyeti modellerini de etkilediğine inanıyor. Herhangi bir şekilde paylaşılan bilgi, kolektif bilince kaydedilirken, fiziksel ömür boyunca yaşanan deneyimler ve anılar Akaşik kayıtlarla eşleşir. Hayvan ve insan davranışlarının organize alanları, sosyal ve kültürel sistemleri ve zihinsel aktivitelerin bütünü morfogenetik kabul edilir, diyor.

Platon’un, “Kendi yüksek realitelerinde var olup, daha az yetkin formlara modellik eden, ideal biçimler” görüşüne paralel sayılabilecek, Dr. Rupert Sheldrake’in ” Morfik Titreşim Teorisi”ne göre, “Bir olay tekrarlandığında morfik bir alan oluşur ve bu alanla kurulan rezonans olayın tekrarlanma olasılığını arttırır ve bir kez yayılmaya başladığında tüm uzay zamanda genişler”. Sheldrake, hayvanlarla sahipleri arasındaki telepatik ilişkiden yola çıkarak bu bağın son derece gizemli olduğunu, organizmalarda meydana gelen karakteristik ve belirgin biçimlerin bir tür holistik alan ya da güç tarafından kontrol edildiğini söyler.

haziran evren ses dalgalanmaları

Amerika’da 1991’de başlayan 12 yıl boyunca süren, “Rastgele bilinç üreticisi projesi”inde, makineler eşliğinde insanlar, dünyanın dört bir yanında 7/24 çalışıp, ilginç verilere ulaştılar.  Tek hedefte toplanabilen, küresel bilinç oluşturulabileceğini kanıtladılar. Etkileşim, morfik alanlarda gerçekleşiyordu. İnsanlar ve hayvanların birbirleri arasındaki etki, dikkat yoğunlaştırıldığında ortak alanda hissedilebiliyordu. Morfik alanlarla çevrili vücutlar, zihinler ortak etki alanını sahiplenip, düşünceleri bir zihinden diğerine uçurabiliyordu. Bu bağlamda düşünüldüğünde; kuşlar ve balıklar, Dünya’nın manyetik alanını kullanarak yönlerini tayin ediyorlarsa, insanlar da bu manyetik alanın içinde, beyinlerimizdeki elektrik de bu alanla bağlantıda ve zihinlerimiz manyetik alanı kullanmakta dediğimizde, manyetik alanda olan ve morfik rezonans oluşturan her şey birbiriyle etkileşimde sonucuna erişiriz.

Kırmızı inanç da bu erişimle başladı. İnsanoğlu, onunla önce yanardağ patlamalarında tanıştı. Kavgaya tutuştuğunda bedeninden akan sıvıdaydı. İki taşı birbirine sürttüğünde çakan kıvılcımdaydı. Bedeni ısındığında yüzündeydi. Saldırıda, savunmada kullandığı silahların ucundaydı ve gözünün algıladığı bu ışık dalgasına kırmızı adını verdi. Çağlardır herkes aynı Kırmızı inancında. Öyle ki, kırmızının her tonu, görmez ressamımız Eşref Armağan’ın eserlerinde. Gören insanlar gibi beyninin aynı noktasını kullanabildiği kanıtlanan ve görsel hafızaya sahip ender insanlardan biri nasıl oluyor da kırmızıyı biliyor?  Manyetik alan? Morfik rezonans? Kozmik bilinç? Akaşik kayıtlar? Biri veya diğeri hangisi olursa olsun, bilinçli bilinçsiz, yaşamış ve yaşayan tüm insanoğlu birbiriyle bütünleşik ve bilgi an her yerde. Haziran ayı gökyüzü bilgisine gelince, yer gök kırmızının her tonuyla bezenmiş durumda.

Haziran Ayı Gökyüzü Potansiyelleri

Dünya değişim yolunda hızla ilerlerken, insanoğlunun direnci kırılma noktasına ulaşmak üzere. Yılbaşında Mars’ın geri hareketiyle hızlanan süreç, Mayıs ayındaki zorlu enerjileri Haziran’dakilerle birleştiriyor. Madde ve para, yön değiştiriyor. 15 Mayıs’ta başlayıp, 27 Haziran’da bitecek ve Temmuz ortalarına kadar devam edecek olan, Boğa ve Terazi burçlarının yöneticisi Venüs’ün İkizler burcunda geri hareketinin gücünü, 20 Mayıs’ta yaşanan Güneş Tutulması arttırdı. Etki tüm dünyada ve bütün toplumsal alanlarda hissedilecek. Bu dönemde, iletişim, ulaşım, sosyal ve çalışma yaşamları, siyaset, hukuk ve ekonomik çalkantılar durulmayacak. Domino hareketinin önüne sertlikle geçilmeye çalışılsa da, son taş düşüp tablo tamamlanana kadar durdurulamayacak. Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi çöküşteki ekonomileri kurtaracak, savaş polemikleri yandaş bulamayacak. Diplomatik ataklar, hukuki ve adli olaylar artarken, banka ve borsa sistemleri, eğitim ve öğrenim alanları, dini yapılanmalarda gerilim tırmanacak ve bunlar sadece ülkemizde değil, tüm toplumlarda gözlenecek. Toplumların parçası olan her birey, burcu ne olursa olsun, deneyimlerden nasibini alacak. Gökyüzü konumları yeryüzündeki tüm burçlar içindir. Gökyüzü Körfez’de deprem işaret ediyorsa, şu burcu etkiler bu burcu etkilemez diyemeyiz. Van’da olduğu gibi, orda yaşayan tüm burçlar etkilenir. Bu bağlamda bakıldığında, Venüs geri sürecini herkes kendine göre yaşayacak. Kanunlar, ilişkiler, iletişimler, kontratlar, ortaklıklar, finans ve adaletle ilgili konular ön plana çıkacak. Eski hesaplaşmalar, geçmişteki aşklar, ihanetler, acı verici karmik ilişkiler hatırlanırken, uyanan dişi formla birlikte, kırık kalp sendromu tetiklenecek. Bu yaz, estetik ve güzellikle ilgili operasyonlara dikkat, çok gerekmeyen ameliyatlar ertelenmeli.

haziran evren zaman bükülme

4 Haziran

10 Kasım’a kadar sürecek Neptün geri hareketi başlarken, Parçalı Ay Tutulması yaşanacak. Yay burcundaki tutulma, Pasifik üzerinde olacak ve ülkemizden izlenemeyecekse de, halkımız üzerinde kalıcı etkisi olacak. Meclis haritasına baktığımızda, topraklarımız üstünde planlanmış çirkin emellerin bir kez daha gün yüzüne çıktığını ve tepkilerin büyüdüğünü görebiliriz. Deprem riskiyle birlikte toplumsal sağlık, yasalar ve yaşamsal sıkıntılar ön plana çıkabilir. Kasım’a kadar geri gidecek olan Neptün, aydınlanma sürecini hızlandıracak, ruhsal büyümeyi, içselleşmeleri, farkındalıkları arttıracak. Tam bir rüyalar gerçek olsa dönemi. Yaşamın her alanına yaratıcılık, sanatsal bakış açısı yeni bir soluk getirecek. Bugünkü zorlu enerjiler, iletişim sistemlerinde kilitlenme, trafikte olumsuzluklar yaşatırken, kızgınlık ve öfke duygularını öne çıkartabilir.,

[quote]Venüs dendiğinde akla sevgi, güzellik ve kadınla ilgili çağrışımlar gelir. Gerçekte Venüs, insanlığın, kişiliğin dişil yönünü vurgular.[/quote]

Venüs Geçişi’nin astrolojik etkileri

5 – 6 Haziran

Her yüzyıl 8 yıl arayla iki kez gerçekleşen, “Venüs Geçişi” denilen, ekliptik yörünge düzleminde Dünya ile Venüs’ün birbirine en yakın konumlarından biri daha gözlenecek. Bu bir çeşit Venüs tutulmasıdır. Neticede Venüs, Güneş’le Dünya arasına girecek. 5 Haziran gece geç saatlerde başlayacak geçiş, Türkiye saati ile 6 Haziran sabahı 07.50de sona erecek. İşte size özel bir sayı dizilimi, 06.06.06, aşk, sevgi ve güzel dilekleri dile getirebileceğiniz en uygun zaman diyebilirim. Gözlem için nerede yaşıyorsanız tan yeri ağarırken doğu ufkunda Venüs’ü izleme şansınız var. Güneş yükseldiğinde gözlerinizi korumanız, Güneş’e doğrudan bakmamanız sağlık açısından zorunlu. Bundan sonraki ilk geçiş 21.yüzyılda 11.12.2117’de. Venüs dendiğinde akla sevgi, güzellik ve kadınla ilgili çağrışımlar gelir. Gerçekte Venüs, insanlığın, kişiliğin dişil yönünü vurgular. O hepimizin içinde var olan ilahi dişil ve yaratıcı güçtür. Fiziksel olarak ta böyle kadında cinsiyet kromozonları XX, erkekte ise XYdir. Yaşanmış Venüs geçişlerinde olduğu gibi, bu son geçişte de tanrısal feminen yanımız harekete geçiyor.


haziran güneş tutulması

7 Haziran

Merkür gezegeni Yengeç burcunda gezinmeye başlıyor. 27 Haziran’a kadar diller duygu söyleyecek. Sezgilerin güçleneceği, yaratıcı zekânın duygusal akılla birleştiği süreç iyi değerlendirilmeli. Tartışmalardan ve baskılardan uzak, kalıcı duygusal bağlar oluşturulabilir. Vatan millet Sakarya söylemleri artabilir. Derin diplomasi, halkın duygusal tepkilerini açığa çıkarabilir. Kapı arkası söylemler, dedikodular artabilir.

11 Haziran

Yoğun enerjiler. Bugün Jüpiter gezegeni, 27 Haziran 2013e kadar kalacağı İkizler burcuna giriyor. Değişim ve hareketlilik getiren Uranüs Plüton karşıtlığını, Mars olumsuzca tetikliyor. Yetmezmiş gibi, Şiron Balık burcunda geri hareketine başlıyor. Aralık ayına kadar, maddi manevi tüm hayatımızı etkileyecek, tüm dünyada hissedilecek güçlü enerjilerle, olmazsa olmazlarımızı değiştirmeye zorlanacağız. İkizlerdeki Jüpiter bir yıl boyunca, din felsefe inanç konularının tartışılmasına, yeni ve orijinal açılımlara, konuşulmayanların açıkça tartışılabilmesine, kimi zaman şiddetli atışmalara, büyük diplomatik krizlere neden olacak etkilere sahip. Bu gün yaşanan gökyüzü konumu ise, nasıl bir sürece girdiğimizin işaretini taşıyor. Beklenmeyen haberlere şaşırırken, şiddet, ateş ve öfkenin açığa çıkmasını engellemek zor olacağa benziyor. Geçmişte yaşanmış toplumsal travmaların tekrarlanmaması için dikkatli olunması gerekebilir.

20 Haziran

22 Temmuz’a kadar “Duygu Benim” diyen Yengeç Burcu dönemini yaşayacağız. Kuzey yarıkürede Yaz Gündönümü. Güneş, 22 Temmuz’a kadar Yengeç burcunda. Kuçık, Seretan, Keşef ve Cancer gibi isimleri de olan burç, Eski Mısır’da bok böceği, Yunan’da ise kaplumbağayla sembolize edilirdi. Şimdilerde yengeç ve Ay’la simgeleştirilip, sonsuzluk işaretine benzer bir sembol kullanılmakta.

Bu ay, duygularımızla yüzleşeceğiz. Burcun yöneticisi, karanlıkları aydınlatan, ışık olan Ay, duygularımıza hükmedecek. Değişik duygu formlarını deneyimleyeceğiz. Gelgitlerle suları hareketlendiren Ay, hepimizde farklılıklara neden olur. Bu ay küçük bir Ay Oyunu oynayın. Ay’ın evrelerini kullanın. Yeniay’da başlayın, ilerlemenizi İlk dördünde görün, Dolunay gelişmeyi gösterecektir, sonucu Sondördünde alırsınız. Uyumu yakalamak, farkındalıkları geliştirmek için, ister bu ay isterseniz başka bir ay deneyebilirsiniz. Hangi burçtan olursanız olun bunu kullanabilirsiniz.

19 Haziran’daki Yeniay’la, yeni bir şeye başlanabilir. Anneliğin burcunda, bebeğiniz gibi bakıp besleyeceğiniz, büyüteceğiniz, bir ilişki, bir proje, bir iş, bir kitap veya diyet olabilir. Özellikle yeni bir şey yapın ve takipçisi olun. 27 Haziran, ilk dördüne kadar gelişmeleri izleyin, ve onu güçlendirmeye çalışın. 3 Temmuz’daki Dolunay, dönüşüm ve olgunlaşma dönemi, 11 Temmuz Son dördün’e kadar eksiklikler, aksaklıklar, yerine oturur. 19 Temmuz Yeni Ay’la, sonuç için en önemli bilgi elinizde olur, farklı bir açılım ve ivmeyle yeni bir döngü başlar. Ay’ın evrelerinin tümünü Ocak sayısında bulabilirsiniz.

Duygularımızla, içgüdülerimizle bağlantıda olan Ay, bilinçaltımızın karanlık yönlerini aydınlatır. Orda ne varsa su yüzüne çıkartır. Dolunay dönemlerindeki kurt adam ve drakula efsanelerinin temelinde yatan budur. Dişil enerji ve benin karanlık tarafı birleştiğinde ve koru ya da  korun ikileminde kalındığında, Yengeç duygularıyla çıkış bulacaktır. Sert kabuğun altındaki yumuşacık kalp, karşıdakini anlamaya, yansımaya ve yansıtmaya yardımcı olacaktır. Değişken yapı, kimi zaman kendini duygu patlamalarıyla gösterecektir. Ay, değişik hallerde görünse de gerçekte hiç değişmez. Yengeç’te böyledir. Duygusal dalgalanmalarına karşın hep aynı insandır. Derin duygularla enerjileri absorbe edip, dikkatli bir empati kurar. Sevgi dolu, sıcacık bir anne kucağı gibi sarıp sarmalar. Bazen çok sıktığının farkına bile varmaz. Emniyet duyguları ağır bastığında, dışa kapanıp, içe dönse de tedbirli hareketlerle büyük mesafeler alabilir. Tedbiri son derece abartıp, karamsarlık denizinde de boğulabilir.

Hayallerin harekete geçtiği, sezgilerin güçlendiği, algıların açıldığı bu dönemde, mistik yolculuklar, öngörüler, ruhsallık ve şifacılık artabilir. Ancak bilinçaltındaki gizli yaratıcılığı, açığa çıkarmakta zorlanılabilir. Anılar, geçmişle bağlantılı hatıralar canlanıp, rüyalar renklenebilir. Köklere, aileye, anneye ilgi artabilir. Evcil duygular ve yurtseverlik güçlenebilir. Misafirlikler, ev ziyaretleri, ziyafetler artabilir. Duyarlılık yalnızca insanlarla sınırlı kalmaz. Doğaya, özellikle suya bağlılık ve yaşamın sürekliliği üzerine odaklanılır. Tüm öncü burçlarda olduğu gibi, su burçlarının ilki Yengeç’te,  bağımsızlık ve liderlik yeteneklerini ortaya koymaya çalışır. Hissediyorum ve biliyorum der. Yumuşak, duygulu, çalışanlarını besleyen ve destekleyen bir lider olabilir.

Yengecin en önemli özelliği affediciliğidir. Merhametli bakışları, şefkatli sözleriyle koşulsuz sevgi gösterebilir. Sevgisini söylemek yerine hissettirmeyi tercih eder. Duygusal desteğe önem verir. Kendine ihtiyaç duyulmasına ihtiyacı vardır. Her şeyini cömertçe paylaşabilir ama bunu akıllıca yapar. Verirken mutlaka kendi güvencesi için bir kenara ayırdığı vardır ve onu çok güzel saklar. Kalın kabuğu sır saklamaya çok elverişlidir. Ondan gizlenecek sırda pek yoktur.

[quote] Yengeçlerin Ay’dan aldıkları anlaşılmaz bir göze çarpma yetenekleri vardır, üstelik bunun için uğraşmazlar. [/quote]

Yengeç, yaşamının yarısını toprakta (kumda) yarısını da denizde geçirir. Bu nedenle, bir ay boyunca suyla bağlantımız gözle görülür şekilde artabilir. Deniz yolculukları, göl kenarlarında, sahillerde piknik çoklukla yapılabileceklerden. Parlak sarı, gümüş pırıltıları yaşama ışıltı ve güç katabilir. Süreçte, hislere ve duygulara odaklanmalı, göğüs kafesine gelebilecek darbelerden sakınmalı, iç organlara ve kadınlarda rahme dikkat edilmeli. Kalbe giden yol mideden geçer sözü Yengeç’e çok uyar, ama yemeği abartmak ve sıkıntılı anlarda yemeğe saldırmak rahatsızlıkları başlatır.

24 Haziran

Tüm öncü burçlar, Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak gökyüzünün dört bir köşesini tutmuş durumdalar. Astrolojik olarak büyük kare denilen oluşum, Dünya’nın ve insanlığın yeni bir manifestoyla karşılaşacağını işaret ediyor. Yaşanabilecek kaos, hassas dengelerin bozulmasına, incelmiş iplerin kopmasına neden olurken, büyük fırsatlar ve yeni olanaklar açığa çıkaracak. Tüm dünyada madde yer ve el değiştirebilir.

27 Haziran


Merkür Aslan Burcunda. 17 Eylül’e kadar, idealist ve romantik duyguların yanı sıra otoriter yaklaşımlar ve abartılı davranışlar arasında gidip gelmeler yaşanacak. Sanatsal yetenekler açığa çıkarken, ilgi alanlarında öne çıkmak, dikkat çekmek için çalışmalar yapılabilir.


Ümit Çilingiroğlu
1989 yılında Astroloji ile ilgilenmeye başlayan Ümit Çilingiroğlu, 2000 - 2004 yılları arasında Yasemin Boran’dan astroloji dersleri alarak ileri astroloji sertifikasını aldı. 2005 yılında İndigo Dergisi'nde astroloji ve felsefe yazıları yazmaya başlayan Çilingiroğlu, odak olarak "Astroid Astrolojisi" ve "Politik Astroloji" üzerinde çalıştı. Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde (CKM) temel seviyede Modern Astroloji dersleri verdi. Çeşitli TV programlarında astrolojinin gerçekleri hakkında bilgilendirmeler yaptı. (Ümit Çilingiroğlu 24 Mayıs 2018 tarihinde hayata veda etmiştir.)