Dizi Setlerinde Kaybolan Çocukluklar

Altına girdikleri yükün ağırlığının farkında değildir ki bu çocuklar. Yaptıkları iş onlara oyun gibi gelse de, çalışan küçük insanlardır onlar. Okul, dizi setleri ve ev arasında zıplayan pin pon topu gibidirler. Fakat onların ne olursa olsun her şeyden önce birer çocuk oldukları gerçeği sahne ışıltıların içinde unutulur gider.

dizi izle

Bir bebek doğduğunda ilk ve tek sosyal çevresi annesidir. Sonradan baba dahil olur bebeğin küçücük dünyasına. Daha sonra aynı evi paylaştığı kardeşler, yakın akrabalar, komşu teyzeler, komşu çocukları, mahalle arkadaşları eklenir. Okul serüveni başladığında ise öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla sosyal çevre genişler. Çocuk büyüdükçe yaşıyla orantılı olarak sosyal çevresi de büyür.

Sağlıklı bir gelişim söz konusu ise yani çocukluk döneminde psikolojik gelişimi sekteye uğratacak travmatik bir olay yaşanmamışsa, özgüven ve paylaşım duyguları da sosyal çevreyle doğru orantılı olarak adım adım, sindirerek büyür, dengelenir.


[quote]

Psikolojik gelişimi engelleyecek travmatik olaylar dediğimiz zaman aklımıza ilk olarak aile fertlerinin yitirilmesi, psikolojik veya fiziksel şiddet, anne babanın ayrılması, maddi zorluklar… vb gibi olumsuz şeyler gelir.

Peki dizi setlerinin ışıltıları içinde çocukluklarını unutan çocukları hiç düşündünüz mü?

[/quote]

Sosyal çevreleri, aileleri ve arkadaşları ile sınırlı olması gerekirken, milyonların karşısında bulurlar kendilerini. Başlangıçta çok keyifli bir durumdur bu. Herkes onları tanır, sokakta yürürken etrafını hayranları sarar. Okulda popüler olmanın verdiği gurur da başka tabi ki. İlgi doruk noktadadır. Ego tavan yapmıştır.

dizi izleÇocuklar için keyifli olduğu gibi, aileler için de ego poh pohlayıcı bir durumdur bu. Dizi oyuncusu popüler bir çocuğun annesi, babası, yakınları olmak çok özel bir duygudur. Ve bunu her seferinde dile getirip, çocuğa deyim yerindeyse gaz vermeyi de ihmal etmezler. Fakat davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş. Zaman ilerledikçe çocuklar için uygun olmayan çalışma koşulları, erken gelen şöhretin çocukların psikolojisine olumsuz yansımaları, hem ailelerin hem de çocukların sırtında kambur olmaya başlar. Ne var ki sözleşme bitene kadar ya da aileler çocukların psikolojik sağlığını, şöhrete tercih edene kadar bu kamburla yaşamaya mahkum olurlar. Çoğu zaman sırtlarındaki kamburun farkında bile olmadan yaşarlar ve çocuklarını da yaşatırlar.

Altına girdikleri yükün ağırlığının farkında değildir ki bu çocuklar. Yaptıkları iş onlara oyun gibi gelse de, çalışan küçük insanlardır onlar. Okul, dizi setleri ve ev arasında zıplayan pin pon topu gibidirler. Fakat onların ne olursa olsun her şeyden önce birer Çocuk oldukları gerçeği sahne ışıltıların içinde unutulur gider.

Unicef (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu), ÇSGB (T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) ve ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)’nün ortak çalışmasıyla yürütülen Sanatsal ve Kültürel Aktivitilerde Çalışan Çocuklar Pilot Araştırma Projesi kapsamında yapılan araştırma sonucunda oluşturulan raporun verilerinin bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum:

Dizi setlerine yapılan ziyaretlere ilişkin bulgular

dizi izleÇocukların çalışma koşullarını gözlemlemek ve görüşmelerin bir kısmını (1 çocuk oyuncu ve 1 anne, 1 yetişkin oyuncu ve yönetmen yardımcısı) gerçekleştirmek üzere 5 yıldır yayınlanan dizi filminin oyuncuları arasında dizide büyüyüp ergenliğe varan çocuk oyuncular olduğu dikkate alınarak, çalışma koşullarının izlemek için çekim ziyareti yapılmıştır. Yönetmen yardımcısı, yetişkin oyuncu, çocuk oyuncular (3 adet) ve bir çocuk oyuncu annesi ile görüşme yapılırken çekim süreci izlenmiştir.

Set ziyaretine ilişkin bulgulara baktığımızda, çekimin kapalı bir mekan çekimi olduğu görülmüş,o nedenle yapımcı şirketin merkezinde gerçekleştirilmiştir. Binada çekim için özel mekanlar olduğu gibi kantin, bodrum kat gibi ortamlar da çekim alanına dönüştürülmüştür. Çekim öncesinde çocukların beklerken zaman geçirmeleri için özel mekanların olmadığı gözlenmiştir. Gözlenen sahne çekimi bodrum katta bir odada gerçekleştirilmiştir. Çekim dışarıda yapıldığında, çocukların dış çekimlere de gittiği ve çekim aralarında arabalarda beklediği belirtilmiştir.

Çekim öncesi çocukların saat 14.00 den 19.00’a kadar çekimi beklediği gözlenmiştir. Çekimin bu kadar geç saatte başlaması çok normal karşılanırken, sette çekimi bekleyen üç çocuk oyuncunun sıkıldığı, oyalanmaları için herhangi bir olanaklarının, onlarla ilgilenen her hangi bir kişinin olmadığı gözlemlenmiştir.

Çekim sırası geldiğinde yapım ekibi çalışanı çocukları alıp bodrum kata indirmiştir. Çocuk oyuncular çekim sıralarını çekim yapılan odanın dışında koridorda beklemişlerdir. Koridorun penceresiz ve havasız olduğu gözlenmiştir. Koridorda sadece bir tane bank ve sehpanın üzerinde çay makinesi bulunmaktadır. Çocuk oyuncular yetişkinlerle birlikte sıralarını beklemişler, çay makinesinden çay alıp içmişlerdir. Koridorda sigara içildiği gözlenmiştir. Çok fazla kişi olduğu için çocuk oyuncular sıralarını ayakta beklemişlerdir. Çekim yapılan oda penceresiz ve havasız bir odadır. İçeride yoğun sigara dumanı olduğu gözlenmiştir. Çekim sonrası teknik ekip ve çocuklar aynı servisi kullandıkları için evlerine gidebilmek için birbirlerini beklemişlerdir.

Çocukların genel olarak:

• Çalışma saatlerinin uzun ve düzensiz olmasından

• Okul saatlerine denk gelmesinden

• Kendilerine ders çalışmak gibi etkinlikler için uygun ortamların sunulmamasından şikayetçi oldukları görüşmüştür.

Annelerin genel olarak:


• Çocukların çalışma saatlerinin çok ve düzensiz olmasından

• Çalışılan şirkete göre koşulların değişiklik gösterdiğinden

• Okul saatleri içindeki çekimlerin çocukların eğitim süreçlerine zarar verdiğinden

• Özelikle ajanslara bağlı olarak çalışan çocukların tüm haklarının ajansta olmasının bir adaletsizlik olduğundan şikayet etmişlerdir.

Çocuk Gelişim Uzmanları ile Görüşme Bulguları:

• Uzmanların tümü çocuk haklarının istismar edildiğini,

• Çocuklara verilen bazı rollerin, filmdeki ve dizideki konunun, gidişatın ve senaryo metninin, çocukların gelişim düzeylerine uygun olmadığını

• Bazı dizi ya da filmlerde senaryo ile bağlantılı olmayan gereğinden fazla çocuk oyuncunun kullanıldığını

• Uzun süren çekimlerin yanı sıra gece çekimlerinin olabildiğini, yoğun çalışma temposunun çocukların eğitim yaşantılarını, sağlıklarını ve sosyal yaşantılarını aksatabileceğini belirtmişlerdir.

Sonuç Olarak 

dizi izleYapılan görüşmeler sonucu elde edilen bilgiler ışığında çocuk oyunculuğunun, çocuğun psiko-sosyal ve akademik yaşamına hem olumlu hem olumsuz etkilerinin olabileceği görülmektedir. Çocuk oyunculuğunun çocuk ve aile hakları, çocuk oyuncuların çalışma koşulları ve gelişim özellikleri göz önüne alınarak oyunculuk yapmaları, bu bağlamda olumlu etkiler yaratabilecekken, bunların göz ardı edilmesi psiko sosyal ve akademik gelişimleri üzerinde oldukça olumsuz etkiler yaratabilecektir.

Bu proje kapsamında yetişkin oyuncularla görüşme, eski çocuk oyuncularla görüşme, Kast ajans temsilcileri ile görüşme, yönetmen ve yapımcılarla görüşme, sendika ve meslek birlikleri ile görüşme, resmi kurum temsilcileriyle görüşme, çocuk oyuncularla ve anneleriyle görüşme, çocuk gelişim uzmanlarıyla görüşme ve bizzat setlerdeki koşulları gözlemleme sonucunda yapılan durum analizlerinin bir kısmını sizlerle paylaşmaya çalıştım.

Filmler, diziler ve reklamlar televizyon yayıncılık sektörünün ve çocuk oyuncular da bu sektörün olmazsa olmazları ise, bu çocukların erken yaşta çalışma hayatına girmenin dezavantajlarını mümkün olduğunca az hissetmeleri için yasal önlemler alınmalı. Bu sektörde çalışan herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Onların çocuk olduklarını unutmadan ve unutturmadan çalışma koşullarını ve saatlerini düzenlemeli. Setlerde oyuncu çocuklara rolünü öğreten oyuncu koçlarının dışında, psikolojik durumlarını kontrol edecek bir çocuk psikoloğunun bulunması sağlanmalı.

[quote]

Anneler ve babalar çocukları adına attıkları imzanın ağırlığını baştan hissetmeli ve çok çok iyi düşünerek, koşulları analiz ederek karar vermeliler.

Ancak tüm bu koşullar sağlanırsa, çocuk oyuncularımız sahne ışıkları altında çocukluklarını soldurmadan parlayabilirler. 

[/quote]


Paylaştıkları değerli bilgiler için ve destekleri için Unicef proje yöneticisi Sayın Belün Ünlütürk’e ve Unicef basın sorumlusu Sayın Sema Hosta’ya çok teşekkür ediyorum.


Özgül Süsler
Falanca yılın, filanca ayının, bilmem kaçıncı gününde doğmuşum. Kutu kutu pense, yakan top ve misket oynamışım. Komşuların zilini çalıp kaçmışım. Balkondan sarkan komşu teyze “kimdi o? “ diye sorunca, “Bilmem” demişim...