Özgürlük düşüncede başlar ve düşünceden özgürce hayata yansır

Vazgeçemem sandığım birçok şeyden sırası geldiğinde, eninde sonunda vazgeçtim. Anladım ki insan; sınırlarından, sınırlı düşüncelerinden ve bağlandığı yüklerden arınarak özgürce yürüyebiliyor yaşam yolunda.

Özgürlük düşüncede başlar ve düşünceden özgürce hayata yansır

Sıkı sıkıya bağlandığımız her ne varsa aslında ayak bağı oluyordu, ilerlememize ve özgürlüğümüze engel olan. Yaşam, karşımıza çıkarttığı insanlar ve deneyimlerle eninde sonunda yüzümüze vuruyordu tutunduklarımızı, dirençlerimizi, zaaflarımızı… Hayat, bazen oyunlarını üzerimize salarak, bizi zayıf anımızda yakalayıp en zayıf yerden vuruyordu ve böylece ters köşeye yatırıyordu adeta.

En sevdiğimiz ve önem verdiğimiz kişiler geliyordu bazen üstümüze üstümüze… “Hani, başkası dese bunları hiç umursamazdım ama o…” dediğimiz türden, en sevdiklerimiz, en acıtıcı cümleleriyle çıkıyordu zaman zaman karşımıza, tutunduklarımızdan bizi vazgeçirmek adına yaşamın onlara verdiği rolü oynuyorlardı layıkıyla.


Hayatta hep o istediğimiz kişi ya da arzuladığımız şey gelmiyor başımıza. O, beklenen şeyle her zaman yollar kesişmiyor ne yazık ki. Κimi zaman o kadar istiyoruz ki birini, bir şeyi; onsuz olmaz deyip, inatla beklemeye devam ediyoruz. Ne kadar istersek isteyelim, bir şeyi çok beklemek -gelmesinden içten içe umudumuzu kessek bile, hala son bir çabayla istemek azap oluyor insana. “Bu kadar sevdiğim bir şey nasıl oluyor da, bu kadar acı verebiliyor bana?” diye kendi kendimize düşünüyorduk sonrasında.

Vazgeçmek ile istemek arasında gidip gelen o duygu, tıpkı bir uyuşturucu etkisi yaratabiliyor insan üzerinde; düşündükçe daha çok doza dönüşen ve kişiyi daha çok etkisi altına alan. Birinin ya da bir şeyin yokluğu düşüncesi; onu tamamen aklımızdan, hayatımızdan çıkartma fikrinin kıyısında dolaşıp durmak ve bu fikrin yarattığı o adrenalin! Ardından gelmesi muhtemel, “acaba ben ona mı bağlıyım gerçekten? Yoksa sadece bir bağımlı mıyım, bağımlılığa bağımlı olan?” düşünceleri…


Özgürlük Düşüncede Başlar ve Düşünceden Özgürce Hayata Yansır

Bu kaos ortamında, koşullu ve sınırlandırıcı düşünce kalıplarıyla düşündükçe insanın kafası iyice karışır. Ve bir noktadan sonra her bir düşünce, insanın aklına yatmaya başlar. ‘A’yı düşünsen, ‘A’ mantıklı gelir. ‘Z’yi düşünsen, tam tersi mantıklı gelmeye başlar ve sana; “Neden olmasın?” dedirtir.

Böyle zamanlarda kişi, işin içinden çıkamayabilir ve yanlış bir düşünceye takılıp, bu düşüncenin ardından gidebilir. İşte bu zamanlar, bağımlı düşüncelerin etkisinde, insanın idrakinden uzaklaştığı zamanlardır. Bu durumdayken en sağlıklısı, olayları kendi akışına bırakıp, çok fazla düşünmeden, içinde bulunulan duygulardan bir adım geri atarak bu çemberin dışına çıkmak ve olaya biraz da dışarıdan, objektif bir şekilde bakabilmektir.


Takıntılı bir şekilde bağımlısı olduğumuz her bir düşünce bizi yerimizde saydırarak, ileri gitmemizi engelleyecektir. Zaman zaman bulunduğumuz noktada kendimizi sorgulayıp; ‘gerçekten özgür müyüm ve yolumda özgürce ilerleyebiliyor muyum?’ diye kendi kendimize sormak, bizi kendi içimizdeki yanılsamalardan koruyacaktır. Gerçek özgürlük; her şeyden bağımsız bir şekilde düşüncelerde yeşerdiği zaman, ancak hayatımıza yansıyabilir.

İnsanların Kişisel Genetik Bilgilerine Erişimi


Figen Karaaslan
İstanbul’da doğdu ve İzmir’de büyüdü… Mersin Üniversitesi Seyahat İşletmeciliği, Yakındoğu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık mezunu. İletişim Fakültesi’ni bitirdikten sonra reklam ajanslarında, birçok büyük firma için reklam kampanyaları hazırladı, reklam ve metin yazarlığı yaptı. Bir bilişim firmasında Editörlük yapıyor. Seyahat etmeyi, insanı içsel yolculuklara taşıdığını düşündüğü için seviyor. Bu sebeple fırsat buldukça bir seyyah gibi yolculuk yaparak; gördüklerini ve yaşadıklarını kendi sitesi; Seyyahca'da (www.seyyahca.com) yazarak, insanlarla paylaşmaktan keyif alıyor. Modern dans ve Latin danslarının yanı sıra Psikoloji ve Yaşam Koçluğu eğitimlerine katıldı. Almış olduğu bilgileri, şimdi diğer insanlarla paylaşıyor ve Yaşam Koçluğu eğitimleri veriyor. Doğada olmayı, tarihi yerleri gezmeyi, yolculuk yapmayı, okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı, denizi, dansı ve dil öğrenmeyi seviyor. Hayatın, paylaşarak güzelleşeceğini ve anlam kazanacağını düşünüyor.