Başarının ipi: Doğru zaman doğru yer doğru insan

Evrenin başarı ipinde atlayabilmek için ipin ahengine uyum sağlayabilmemiz gerekir. “Doğru zaman, doğru yer, doğru insan” şeklinde özetlenebilecek bu ahengi kendi lehimize çevirmek mümkündür. Peki nasıl?

Başarının ipi: Doğru zaman doğru yer doğru insan

İki yıl sonraki ortalama gelirinizi merak ediyorsanız eğer, şu andaki en yakın beş arkadaşınızın gelirlerinin ortalamasını hesaplayın, iki yıl sonraki geliriniz o olacaktır.

Nedense dünyada bazı insanlar çok başarılı olurken bazıları başarısızlık denizinde yüzmekten ömrünün sonuna kadar kurtulamıyor. Hayatı başarısızlıklarla dolu kişilerin başarıyı tatmaları için pek çok kitap yayınlanıyor ve bu kitaplar yok satıyor.


Başarısız kişiler bu kitapları okuduktan sonra daha başarılı oluyorlar mı bilmiyorum ama bu kitapların yazarları son derece yüksek tirajlarla çok zengin olup diğer başarılı insanların arasına karışıyor. Dünyadaki kişisel gelişim ve başarı kitaplarının babası benim bildiğim kadarıyla Dale Carnegie dir.

Kendisi Amerika’da fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak 1888 yılında dünyaya geldi. Kolej eğitimini tamamladıktan sonra satış alanında çalışmalar yapmış ve çok kısa sürede yönetici pozisyonuna gelmiştir. Daha sonra yöneticilik kariyerini yarıda bırakarak kişisel gelişim ve satış pazarlama eğitimleri düzenlemiş, kişisel gelişim üzerine kitaplar yazmış, bu kitaplar tüm dünyada milyonlarca satmış ve satmaya da hala devam etmektedir.

Carnegi kitaplarından elde ettiği gelirle Carnegie Vakfı’nı kurmuştur. 1956’da öldüğünde arkasında dünyanın en büyük vakıflarından birini bıraktı. Milyar dolarlık bütçeye sahip bu vakıf hala faaliyetlerini sürdürmektedir.

Benimse Dale Carnegie kitaplarıyla ilk tanışmam lise yıllarında oldu. Teoride çok güzel ama uygulaması çok zor olan satış pazarlama teknikleriyle dolu bu kitabı okuduktan sonra hayatımda pek fazla bir şey değişmedi maalesef ama kişisel gelişime olan merakım azalmadan devam etti.

Bu süre zarfında başarılı insanların profillerini inceledikçe hiçbirinin aynı yöntemi kullanmadığını, aslında hepsinin biribirinden farklı tarzları olduğunu gördüm. Öyleyse matematiksel olarak sabit bir başarı formülünden söz etmek mümkün değildi. Peki öyleyse neydi bu insanların ortak noktaları?

Başarının sonsuz sayıda yolu var. Ve sonsuz sayıda farklı özellikte insan farklı alanlarda başarılı olabiliyor. Başarının zeka ve sosyal çevre sayesinde olduğunu nispeten kabul edebiliriz. Ama tamamen bundan ibaret olduğunu da söyleyemeyiz. Zeka ve sosyal çevre yardımcı faktörlerdir. Öyleyse başarının sırrı nedir?


Başarının ipi: Doğru zaman doğru yer doğru insan

Evrenin başarı ipi… 

Başarıyı bir ipe, başarılı insanları da ip atlayan çocuklara benzetirsek eğer, burada başarının frekansı ipin dönme hızıdır. İp atlayanlar kervanında ayağı , kafası ipe takılmadan atlayabilen kişi başarılı kişidir. İpe takılmamak için başarının ahengine uyum sağlayabilmek gerekir.

İpin dönme hızına yani başarının frekansına uyum sağlıyorsanız eğer bunu nasıl yaptığınızın bir önemi kalmıyor. Siz çok yükseğe zıplıyor olabilirsiniz, nefesiniz çok kuvvetli olabilir, çok çevik ve atik de olabilirsiniz. Ama eğer dönmekte olan ipin arasına yanlış bir zamanlamayla girerseniz o ip ayağınıza, kafanıza dolanır.

Hiç atlamamış olmayı bile dileyebilirsiniz. Evrenin başarı ipinde atlayabilmek için ipin ahengine uyum sağlayabilmemiz gerekir. “Doğru zaman, doğru yer, doğru insan” şeklinde özetlenebilecek bu ahengi kendi lehimize çevirmek mümkündür. Peki nasıl?

Öncelikle başarı eyleminin bilmekten ziyade bir hissediş olduğunu farketmeliyiz. Evrenin tılsımlı ipinde takılmadan atlayabilmemiz için göremediğimiz bu ipi hissedebilmeliyiz. Her başarısızlığın ardından kaldığımız yerden değil de sıfırdan başlamak daha doğru olur.

Çünkü kaldığımız yerdeki frekansımız hala aynıdır. Mevcut frekansla “şanslı” ve başarılı insanlar arasına girmemizin mümkün olmadığını zaten gördük. Öyleyse frekansımızı değiştirmemiz gerekiyor. Bunun için mesleğimizi, ailemizi değiştirmemiz gerekmiyor belki ama o kadar köklü olmasa da madem ki doğru mekan, zaman ve insan dedik öyleyse zaman kendiliğinden değiştiğine göre bize düşen de mekan ve çevremizdeki insanları değiştirmek olmalı.

Ancak o şekilde hayata yeni bir frekansla sıfırdan başlayabiliriz. Bu uğurda yakın çevremizi bile değiştirmemiz gerekebilir. Milyonlarca insan bunu denemeye cesaret edemediği için ömürlerinin sonuna kadar aynı frekansta yaşayıp başarıdan uzak bir şekilde ölüp gittiler. Bu dünya sahnesi ilk adımı atacak cesareti gösteremediği için tarihte kaybolup giden pek çok dahi insana şahit olmuştur…

Bazen de herhangi bir zamanda başarılı olamayan insanlar aynı insanlarla aynı mekanda kalarak farklı bir zamanda da başarılı olabilirler. Bunun planlamasını herkesin kendisi yapması gerekir. Başarı kokusunu almadığımız bir ortamda daha fazla kalmaya gerek yok. Öyleyse bu durumda bütün enerjimizi o ortamdan uzaklaşmak için kullanmalıyız.


Çoğu zaman başarılı insanlarla birlikte vakit geçirmek bizi başarı ipinin frekansına bir adım daha yaklaştırır. Başarının tanımı herkese göre farklılık gösterdiği için kimlerle takılmamız gerektiğine kendimiz karar vermeliyiz. Başarılı bir kumarbaz olmak isteyen kişiyle başarılı bir din adamı olmak isteyen kişinin bulunması gereken ortamlar farklıdır. Buna göre sosyal ve iş ortamımızı kendimiz belirlemeliyiz. Bu yüzden İki yıl sonraki ortalama gelirinizi merak ediyorsanız eğer, şu andaki en yakın beş arkadaşınızın gelirlerinin ortalamasını hesaplayın, iki yıl sonraki geliriniz o olacaktır.

Ruhsal Gelişimin Etikleri ve Kendi Yolunuzun Sınırları


Cem Özüak
1978, İstanbul doğumlu. 1998'de Kocaeli Üniversitesi Fotoğraf bölümünden, 2002'de Anadolu Üniversitesi İktisat bölümünden mezun oldu. 2011'de Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler Anabilim Dalı Kişilerarası İletişim bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Uzun yıllar bankacı olarak çalıştı. Kişilerarası İletişim Uzmanı, Mentör, Yaşam ve Yönetici Koçu, Stratejik Pazarlama ve Yönetim Danışmanı olarak çalışmalarına devam ediyor. Kişi ve kurumlara iletişim eğitimleri veriyor.