Tartışma çoğunlukla kavgayı çağrıştırır. Tartışmayı kavgaya dönüştüren ve bu şekilde algılanmasına sebep olan ise egoların çatışmasıdır. Senlik – benlik kavgası. Hayata dair bir konu tartışılırken bile belli bir müddet sonra bu tartışma kişilik çatışmasına döner. Ve sonrasında ise içinden çıkılmaz bir hal alır.
Oysa ki tartışma, kavga etmek değil, belli bir konuyu çözüme kavuşturmaktır, gerçeği bulmaktır.
Tartışma: öğrenmek, öğretmek, anlamak, gerçeğe ve bilgeliğe ulaşmak için vardır. Fikir alışverişidir, yani: ‘senin fikrin şu, benim fikrim ise bu, peki hakikat nedir? Bu konu nasıl çözülür?’ şeklinde olan tartışmada dayanışma vardır, birliğe ulaşma vardır.
Benim açımdan örnek bir tartışma şöyle olmalı:
Hatalı bir davranışın veya karşı tarafa göre hatalı görünen bir davranışta:
- “Bu konudaki davranışın hoşuma gitmedi, bana göre şu şekilde davransaydın daha doğru olurdu.”
- “Teşekkür ederim beni uyardığın için, evet belki yanlış yaptım, eğer seni kırdıysam özür dilerim bunun sorumluluğunu alıyorum ve bunu…şekilde algıladığım için bu şekilde davrandım.”
Örnekteki gibi olan bir tartışmanın sonucu her iki tarafı da üstün kılar. Her iki tarafın da içindeki sevginin artmasına sebep olur. Yanlış taraflarını görüp düzeltme yoluna gider ve bu da kişiyi bilgeliğe doğru götürür.
Bir konu hakkında tartışma ise şöyle olmalı: Konu belirlendikten sonra fikirler belirtilmeli ve taraflar birbirini empati yaparak dinlemeli ve kesinlikle unutulmaması gereken nokta tartışılan her neyse niyet her daim o konuyu çözüme kavuşturmaktır.
Tartışmalar bu şekilde yapılmalı ki sorunlar çözülebilsin, her an gelişim yolunda adım atılabilsin.
Tartışmanın özünü bulmasında engel olan öğrenilmesi ve kabul edilmesi gereken bir konu vardır ki bu olmadan tartışma özüne kavuşamaz. Bu, bakış açılarının farklı olduğu gerçeğidir.
Bir konuda birden çok bakış açısı vardır ve o bakış açısından bakıldığında doğrunun o olduğu kabul edilir ama tüm bunların üstünde olan hakikattir evet hangi açıdan bakarsan doğru odur ama hakikati başkadır. Tartışırken de asıl amacın gerçeği yani hakikati bulmak olduğu unutulmamalı.
Küçük bir alıştırma ile bakış açılarının farklılıklarını anlayabilirsiniz ve bu alıştırmada da başrol sizsiniz:
Masaya herhangi bir obje koyun ve o objeye değişik yönlerden bakın. Uzaktan, yakından, üstten, aşağıdan, sağdan, soldan, çaprazdan.
Ne gördünüz? Baktığınız yöne göre gördükleriniz değişti değil mi? Hangi açıdan baktıysanız o anki doğrunuz o oldu ve bunu yapan da sizsiniz, başrolde siz vardınız? Peki kendinizi yargıladınız mı? “Hayır hayır az önce gördüğüm yanlıştı doğrusu şimdi gördüğüm” dediniz mi? Demediniz değil mi çünkü başroldeki sizsiniz ve neler gördüğünüzden de eminsiniz. Bu alıştırmayı iki kişiyle sonra birkaç kişiyle yapın. Ve bunun sonucunda göreceksiniz ki karşı tarafta kendine göre haklı.
Başka bir alıştırma daha ve yine başrol sizsiniz ve dilerseniz arkadaşlarınızla da deneyebilirsiniz:
Yukarıdaki resmin solunda gelin – kaynana illüzyonu diye bilinen resimde yaşlı ve genç bayan resmi vardır. Siz hangisini görüyorsunuz?
Kürk giymiş, burnu büyük, çenesi aşağıda yaşlı bir bayan mı yoksa yüzü öbür tarafa dönük, kolyeli, burnunun ucu ile kirpikleri görünen genç bir bayan mı? Neyi gördüyseniz o doğrudur.
Sağ taraftaki resimde ise karşılıklı iki insan profili ve beyaz bir şamdan vardır. Siz hangisini görüyorsunuz?
Şayet beyaz alana odaklanırsanız gördüğünüz şamdan olur. Siyaha odaklanırsanız gördüğünüz iki insan profilidir. Neyi gördüyseniz o doğrudur.
Baktığınız yöne göre gördükleriniz değişti değil mi? Hangi açıdan baktıysanız o anki doğrunuz o oldu ve bunu yapan da sizsiniz, başrolde siz vardınız? Peki kendinizi yargıladınız mı? “Hayır hayır, az önce gördüğüm yanlıştı doğrusu şimdi gördüğüm” dediniz mi? Demediniz değil mi?
Ve bu alıştırmalarda çıkan sonuç hayatın her alanında, her konuda geçerlidir. Farklı bakış açıları vardır ve o bakış açısına göre kişinin doğrusu kendine göre doğrudur. Ve bunun bilincinde olup karşı tarafı yargılamak, egonun tuzağına düşmek yerine tartışmanın özüne uygun hareket etmek insanı ve insanlığı yükseltecektir. Çünkü bizler her daim öğrenen ve öğreten varlıklarız.
Sevginin gücü ve güzellikler her yerde kendini gösterir. Fikir ayrılıklarında bile güzellikler vardır. Hakikati ya ben senden önce çözmüşümdür ya da sen ya da ikimiz de çözememişizdir ama bu bize ne farkındalıklar kazandırır haberin var mı? Senin açından baktığımda sendeki BEN’i görürüm, sen benim açımdan bakarsan bendeki sen‘i görürsün. Hadi bu durumdan ders alalım da hakikate varalım. İşte o zaman fikir ayrılığı sevgi‘ye dönüşür. Seninle aynı fikirde olmayanı da seversin sana öğrettikleri için, senin aynan olduğu için. Nefret ise neye götürür biliyor musun ruhun ölümüne, karanlıklara…