Aşk her şeye değmezmiş. Kim bilir belki de gerçekten değmez

“Aşk her şeye değmez” diyenler vardır. Kim bilir belki de gerçekten değmez. Ama bilin ki değmeyen; çoğu zaman aşk değil, aşkın taraflarından birisidir. İşte bir türlü açıkça söylenmeyen ya da söylenemeyen budur.

Aşk her şeye değmezmiş. Kim bilir belki de gerçekten değmez

Zordur çünkü aşkı yaşamak. Hem de ağız tadı ile yaşamak. Ki zaten hep güllük gülistanlık olsa; aşk olur muydu? Tabi ki esecek rüzgârlar, yağacak yağmurlar, belki dolu sağanakları, hatta kasırgalar kopacak yüreğinde…

“Sen buna değmezsin” denilemediği için,” aşk her şeye değmez” denilir. Kolaycılıktır aslında ya da bir kaçış; kim bilir?

Öyle ki bağrına öküz oturmuş gibi hissedeceksin ve kimi zaman kızacaksın. Öyle kızacaksın ki öfken dağları delecek kadar güçlü olacak. Ve içinden taşacak aşkın, öfkene nispet edercesine…


Kolay değil yani…

İçindeki sevdan; o öfkeyi sakinliğe, o kasırgayı meltem rüzgârlarına dönüştürecek kadar güçlüyse aşktır zaten.

Ya da karşında her şeye karşı dimdik duran, arkandan hiç ayrılmayan, ne yapsan hep yanında durandır aşk.

Görmesen de görmüş gibi 24 saatini geçirdiğin, gördüğünde doyamadığın, dokunduğunda hissettiğini hissettirendir.

O dur yani…

Adı fark etmez; her yürekte farklıdır çünkü…

Bakışlarında gerçek ve sonsuz sevgiyi hisseden, en güzeli de hissettirendir…

Vazgeçmeyi bilmeyendir. Vazgeçilse bile vazgeçmeyendir. Yüreğini elinde sana veren daha da güzeli yüreğine sevgiyle dokunmasını bilendir.

Yani aşkın adı vardır.

Ve “aşk her şeye değmez” diyebiliyorsan; bil ki o değmiyordur. Ya da sana denildiyse bil ki onun gözünde; sen değmiyorsundur. Bazen bir davranışa, bazen bir başkasına, bazen görünmez değerlere kurban olan sevdanla yapayalnız kalırsın o yüzden…Esen meltem rüzgârları; işte o zaman yüreğinde kasırgalara döner. Şarkılar; işte o zaman daha çok anlamlaşır. Ve tabi ki daha çok acıtır her duyduğunda…

Bakışların durulur, boynun çöker, görünmez ama ruhunda teslim olmuştur; kaybetmenin seni ele geçirip, boğan dalgalarına… “Aşk her şeye değmez” derken, aslında “sana değmez” demek istemiştir. Bilirsin ya da anlarsın ama kendine bile söylemekten korkarsın. Kısaca “Yalanmış” dersin; sana yaşatılan her güzel şeye…

Kendini avuturcasına…

O yüzden de bütün suçu sevdana yüklersin ya! Onu da kendini de korurcasına… Oysa o da çok sevmiştir. Belki sevdanın yükünü de çekmiş, hatta senden daha çok aşkınıza emek bile vermiştir. Yüreğini sana verirken, kendini sana teslim ederken; unutmuştur senin dışındaki herkesi… Öyle yoğun hissetmiştir, öyle bilmiştir; seni kendine yoldaş. Ama işte olmamıştır.

Elbet vardır bir nedeni; belki mecburiyetleri, belki onun bile adlandıramadığı nedensizlikleri içinde garipsediğin ya da için için kabullenemediğindir işte o neden. Seni kırmamak için söylenmiştir; “aşk her şeye değmez” diye. Oysa aslında “sen değmezsin” demiştir. Belki bilerek, belki bilmeyerek; istemsiz… Anlamazsın, anlamak da istemezsin. İşine gelmez çünkü. Yüreğin bir türlü kabullenmez bunu çünkü.


Sen nefesin yerine koymuşken onu; “aşk bu işte” demişsen, ona dokunduğunda tarifsiz mutlulukları doymamacasına yaşadıysan; gözpınarlarındaki çağlayanlarla birlikte için almaz, vazgeçilmeyi.

Yakışmamıştır çünkü…

O yüzden “aşk vazgeçmekmiş” dersin; avunulacak bir şey bulmuş gibi. Kendini görmezliğinde… O yüzden kabullenemezsin canını vermeye gönüllüyken; hayallerini alıp, gitmesine. O yüzden susarsın. Çünkü söyleyecek sözlerin bitmiş, daha doğrusu kelimelerin anlamsızlaşmıştır. Çünkü o söyleyeceğini söylemiştir. Ve gerisi o andan sonra kendini kandırmandır. “Aşk her şeye değmezmiş” dersin sen de; sessizliğinde olanca sesinle haykırırken.

“Değmezmişim” dercesine…

“Yalanmış” dercesine…

“Hak etmemişim” dercesine…

Hak etmediğin şekilde karanlık yalnızlığına arkandan itilirken… O yüzden susarsın.

Gözü kapalı güvendiğinin; gözlerine bakarak senden vazgeçmesini yaşıyorsundur çünkü.

Artık sen de “Aşk her şeye değmezmiş” dersin.

Sessizliğinde…

Sonra akan gözyaşlarına nispet edercesine tekrarlarsın; onlarca kez, yüzlerce kez.

“Ama aşk sana değdi” diye… Ama ne yazık ki o duymaz…


Çünkü gitmiştir, zaten gidecek olan…

Brahma Kumaris Ruhsallık Üniversitesi