Tanrı rolüne soyunan insanoğlu: Bilimkurgu gelecek

Tanrı rolüne soyunan insanoğlu ile bilgisayar kodları ve biyoloji arasındaki sınır belirsizleşirken programlanabilir canlılar ve yeni türler ortaya çıkıyor. Kendimizi bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz bir geleceğin içinde bulabiliriz.

Michelangelo Tanrı rolüne soyunan insanoğlu: Bilimkurgu gelecek

Ülkenin kuzeyinden gelen salgın hastalık haberleri büyük paniğe yol açtı sevgili dinleyenler. Sebebini araştıran yetkililerden henüz bir açıklama gelmezken, hastanelere yüksek ateş ve baş ağrısı şikayetiyle başvuranların sayısı 148’e çıktı. Tedavi altına alınan hastaların durumu ile ilgili henüz net bir bilgi elimize ulaşmazken kayıp yaşanmamasını umut ediyoruz.

Sıradan bir sabah ve her zamanki gibi arabayla işinize doğru yol almaktasınız. Her sabah olduğu gibi radyodan haberleri dinliyorsunuz. Ama az önce dinlediğiniz haber rutininizi bozan cinsten. Endişe içinde çocuklarınızı düşünmeye başlıyorsunuz. Arabanızı geri döndürüp çocuklarınızı okuldan almak geliyor aklınıza.


tanrı rolü hücre atom

Salgın, bir virüsle yayılıyor olmalı ve okul bu virüsü kapabileceğiniz bir yer. Kalabalık yerlerden uzak durmak gerek. Belki de eve gidip bütün pencere ve kapıları kapatıp beklemeliyiz. Bu noktada aslında kendinizi ve sevdiklerinizi nasıl koruyabileceğiniz hakkında hiçbir bilginizin olmadığını anlıyorsunuz. Yardım alabilmek umuduyla bir arkadaş, bir kurum ya da bir yetkili bulmaya çalışmak da sonuç vermezken bu kadar çaresiz ve savunmasız olmak dehşete düşürüyor sizi. Konu ile ilgili hiç bir yetkilinin açıklama yapmaması onların da çaresiz olduğunun bir göstergesi ve bu tehdide karşı tamamen savunmasız olduğunuzun ilanıdır.

Sentetik biyoloji üzerine araştırmalar yapan iki bilim adamı, internetten indirdikleri genetik kodlar ve yine internet üzerinden sipariş ettikleri malzemelerle kurdukları laboratuarda bir virüsü alıp genetik olarak değiştirerek tüm dünyaya bu teknolojinin kötü niyetle ne kadar kolay kullanılabileceğini gösterdiler. Bu alandaki çalışmaların temkinli ve büyük dikkatle sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapmış oldular.

Bilgisayar kodları ve biyoloji arasındaki sınır belirsizleşirken programlanabilir canlılar ve yeni türler ortaya çıkıyor.

Hayatı yeniden tasarlamaya kalkışan insanoğlu son yıllarda başarılı sonuçlar almaya başladı. Yürütülen çalışmalar umut verici olsa da yaşamın dengesini bozacak bir hatanın yapılmaması için çok dikkatli olunmalı. Kendimizi bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz bir geleceğin içinde bulabiliriz.

tanrı rolü dna deney tüpü

Ebeveynleri bilgisayar olan yani başka bir bakteriden dünyaya gelmeyen sentetik bir yaşam formu!

2010 yılında 15 yıllık bir çalışmanın sonuçları tüm dünya ile paylaşıldı. Genetik kodları bilgisayarda oluşturulmuş ve çeşitli kimyasallar yardımıyla meydana gelen kromozomun alıcı bir hücreye nakledilmesiyle oluşan, kendi kendine çoğalabilen yeni bir hücre oluşturmak artık mümkün. Yeni türler geliştirebileceğimiz bir noktaya geldiğimiz bu günlerde artık tanrının dilini sökmeye başladığımızı söylemek inanılması imkansız bir şeymiş gibi gelmiyor kulağa . Bu teknoloji üzerine yoğunlaşan bilim insanları çeşitli çalışmalar ortaya koydular. Hatta bir modacı bile bu teknolojiyi kullanarak çığır açma amacında. Bu gelişmelere biraz daha yakından bakalım.

İnsanlığın yeni nesil süper kahramanları: Süper Bakteriler

Bir grup bilim adamı vücuttaki kanserli hücreleri tespit edip yok edebilen süper bakteriler yapmak için çalışmalarını sürdürüyorlar. Kanser hastalığını tarihe gömecek, insanlığın yeni nesil süper kahramanları belki de çok yakında aramızda olacaklar.

tanrı rolü hücre

Yürütülen başka bir çalışma da bio yakıt üreten süper bakteriler üzerine yoğunlaşmış durumda. Artık petrole ihtiyaç duyulmayan bir dünya ve onun yerini alabilecek verimlilikte, bakterilerin elinden çıkmış yeni bir yakıt. Ancak dikkatleri çekmesi gereken bir nokta var. bilim insanları üzerinde çalıştıkları bu hücreye laboratuar ortamının dışına çıktığında kendi kendini yok etmesi için genetik bir mekanizma yerleştirmişler. Bu bakterinin doğaya salınmaması gerektiğinin ve tehlikeli olabileceğinin bir göstergesi.

tanrı rolü terzi kıyafet giyim

Tasarımcı Suzanne Lee: Kendi giysini kendin yetiştir!

Giysi veya ayakkabı üretmek için gerekli malzemeyi, bir hayvanın derisinden, petrol türevi kimyasallardan veya pamuk gibi bitkilerden elde edebiliriz. Aslında hikaye tasarımcımızın çevre dostu ve doğal alternatifler ararken bir biyologla tanışmasıyla başlıyor. Çalışmalarını kendi malzemesini yetiştirmek üzerine yoğunlaştıran Suzanne Lee, bir yeşil çay türü olan Kombu çayını, bir takım mikrop ve bakteri karışımıyla birlikte bir havuzda bekleterek mayalanmasını (fermantasyon da diyebiliriz) sağlıyor.

Uygun sıcaklık koşullarında bir süre bekledikten sonra sudaki şekerle beslenen bakteriler saf selülozdan nano lifleri üretiyorlar ve bu lifler üstte birikerek bir tabaka oluşmasını sağlıyor. Fermantasyon bittikten sonra üstte oluşan lif tabakası, alınıp çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra giysi üretebileceğimiz malzemeyi elde ediyoruz.


Tek kusuru yağmurlu bir günde bu kıyafeti giyemememiz. Çünkü henüz su geçirmez özelliği kazandırılamamış olan bu malzeme suyu emip ağırlaştıktan sonra büyük ihtimalle dikişleri patlatıp bizi zor durumda bırakacaktır. Aslında bu malzemeye bakteriyel selüloz deniyor ve bu malzeme zaten tıpta yaraların iyileşmesinde kullanılıyor. Ayrıca yakın gelecekte bio uyumlu kan damarları ve hatta kemik dokusu için bile kullanılabilir hale gelecek.

tanrı rolü kıyafet giysi ceket

“Benim aradığım, malzemeye istediğim özelliği kazandıracak bir yol. Bu yüzden yapmak istediğim; bir böceğe, Bana bir ip ör. Hidrofobik (Su geçirmez) olsun. Hazır elin değmişken, üç boyutlu bir form etrafında şekillendir. diyebilmek.” (Suzanne Lee)

tanrı rolü ev organik gıda

Bu noktada tasarımcının dikkat çekmek istediği; “geleceğin bakteri veya böceklerine, Bana istediğim özelliklerde ve kalitede bir malzeme oluştur, su geçirmez olsun, bu malzemeyi yaptığım üç boyutlu model üstünde oluştur ki sonradan giysi için kesip biçme işlemi yapmama gerek kalmasın ve herhangi bir artık malzeme oluşmasın” diyebileceğimiz bir gelecek. Bunu mümkün kılacak yol da sentetik biyolojiden geçiyor. Ayrıca gelecekte bu yöntemi kullanarak şu an kullandığımız malzemelerin türevlerini oluşturabilecek yollar keşfedebileceğimizi düşünebilir ve belki de şu soruyu sorabiliriz:

Bir lamba, bir sandalye, bir araba veya bir ev. Siz hangisini yetiştirmek isterdiniz? (Suzanne Lee)

tanrı rolü keçi örümcek

En ilginç ve ürkütücü olan çalışma ise örümcek geni taşıyan keçiler!

Amerika’nın Utah eyaletinde bulunan ve eyalet üniversitesine ait olan bir çiftlikte sıra dışı hayvanlar yaşamakta. Sıradan bir görünüme sahip olan çiftlikte barınan hayvanlar normal gözükse de aslında inanılması güç özellikler taşıyor. Örümcek geni taşıyan keçilere gelecek olursak, neden sorusunun yanıtına bakalım.

Bir örümcek türü çelikten daha dayanıklı ve esnek ağ yapabiliyor. Fakat örümcekler, ipek böcekleri gibi uysal ve sosyal hayvanlar olmadıkları için, bu lifi tıpkı ipek böceklerinde olduğu gibi ticari amaçlı çiftlikler kurup elde etmek mümkün değil. Bu duruma çözüm arayan bilim insanları örümcekten alınan geni bir çiftlik hayvanına yerleştirmeye karar verdiler. Böylece çiftlikte kolayca lif elde etmek mümkün olacak.

Bunun için çiftlik hayvanları arasından çeşitli kriterler göz önünde bulundurularak keçi seçildi. Ama merak etmeyin örümcek geni aşılanan keçinin hala 4 bacağı var ve duvarda yürüyemiyor. Dış görünüşünde her hangi bir değişiklik yok. Aslında normal bir keçiden hiçbir farkı yok. Peki lif nasıl elde ediliyor? Bunun için keçinin sütünden yararlanıyor. Örümcek geni aşılanmış keçinin sütünde bu lifi üretmek için gerekli olan protein bulunuyor. Keçinin bakımından sütü elde etmeye kadar geçen süreç tamamen normal işliyor. Daha sonrasında süt laboratuar ortamında işlenerek gerekli protein elde ediliyor ve bu proteinden Bio-Çelik adı verilen iplik yapılıyor.

En sağlam iplik!

Örümcek ağı, bilenen en sağlam ve en güçlü iplik. Gerilme gücü çelikten fazla ve sentetik, petrol esaslı polimerlerden yüzde 25 daha hafif. Bu iplik uçaklarda, yarış araçlarında, kurşun geçirmez yeleklerde kullanılabilecek. İnsan bedenine uyumlu olması sayesinde bu iplikten yapay tendon, kıkırdak, kol ve bacak üretiminde yararlanılabilecek.

Bütün bu yararları düşünürsek yeni bir keçi türü ortaya çıkarmak mantıklı geliyor. Ama sadece sağlayacağı yararları göz önünde bulundurmak da akıllıca gözükmüyor. Bu uygulamanın tahmin edilebilen ya da hesaplanan etkileri için yeterli önlemler alındığını var saysak bile hiç beklenmedik etkilerine karşı her zaman açık olacağız. Deneyler ya da uygulamalar arttıkça veya farklı amaçlara hizmet eden türler ortaya çıktıkça risk artacak ve yaşamın  dengesini bozmaya bir adım daha yaklaşmış olacağız.


Kıyamet senaryolarının çokça üretildiği günümüzde tehlikeyi dünya dışından gelen bir göktaşı veya uzay gemisinden inecek bir uzaylıda arayabiliriz ya da dini açıdan bakıp kıyamet alametlerini araştırabiliriz. Hatta takvimler takip edebilir, dünya üzerinde kurtarılmış bölgeler bile ilan edebiliriz. Diğer taraftan dünyamızda, bir canlının genetik kodlamasını tamamen değiştirebilmek gibi insanı hem heyecanlandıran hem de dehşete düşüren bir gelişme yaşanıyor ve bu yolla tanrı rolüne soyunan insanoğlunun ne kadar ileriye gidebileceği hiç konuşulmuyor. Şu anki gerçekliğe odaklanıp, yaşanan gelişmeler üzerine kafa yormak sizce daha akıllıca değil mi?

Bilim: Zihnin iyileştirici gücü


Tolga Hurhun
1985, Çorlu Tekirdağ doğumlu. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Yönetimi Yüksek Lisans diplomasına sahip. Stuttgart, Almanya'da yaşıyor, Mercedes-Benz'de çalışıyor. Fotoğrafçılık, bisiklet, tüplü dalış, gezi-seyahat, keman çalma, kitap ve film ilgi alanları arasında.