Trafik Yazı Dizisi (III – Son)
Kişinin hem kendi hem başkalarının özüne duyduğu sevgi ve saygıyı gösteren ahlaki davranışlar (hakkaniyet, dürüstlük, dayanışma, hizmet, sorumluluk, duyarlılık gibi) değerler kültürünü oluşturur.
Evrensel değerlerin trafik sorununu iyileştiren gücünden bahsederken eminim herkesin gerçek olmasını istediği fakat şimdilik bizim ülke için hayali bir trafikten bahsedeceğiz…
Değerler kültürün trafik kazalarına etkisi
Bu değerler kültürüne sahip bireyler, toplumlar her alanda bu kültürdeki davranışlara göre hareket ederler. Trafik kazaları gibi büyük bir sorun değerler kültürü ile normal sağlıklı bir trafik akışına dönüşür.
Önce yakın bir zamanda yaşadığım benim için güzel bir anıdan bahsedeceğim. Bir turizm şirketinin düzenlediği Batı Karadeniz turuna katıldım. Ne zaman bu tür gezilere katılsam şoför varacağımız yere kadar gözlemimin hapsinde olur. Nasıl biri olduğundan otobüsü kullanmasına kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar gözlemlerim. Şükür ki bu otobüs yolculuğu şoförümüz sayesinde güvenli ve huzurlu geçti. Yolumuzun uzunluğundan dolayı sık sık mola verdik ve bu molalar ile şoförü de tanıma fırsatım oldu. Sohbetlerimizin birinde kendisine teşekkür ettim otobüsü güvenli kullandığı için. Bunun üzerine kendisinden aldığım cevap ise tam tamına bu olmasa da verdiği anlam bakımından aynıydı: Birçok kişinin can güvenliğinin kendisinden sorumlu olduğunu ve bu düşünce ile hareket ettiğini belirtti. Verdiği cevap beni çok mutlu etmişti ve bir yanım bu cevap ile huzurluyken diğer yanım keşkeler içindeydi. Keşke birçok kişi bu bilinçle hareket edebilseydi trafikte. Yalnızca bu düşünceyi ve davranışı benimsemek bile birçok kazanın oluşumunu engelleyebilirdi.
Kendisinin ve sevdiklerinin yaşamını düşündüğü gibi diğer insanların da hayatını düşünüp duyarlı davranan bir şoförü düşünün: Böyle biri özellikle toplu taşıma araçlarını kullanan şoförler; ne daha fazla bir müşteri almak için hız yapacak ne de diğer rakip olarak gördüğü toplu taşıma araçlarını geçmeye çalışacak yalnızca başkalarının hayatının kendisinin sorumluluğunda olduğunu bilip bu duyarlılıkla hareket edecekti. Özel aracı ile yola çıkanlar ise yine kendi ve diğer araçlardaki insanların yaşamını düşünüp aşırı hız tutkusuna kapılmayacak, kurallara uygun bir şekilde aracını kullanacaktı.
Duyarlılık; vicdanın gelişmesiyle artan bir duygudur. Vicdanın sesini dinlemek ve bu sesten aldığı ışıkla hareket etmektir. Çevresindeki yaşananlara, olup bitene karşı hassasiyet göstermek, ince düşünceli olmaktır. Acı çeken birini görünce acısını hafifletmek için bir şeyler yapması gerektiğini hissetmek, yolda yürürken karşısına çıkan bir taşı kendisinden sonra geçecek olan kişi takılmasın diye taşı kaldırmak, şefkat, merhamet hissine sahip olmak demektir.
Trafik duyarlılık bilinci ile hareket eden şoförler
– Aşırı hız yapmayacaktır.
– Karşıdan karşıya geçmek için yaya geçidini kullanan yayaya yol verecektir.
– Yolda aniden karşısına çıkan herhangi bir hayvanın hayatını tehlikeye atacak bir davranışta bulunmayacaktır.
– Toplu taşıma aracını kullanan bir şoför, yolcusunun inip binmesi için aceleci davranmayacak onun güvenli bir biçimde inip binmesi için sabırla bekleyecektir. Diğer toplu taşıma araçlarını kendisine müşteri kazanma açısından rakip olarak görmeyecek yalnızca işinin başındayken bunun sorumluluğunu alıp o anda tüm yolcuların can güvenliğinin kendisinden sorumlu olduğunu bilip bu duyarlılıkla hareket edecektir.
Yine yalnızca bu duyarlılık davranışına sahip yol yapımında görevli belediye çalışanları ve bunları denetleyen makamlar, kişilerin can güvenliğini öncelik kriter olarak alıp yol düzenlemelerini buna göre oluşturacaklardır. Özellikle tehlike arzeden virajlı yolların dar ve mıcırlı olmasını engelleyeceklerdir. Bozuk yolların bakım-onarım gibi çalışmalarını hızlandıracaklardır.
Bozuk yollar ile alakalı internette bulduğum birkaç haber sitesinde, şoförlerin virajlı yollar ile ilgili sıkıntılarını üst makamlara duyurdukları sesler şunlardır:
[quote]“Ünye – Niksar yolunu kullanan tır şoförleri yolların bozuk olmasından şikayetçi. Tehlikeli virajlar yüzünden zorluklar yaşadıklarını ve yolun bozuk olması nedeniyle araçlarının yollarda kaldığını söyleyen şoförler, yolla ilgili sorunların bir an önce giderilmesini istiyor.” *[/quote]
[quote]“Bursa Büyükorhan’a bağlı 6 köyün sakinleri, yıllardır hiçbir çalışma yapılmayan ilçe bağlantı yolu için isyan etti. Dar, virajlı ve bozuk olan yolda eziyet çektiklerini belirten köylüler, yolun bir an önce onarılmasını istedi.” **[/quote]
Duyarlılık bilinci aynı zamanda sorumluluk duygusunu da içinde taşır. Bu duyguya sahip kişiler etki alanındaki her şeyden sorumlu olduğunu bilirler ve içlerindeki itici güç ile bir şeyler yapması gerektiklerini hissedip harekete geçerler. Böyle bir bilinçle hareket edilseydi şayet örnekteki haber ve benzerleri hiçbir şekilde okunmayacak ve yaşanmayacaktı. Değerler kültüründe kişiler kendi üstüne düşen sorumluluğun bilincindedir ve bir kaza oluşumunda sıklıkla rastlanan kendi dışında olaydaki herkesi suçlama davranışı görülmez. Kendisinin de bir yanlışı var ise bunun sorumluluğunu üstlenip kişi kendi kendisinin yargıcı olur.
Değerler kültüründe biz bilinci hakimdir. Korkuya odaklı değil öz’e duyulan sevgi ve saygının getirdiği davranışlar ile hareket edilir. İnsanların birbirleriyle iletişimi her daim anlayış üzerine kuruludur. Böyle bir bilinçte; trafikte şu anki durumumuzda karşılaştığımız, neredeyse herkesin her an kavga ettiği, en ufak bir hareketin bile kavgaya sebep olduğu ortamlara rastlayamazsınız. Biz bilincinin getirdiği anlayış ve hakkaniyet ile herhangi bir olası anlaşmazlık bile uzlaşılır duruma gelir.
Tüm bunlar uygulamaya konulduğunda, değerler kültürü ile hareket etmek bir yaşam tarzı haline geldiğinde, bu bilincin trafik kazalarını önleyici etkisi yadsınamayacak kadar büyük ve gerçektir.
[divider]
Kaynaklar:
** http://www.olay.com.tr/haber/bursa-bolge/bozuk-yol-isyani-20110909-81789.html