Sevgide yol almak kolay değildir. Çünkü o bitimsiz değildir. “Beslenmeyen sevgiler biter” der özlü sözler… Bunu bilmeyen, deneyimlemeyen yok, hele ki son zamanlarda…Neden? Birçok sebebi mevcut elbette ama bazen çok basit nedenlere dayanır bu bitişler de, farkına varıldığında tühhh dedirtir insana.
“Sevginin Dilleri” denilen bir kavram var. Ortak bir kaynak olmasına rağmen onu ifade ederken bir takım farklı diller kullanırız. Bu dilleri tıpkı İngilizce, Fransızca öğrenir gibi öğrenmek gereklidir, gitgide karmaşıklaşan insan zihni ve davranışları nedeniyle. Beyin denilen sihirli kutu içindeki labirentler, çok kollu ve çok yönlü inanılmaz yollarla örülü artık…
Sevgi dilleri de nedir ki, bir de onu öğrenme olsun?
Sevgiyi ifade etmenin elbette bin bir yolu var… Ama o ifadelerin temel bazı grupları var. Bu gruplar insanların davranış şekillerinin temel yollarıyla ortaya çıkar. Bu temel yolların özneleri vardır.
1- Kelimeler
2- Zaman
3- Eylem
4- Madde
5- Dokunsal Haz
Bu beş ana özneyi kullanarak yola çıkan sevginin beş dili vardır. Bu kavramların hepsi birer materyaldir onu ifade etmek için…
1- Onay sözcükleri ile algılamak.
2- Kaliteli zaman paylaşımı ile algılamak.
3- Hizmet alarak algılamak.
4- Hediye alarak algılamak.
5- Dokunularak algılamak.
Her birey bu öznelerin kendisine karşı kullanılması ile algılar. Bütün dillerin ifadesini aslında algılayabilir ama baskın olarak bir tanesi daha öne çıkar seçimlerinde…
Ve bu baskınlık aslında o kişinin temsil sistemleriyle bağlantılıdır. Sevgi dilleri üstüne bir de temsil sistemleri çıktı ortaya şimdi diyeceksiniz… Ama son yıllarda kişisel gelişimin ortaya çıkardığı en ilginç ve çözümleyici konulardır onun dilleri ve sistemleri…
Temsil sistemleri
Temsil sistemleri, kişilerin beş duyu içinden hangisine daha fazla yönelimi olduğuyla belirlenir. Hepimiz her algı kanalını bir ölçüde kullanırız ama bazılarını daha ağırlıkla kullanırız. Hangi duyularımızı daha ağırlıkla kullandığımız eylem seçimimizi etkiler. Temsil sitemlerinin de grupları vardır. Görsel, işitsel, dokunsal, kokusal, tatsal gibi… Bu sistemler bebeklik döneminde kendini belirler. Aileden gelen genler ve bebeklikteki koşullar hangi sistemin kişide baskın olacağını ortaya koyar. Hem iletişimde hem öğrenmede bu sistemler etkilidir. Dillerin ne olacağı da bu temsil sistemleri ile bağlantılıdır bir yandan.
Örneğin, işitseller sevgiyi kelimelerde duymayı sever, dokunsal sevgiyi dokunmalarda arar, görseller hediye almayı sever. Bağlantısı olmasına rağmen sevginin dilini belirleyen tek şey temsil sistemleri değildir tek başına. Üstelik temsil sistemleri her bireyde üçlü gruplar halinde şekillenir. GDİ (Görsel- duyusal- işitsel), DGİ( Duyusal- görsel- işitsel), İDG( İşitsel- duyusal- görsel) gibi üçlü kombinasyonlar ile belirlenir temsil sistemleri. Baskınlık sırasına göre kombinasyon belirlenir.
Sevgi dillerini nasıl biliriz?
Peki biz kaliteli iletişim ve kaliteli sevgi ifadesi yaratmak için karşımızdakinin özelliklerini nasıl anlayabiliriz? Temsil sistemlerinin ve dillerini tespit etmenin testleri mevcut. Kolayca ulaşıp bu testleri kendinize ve yakınlarınıza yapabilirsiniz. Özellikle çocukların sevgi dillerini ve temsil sitemlerini bilmek onu daha mutlu yetiştirmenin püf noktalarından birisidir. Öğrenme yöntemleri ile temsil sistemlerinin direk bağlantısı vardır. Bir görsele görüntü olmadan bir şey öğretemezsiniz. Bir dokunsal uygulama yapmadan öğrenmez. İşitsel birisi gürültülü ortamda öğrenemez.
İşyerlerinde başarı- başarısızlık durumlarının ardında çoğunlukla bu sistemler yatar. Aynı işi neden bir kişi kolayca öğrenir diğeri zorlanır, zeka seviyeleri aynı olmasına rağmen? Altında yatan gerçek, kişilerin temsil sistemlerinin değişik olmasıdır.
Bir kişiye hediye aldığınızda çok mutlu olur da diğeri o hediyeye burun büker? Bir kişiye sonsuz fedakârlıkla hizmet ettiğinizi düşünürken, o neden hala onunla zaman geçirmediğiniz için mutsuz olduğunu söyleyip sizi şaşırtır? Neden bir çocuğunuzu koynunuza alıp başını okşadığınızda mutlu olur da diğer çocuğunuz bisiklet ister? Bir arkadaşınız tüm tatlı dillerinize rağmen ona bir bardak çay vermediğiniz için size küser?
Bazen cevap bulamadığımız bu anlaşmazlıkların ardında basit bir gerçek yatar ki, kişilerin sevgi dilleri gerçeğidir bu. Çok basitmiş aslında diyeceğiniz bir çözümle iletişimi etkili ve mutlu hale getirebilirsiniz.
Herkesi kolundan yakalayıp bu testleri yapamayacağınıza göre iletişimleri etkili kılmak için başka ne yapabiliriz? İşyerlerinde amirlerin ve arkadaşların sevgi dillerini nasıl bileceğiz?
Çok kolay aslında… Kişileri birazcık dikkate alıp izleyecek ve özellikle şikâyet ettikleri “ŞEY” lere dikkat edeceksiniz. Şikâyet ettikleri her şeyde ortak özneleri yakalayacaksınız. Sevgi dilini belirleyen bu özneler; kelimeler, zaman, eylem, madde ve dokunsal hazdır.
Bir süre iz sürücülük yapmak, karşımızdaki kişinin sevgi dilini öğrenmede çok çabuk yol gösterici olacaktır.
Neden sevgi dillerini sevginin rehberi yapmayalım? Daha güzel, daha mutlu, daha paylaşımlı ve doyumlu ilişkiler kurmak için değmez mi bu kadarcık zahmete?
Elbette değer…
Sevgide tüm dilleriniz ortak olsun…