Chemtrail; askeri ve sivil uçakların gökyüzünde bıraktığı beyaz ve gri toz şeritleridir. Geçmişi 1970’li yıllara kadar uzanır. 80’li yıllarda başta batı ülkeleri olmak üzere artış göstermeye başlamıştır. 1998 ve 2000 yılları arasında ise neredeyse her gün ve her yerde görünür olmuştur.
Atmosferik olaylara rağmen gökyüzünde saatlerce kalabilen ve sonra ortama yayılan chemtrail çizgileri bir tür sis halini alıyorlar. Çoğu zaman doğal karşıladığımız bu durum aslında yapaydır ve niçin bu tür bir müdahale yapıldığı açıklanmamaktadır.
Sistematik ve düzenli uygulamaların sıklaştığı durumlarda gözlenmektedir. Öyle ki, bazı günlerde gökyüzü adeta baklava dilimleri gibi püskürtme şeritleriyle dolmaktadır. Gün doğumu ve gün batımı esnasında havaya bırakılan parçacıklardan yansıyan gökkuşağı benzeri ışıklar görülebilmektedir.
Püskürtmelerde kullanılan parçacıkların alüminyum oksit ve baryum tuzları parçacıkları olduğu ve özellikle alüminyum parçacıklarının yoğun şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Uygulama sonrasına rastlayan yağışların ardından incelenen sularda bu durum tespit edilebilmiştir. Ayrıca bir kimyasal böcek ilacı olan ve toksin etkisinden dolayı yasaklanan etilen dibromürün de kullanıldığına dair ciddi şüpheler bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Carolina eyaletinde, yağmur suları ve kar örnekleri laboratuar ortamında testlerden geçirilmiş ve Phoenix’de yirmi sekiz gün boyunca çalıştırılan bir hava filtresi aracılığıyla alınan örneklerde şu sonuçlar belgelenmiştir.
Alüminyum : Güvenli toksik sınırın 6.400 katı.
Demir : Güvenli toksik sınırın 28.000 katı.
Magnezyum : Güvenli toksik sınırın 5,3 katı.
Potasyum : 793 katı. Sodyum:15,9 katı.
Kadmiyum : 126 katı. Krom:282 katı.
Nikel : 169 katı.
Baryum : 278 katı.
Bakır : 98 katı.
Manganez : 5820 katı.
Çinko : 593 katı.
Alman Federal Kültür ve Medya Yönetim Kurulu Başkanı Monika Griefahn, 2004 yılında kendisine yöneltilen bir soru üzerine; “Ben bu konuda endişelerinize katılıyorum, dünyanın sera gazı emisyonlarını azaltmak yerine dünyanın atmosferinde deneyler yapılmaktadır. Önemli bir toksik potansiyeline sahip alüminyum veya baryum bileşiklerinin kullanım yaygınlığı şimdiye kadar oldukça düşüktür. Bu tür deneyler mantığı içinde bu bileşiklerin troposferde değil, stratosferde kullanmak daha iyi olurdu.” açıklamasını yapmıştır. Bu açıklama resmi olarak, Chemtrails uygulamalarının varlığının onayı niteliğindedir.
İsveç Meclisi, İsveç Yeşiller Partisi’nin verdiği araştırma önergesi üzerine ülkelerinde bu konuyu araştırmak üzere bir komisyon kurma kararı aldı. Yeşiller Partisi Lideri Pernilla Hagberg tarafından yapılan açıklamada şikâyetlerin artması ve partilerinin tüzüğü gereği çevre kirliliğine gereken hassasiyeti gösterdikleri ve konunun ülkelerinin ve çocuklarının geleceği açısından oldukça önemli olduğunu bir basın toplantısı düzenleyerek, duyurdu.
Etilen dibromürün; solunum problemleri, şiddetli boğaz ağrısı ve sinüs iltihabı, şişmiş lenf bezleri, öksürük, nefes darlığı, baş ağrısı, genel solunum yetmezliği, kalp ve karaciğer hasarına, Alüminyum oksidin beyin hücrelerini olumsuz etkilerine, hafıza ve konsantrasyon zayıflığına, Alzheimer hastalığına ve solunum yolunda ağır hasara neden olduğu, spreyde kullanılan polimerlerin göz ve solunum bölgelerinde depolandığı, kanamalara, ağrı ve ciddi göz sorunlarına yol açabildiği bilinmektedir.