Son 30 yılda, Kuzey Kutbu’ndaki buzulların %75’ini kaybettik ve kaybetmeye de devam ediyoruz. Kimse kutup ayısının söylediklerini dinlemese de eminim bizim sesimiz onun sesi olacaktır.
Yedi yaşına henüz girmişken sinemada izlediğim ilk film Titanic’ti. Film bittiğinde, ışıklar eşliğinde salondan çıkarken zihnime kazınan, geminin buzdağına çarptığı sahneydi. Gemi usulca dokunup geçerken buz kütlesine, güvertedeki Rose olmak istedim bir an. İstedim çünkü o kadar yakın olmak büyüledi beni, sonunda Jack gibi öleceğimi tahmin etmiş olsam da…
[quote]Buzullar 800.000 yıldan beri varlar ama ben ne zaman aşık oldum, bilemiyorum.[/quote]
Çocukken üzerine ‘Antartika’ etiketini yapıştırdığım kavanozum hala rafımda. Fakat bu konuda endişeliyim. Çünkü kavanozumun dolma hızıyla buzulların yok olma hızı arasında buz kütlelerinin suyun üstünde görünen kısmıyla deniz altında kalan kısımları kadar fark var.
Endişeliyim çünkü kutup bölgeleriyle olan ilişkimiz, sıcak çay fincanına atılan buz parçacığı gibi. Çayımıza attığımız yetmiyormuş gibi bir de karıştırıyoruz hızla ve hızla.
Son 30 yılda, Kuzey Kutbu’ndaki buzulların %75’ini kaybettik ve kaybetmeye de devam ediyoruz. Dünya çapında henüz keşfedilmemiş ham petrol rezervlerinin yüzde 13’ünün Kuzey Kutbu’nda olduğu tahmin ediliyor. Bu sebeple, yakın bir gelecekte erimesi beklenen buzun altındaki 90 milyar varil petrol ve büyük miktarda doğal gaz için bölge ülkeler ve enerji şirketleri gözlerini kutup bölgesine dikmiş durumdalar. Fakat bu rezervler enerji şirketleri için büyük para anlamına da gelse aslında dünyanın sadece 3 yıllık petrol ihtiyacını karşılıyor. Peki fok balıkları ve balinaların doğal yaşam alanı olan Kuzey Kutbu denizlerinde güvenli bir biçimde sondaj yapabilecek teknolojilere acaba gerçekten sahip miyiz? Bu bölgede ortaya çıkabilecek bir petrol sızıntısıyla baş etmek neredeyse imkânsız ve Kuzey Kutup çevresini yok edeceği aşikar.
1989’da meydana gelen ve bugüne kadar insan eliyle gerçekleşmiş en büyük çevre felaketlerinden biri olan Exxon Valdez kazasını unutmamız mümkün değil. Yaklaşık 10.8 milyon galonluk petrol denize akmıştı. Bölgedeki deniz kuşlarından balinalara kadar birçok canlı türü zehre bulanarak ölmüştü.
Peki şimdi aynı eller, aynı şeylerin Kuzey Kutbu’nda da yaşanmasına sebep mi olacak?
Üzücü olan şey şu ki; Kuzey Kutbu’nu korumaya çalışan tek bir devlet veya ordu yok. Sadece parçalamak ve sömürmek isteyen ülkeler ve şirketler var. Bölgenin zengin doğal kaynakları ve yeni geçiş yollarını sonuna kadar kullanmak isteyen bu ülkeler aynı zamanda Kuzey Kutbu’nun kuzeyinde kalan bölgede yaşayan İnuitler için de bir tehdit. Bölgede hakkı olduğunu iddia eden bu ülkeler, buzların erimesiyle bölgeden pay almak için mücadele verirken askeri varlıklarını da güçlendirme yolundalar. Kanada’nın Ontario Eyaleti’nde bulunan Kraliyet Askerî Akademisi Siyasal Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Christian Leuprecht, yaptığı bir açıklamada, ”Uluslararası hukuka göre, bir ülkenin Kuzey Kutup bölgesinde hak iddia edebilmesinin o bölgeyi savunabilmesine bağlı” olduğunu söylemişti. Şu anda hepimize ait olan bu bölgelerin gelecekte çıkabilecek olası bir savaş sonucunda böyle kalmayacak, daha da önemlisi sahip olduğu doğal yasam ve canlı türleriyle birlikte yok olacaktır.
‘Kuzey Kutbu, hiçbir ülkeye ait değildir ve öyle de kalmalıdır!’ diyorsanız eğer Greenpeace’ in dünyanın tüm canlıları adına burayı kurtarılmış bölge ilan etmek için başlattığı, ‘Kuzey Kutbu’nu Kurtar’ kampanyasına katılabilirsiniz.
[quote]Kuzey Kutbu’nda “Gelecek için Bir Bayrak” dikmemize yardım et![/quote]
Greenpeace, Kuzey Kutbu’ndaki yeni petrol hücumunu durdurmak, kullandığımız enerji kaynaklarında köklü değişimler yaratmak, temiz enerji devrimini hızlandırmak adına “Gelecek için Bir Bayrak” projesini başlattı. Bu proje kapsamında ‘Team Aurora’ isimli Kutup kaşifleri ekibi oluşturuldu. Kampanyaya destek vermiş 2.7 milyon kutup savunucusunun isminin yazılı olduğu bir cam kapsüle iliştirilmiş bayrak, 5 nisan’da ekip ile Kuzey Kutbu’na doğru yola çıktı. Kuzey Kutbu’nun etrafındaki el değmemiş alanların korunmuş bölge ilan edilmesi için oraya dikilecek. Böylece Hep beraber dünya liderlerine yapılan çağrı yinelenecek:
Kuzey Kutbu’nu koruyun ve iklim değişikliğini durdurun!
Greenpeace, 30 yıl önce de Antarktika’yı korumak için yine bir kampanya başlatmış ve Güney Kutbu’nda bir dünya parkı yaratmayı başarmıştı.
Şimdi sıra Kuzey Kutbu’nda ve onun bize ihtiyacı var !
Kuzey Kutbu’nu kurtarılmış bölge ilan edelim!
Hemen şimdi imzanı ekle ve Kuzey Kutbu’nu korumak için çalışan milyonlarca kişiye katıl!
Petrol şirketlerinin kutup ayılarının evini yok etmesine izin vermeyelim.
Peki şimdiye kadar kampanya sürecinde ne oldu?
Obama’ya söyle: Shell’in Kuzey Kutbu’nda petrol arama izinleri iptal edilsin!
Royal Dutch Shell şirketi, 2013 yılında Kuzey Buz Denizi’nin Alaska açıklarında petrol aramayacağını açıkladı.
Norveçli petrol şirketi Statoil de Kuzey Kutbu’nda petrol arama planlarını erteledi.
Greenpeace gönüllüleri Kuzey Kutbu’nun tepesine ulaştı ve Kuzey Kutbu’nu Kurtar kampanyasına katılan 2.7 milyon kişinin ismi artık dünyanın zirvesinde.
Fakat Shell gibi daha birçok petrol şirketinin de bölgedeki petrol aramalarını durdurması ve Obama’nın Kuzey Kutbu’ndaki petrol aramalara verdiği iznin ne kadar yanlış olduğunu anlaması gerek. Bunun için de Obama’ya sesimizi duyurabiliriz.
Obama’ya mektup göndermek için tıklayınız.
[quote]Kimse kutup ayısının söylediklerini dinlemese de eminim bizim sesimiz onun sesi olacaktır.[/quote]