Rollerden Öze: Karakter X Toller= Kimlik

Eğer biz birilerinin karakterini değerlendirme cüreti gösteriyorsak, başkaları da bizi değerlendirebilir. Öyleyse düşünün, böylesi eleştirilere ne kadar açıksınız, ne kadar hoşnutsunuz?

ROL YAPMA

Her geçen gün dini ağzımıza daha çok alıyoruz. Zaten Ramazan Ayı’nı da taze bitirdik.


Koca ramazan boyunca her kanalda dini programlar, dini diziler… Vesveseye düşürenler hariç, hepsinden memnundum. Çünkü din, yaşam biçimi demektir. İnsanın inanç biçimiyle yaşam biçimi arasındaki uyum için de böylesi programlar faydalı olabilir!

Ama arada farklı olanlar da var. Memleketim dolaylarında “camide Müslüman” diye bir ifade vardır. Namaz vakti her şey dört dörtlük, camiden çıktığı ya da namazı bittiği gibi nefsinin bildiğini okur bazıları… Çünkü inancı karakterine işlememiştir.

Dergi arşivimi karıştırırken bir söz ilişti gözüme, o yüzden karakter konusuna değinmek istedim.

[quote]Bir insanın karakteri, hiçbir zaman yaptıklarının ortaya çıkmayacağını bildiği zaman yaptıkları ile ölçülür.

Thomas Macaulay[/quote]

Bu derin sözü anlamam ve özümsemem biraz zaman almıştı.

Yani dünyada yapayalnız kalsanız bile edineceğiniz tutum, sizin karakterinizdir!

Günümüzde her kişi iyilik timsali, değil mi? Onlardan iyileri yok, onlardan temizleri yok… Oysa mahremlerinde ne fesatlıklar vardır, değil mi?

Peki, bize ne?

Herkes kendinden mesul aslında!

Eğer biz birilerinin karakterini değerlendirme cüreti gösteriyorsak, başkaları da bizi değerlendirebilir. Öyleyse düşünün, böylesi eleştirilere ne kadar açıksınız, ne kadar hoşnutsunuz?

kişilik

Oysa karakter, özümüzden doğan bir hâl değil miydi?

Özümüzle ilgili bu durum, bizi biz yapan temellerden biri. Çünkü formül basit;

karakter X roller = kimlik

Yani karakterim ve üzerine bindirdiğim rollerim, beni teşkil ediyor.

Bu roller kendi adıma koç, eğitmen, oğul, sevgili, ağabey, sevgili, torun, girişimci, genç yetişkin, vatandaş, mentor, sırdaş…

Rollerimden birisine yoğunlaştığımda kimliğim sapıyor! Çünkü karakterimiz çarpan etkisi yapıyor.


Mesela bir kadın düşünün, karakterinde fedakârlık ağır basıyorsa, rollerinden anneliğe yoğunlaşması olası ve bunun da etkisiyle saçı elbette süpürge olur!

Peki o annenin özünde istediği şey bu mudur? Yani o kişi bir anne midir, bir insan mıdır, öncelikle buna bakmak lazım.

Toplumsal görevler, kişisel amaçlar ve daha bir sürü sebeple birçok rolümüz var. Buna rağmen kimliğimizin idealimizde bir şey olması için, formülde neye bakmalıyız: karakter!

Ralph Emerson diyor ki; “Karakterler hiçbir zaman değişmez. Düşünceler değişir, ancak karakterler yalnızca geliştirilebilir.

Yani sıkıntı çektiğiniz durumlarla ilgili “napalım, ben böyleyim” demekten çok daha fazlasını yapabilirsiniz.

Zor ama kazançlı bir yola girebilirsiniz!

 Yapmanız gereken şey sadece özünüzü hatırlamak!

parmakSiz ne bir ebeveynsiniz ne bir çocuk ne bir patron! Siz öncelikle bir ruhsunuz! Bunu bildiğiniz, idrak ettiğiniz, özümsediğiniz derecede şekillendiriyorsunuz hayatınızı.

Mesela kartvizitimde koç yazmıyor, “koçluk” yazıyor. Çünkü ben bir koç değilim, yaptığım şey koçluk. Böylece koç gibi değil kendim gibi yaşıyorum. Koçluk sorun çözme sürecinde çok etkili olabilir, ama ben de hatalar yapabilirim ve herkesten önce bunun mesajını kendime veriyorum.

Seneler önce bir yakın arkadaşımın, o zamanlarki kız arkadaşımla birlikte olduğunu öğrenmiştim, bizim ilişkimizin bittiği sıralar, ayrılık sürecinde gerçekleşmiş.

Çok kıskanç birisiydim ve bu haberi öğrendiğimde öfkeden kudurmuştum. Zaten bunu söyleyen de kızın kendisi olmuştu, canımı acıtabilecek her şeyi kullanacak şekilde anlatmıştı! Gözüm hafiften kararırken bir cümle belirdi zihnimde “şimdi ne yapmalıyım!”

Ne demek “ne yapmalıyım”? Kurallar, suçlar, cezalar kitabım mı var ki bilgi istiyorum ne yapacağımla ilgili?

O kız benim sevgilimdi ve arkadaşımla birlikte olmuş! Ben birinin sevgilisi, diğerinin dostuydum. Ama bitmiş işte.  Eğer kızla sevgili olmasaydım ya da o çocukla (iyi ya da kötü) dost olmasaydım şu anki duygularımı yaşamayacaktım, aklımdan geçen kötü tepkileri vermeyecektim. Demek ki içinde bulunduğum durum geçici ya da göreceli, demek ki özüme ait değil!

Sonuçta o gün rolümden sıyrılmayı başardım ve herhangi kötü bir eylem yapmadım. Sadece daha da özüme yönelmeyi tercih ettim ve bu sayede daha güvenilir ilişkiler yaşamayı başardım, sabıkam da hala apak!

Ya siz?

Rolleriniz neler?

Karakterinizi düşünebiliyor musunuz?

Hangi rollerinizden sıyrılabilirsiniz?


Hayatınızda neleri değiştirebilirsiniz?