Suriye’de Esad rejiminin son vurgunu kimyasal silah faciasından sonra askeri müdahalenin gerekliliği gündeme oturdu. Aylardır tartışmalara sebep olan ve bir çok ayrı cephede farklı kulisler oluşturan bu durum kimyasal silah kullanıldığının kurbanların saç örneklerinin test edilmesi neticesinde kesinleşmesinin ardından, somut adımlara dönüşme yolunda ilerliyor.
“İzleme, Çöz”
Türk halkı da Birleşmiş Millet’lerin kapısını aşındırarak komşuya çare istedi. “İzleme, Çöz” dedi. Fakat uluslar arası ilişkilerde bu tür kritik durumlarda devletler duracakları yeri, verecekleri desteğin şeklini, miktarını çok iyi belirlemeli. Heyecan her durumda hata yaptırır. Devletler de heyecanlanıp duracakları yeri ayarlayamazlarsa hata yaparlar. Ve bu hataların bedelini en az devletler kadar ait oldukları milletler de öder.
Suriye’de, Mısır’da, Doğu Türkistan’da, Arakan’da bir değil bin insanlık ayıbı birbirini izliyor. Birleşmiş Milletler’in ve Nato’nun müdahalesi kayıplar bu noktaya gelen kadar gecikmeli miydi? Uluslar arası hukuk gereğince bir müdahale hakkı doğması için masum halkların ne kadar telef olması gerektiği yazıyor acaba? Zulmün “yeter artık” sınırı nereye kadar?
[quote]
Mesele bir vicdan meselesi olsa idi şimdiye kadar çoktan bir önlem alınmış, hatta çözülmüştü. Mesele dünyamızın dev güçlerinin, kan kokusu gelen yaralı ülkelerin başında bekleyip, petrol rezervleri suretinde görünen kanlarını emme arzusu olmasın?
[/quote]Kimin hangi damardan kan çekmeye başlayacağı, şırınga olarak kimlerin kullanılacağı konusunda ve dünyaya karşı bu durumu şirin göstermek için hangi vicdan maskesini takacaklarına bir türlü karar verememiş dev güçler olabilir mesela. Çok mu art niyetli düşündüm sizce?
Çin neden Suriye’ye müdahaleye karşı?
Doğu Türkistan’da yaptığı katliamının bu müdahaleden sonra ayağına dolanacağından çekiniyor olmasın? Körler sağırlar birbirini ağırlar misali birbirlerine zulümde destek vererek, Dünyayı da ağır bir vicdan sınavına sokuyorlar maalesef.
[quote]Doğu Türkistan da hak etmedi mi Dünyanın kurtarıcı elini, Türkiye’nin şefkatini? Etmediyse daha kaç can yitirmeli göz göre göre? Ya Arakan? Mısır?[/quote]
Türkiye, Suriye’li komşularını mülteci kamplarında ağırlayarak, uluslararası arenada çözüme yönelik adımların atılması gerektiğini savunarak ilk adımda yapması gerekeni yapmıştır bence. Suriye’ye müdahalede öne çıkıp diğer ülkelerin zihniyetiyle yaklaşırsa ve bunu din kardeşlerini kurtararak islama hizmet ettiğini savunarak yaparsa bence hata yapar. [quote]Türkiye din kardeşliği hassasiyetini Türk halkının yüreğine teslim edip, dini ne olursa olsun insan haklarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü korumanın peşime düşmelidir ki zaten böylece özde İslam dinine de, Türk milletine de, insanlığa da hizmet etmiş olur.
Tek başına müdahale etmesi zaten mümkün değil. Müdahalede ancak BM ve NATO üyesi bir ülke olarak uluslararası bir ortaklıkla yer alabilir. Bu arenada da dozunu ayarlayamazsa maşa olarak kullanılmaktan öte geçemez.
Elbette hem komşumuz için, hem diğer tüm katledilen halklar için ve Doğu Türkistan’daki soydaşlarımız için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti susmadan, ezmeden ezdirmemenin yollarını arayan tarafta yer alacaktır.
Ama dünya dengelerinin değişeceği bu kaygan zeminde çizginin ne kadar içerisinde duracağını, uluslar arası çıkarlarını da gözeterek öngörmelidir.